8.BÖLÜM

70.6K 3.7K 2.5K
                                    

Üzerimdeki gerginlikle pür dikkat televizyona bakıyordum. Kimseden ses çıkmıyordu. Bu maç benim her şeyimdi. Eğer kazanan taraf ben olursam onun üzerinde çok hain planlarım vardı.

"O gol kaçar mı be?"

Fatih'in sinirle söylediği şeye sinsice sırıttım. Zaten kalecileri sakatlanmıştı neydi bu güven anlamıyordum.

"Ee ben dedim sana. Kaybedeceksin Fatih peçeteleri hazırla."

Fatih, Kayahan Abi'nin dediği şeyle burnunu havaya dikti. Şu an kazanacağından aşırı derecede ümidi vardı. Onu az buçuk tanıdıysam asla kaybedeceği şeylerin başına geçmezdi asıl korkum buydu.

"Daha ilk yarı bile bitmedi durun bir hele."

Önündeki çay bardağına uzanırken gözüm onun hareketlerine kaydı. Kaşları heyecandan olsa gerek çatılmıştı. Elleri stresten yumruk yumruk olmuştu. Kazanmayı gerçekten istiyordu. Kazanırsa bana ne yaptıracağını çok merak ediyordum.

"Bence boşa kürek çekiyorsun Fatih Abi'ciğim. Sonuçta kazanan ben olacağım. Bir gün boyunca sana yaptıracaklarıma hazır ol."

Kendimden emin bir şekilde konuşurken tek dayanağım kalecileriydi. Vallahi o da güme giderse yanardım.

Bir anda Fatih'in ayağa kalkıp "Gol!" diye bağırmasıyla gözlerim kocaman kocaman ona döndüm. Kazanırsa kendimi keserdim gerçi kazanırsa büyük ihtimalle o beni keserdi.
Büyük bir gururla bana döndü.

"Ne oldu Sarı? Bir rengin attı sanki senin. Korkma korkma bunlar daha başlangıç."

Dişlerimi birbirine bastırırken Biricik koluma dokunup kulağıma fısıldadı.

"Görüyor musun kız nasıl da kur yapıyor sana?"

Omzumu silkip önüme döndüm ve sesimi çıkarmadım. Kazansam iyiydi be.

Dağhan tabaklara koyduğumuz çerezleri yerken ağzını resmen şapırdatmakta çığır açmıştı.

"Anlamıyorum yani ne anlıyorsunuz şu futboldan? Bunlar hep efor hep enayilik."

Hepimiz ona dondurma yalayan kedi görmüş gibi baktık. Geçen aya kadar futbol oynamaya bayılıyordu beyefendi.

"Hadi be! Penaltıydı o penaltı."

Kayahan Abi sinirle volta atarken Biricik yanına gidip elinden tutarak koltuğa geri oturtmuştu. Ee her çoban kendi malından meshuldü. Kız anlıyordu dilinden.

On dakika daha öylece izledikten sonra ilk yarı bitmiş ve reklam verilmişti. Herkes konuşmaya dalmışken sıcaktan yanmıştım resmen. Bu da canım annemden geçen bir özellikti sanırım.

Mutfağa girince adeta buzdolabına sarılmıştım. Vallahi ben böyle susuzluk görmemiştim. Tam bardağa koymuş hızlıca içerken arkamdan gelen sesle su resmen boğazımda kalmıştı.

"Maçı alamayacağını anlayınca hararet yaptı herhalde."

Gözümden yaş gelirken halâ öksürmeye devam ediyordum. Bonibon Bey işin ciddiyetini anlamış olacak ki gelip sırtıma vurmaya başlamıştı bile.

"Genzini çek genzini, daha ölemezsin haberin olsun."

Aniden kulağımı tutup havaya doğru çekmesiyle devekuşu gibi başımı toprağa gömmek istedim. Neyse ki birkaç dakika sonra düzenli nefes almaya başlamıştım bile.

Ama bu sefer genzime şu kaçmasından daha büyük bir sorun vardı. Fatih'le aramızda neredeyse iki parmak kadar bir mesafe vardı ve o pür dikkat bana bakıyordu. Normal şartlarda asla utanmayan biri olarak ilk defa yanaklarımın yandığını hissettim.

Bir Gülü Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin