Ayaklarımın yerden kesildiği anlar oldu. Mutluluktan havalara uçtuğum çok fazla anı yaşadım. Buna sebep olan insanları hep yükseklerde tuttum, onlara minnet duydum. Çünkü insan kendini mutlu eden insanı severdi, sayardı.Şu an ise o mutlu olduğum anların tam tersini yaşıyordum. Ayaklarım yerden kesiliyordu evet ama mutluluktan olmadığına emindim. Çünkü ben mutluluğun ne olduğunu biliyordum. Mutlu olsaydım kalbim bu kadar ağrımazdı. Gözlerim bu denli dolmazdı taşacak kadar.
Biliyordum bu kez üzüldüğüm için ayaklarım yerden kesiliyordu.Yüzüne bakamıyordum. Bakışlarım tam olarak hızlı hızlı inip kalkan göğsündeydi. Bir haftadır kafamda sürekli geldiği anda ona yapacağım şeyleri hayal ediyordum. Okkalı bir tokat atmak, suratına tükürmek, onu tekmeyeleyip kollarına vururken aynı zamanda beni bırakıp gittiği için bağırmak ve bunun gibi nice planlarım vardı. Ama şu an tek yaptığım donmuş bir şekilde onu izlemekti.
'Geldim.'
Kafamda sürekli az önce söylediği kelime dönüyordu. Gelmişti. Ama bunun ne önemi kalmıştı ki? Bir kere gitmişti sonuçta. Bir kere beni yalnız bırakmıştı. Ne önemi kalmıştı?"Biraz geç oldu sanki Fatih Abi? Ne dersin sen bu işe?"
Dağhan'ın sinirli çıkan sesi ile herkes şaşkınca ona bakmıştı. Fatih'in kaşlarını çattığını hissedebiliyordum. Ama hala bakışları benim üzerimdeydi. Dişlerimi öyle sıkıyordum ki az sonra kırılacak gibi hissediyordum.
"Siz karışmayın!"
Sesi tok ve kendinden emindi. Dağhan'ın bu lafın altında kalmayacağını biliyordum. Çünkü neler yaşadığımı bizzat kendisi görmüştü. Sürekli yanımda olmuştu. Neler hissettiğimi ne hale geldiğimi biliyordu.
"Biz karışmayalım mı? Sen gittikten sonra neler yaşadığını biliyor musun? Nasıl kötü olduğunu biliyor musun? Kim vardı yanında biliyor musun? Şimdi karşısına geçip de 'Geldim.' demenin bir manası yok. Sen yoktun. Biz vardık."
Dağhan'ın sert çıkışı karşısında kimseden çıt çıkmazken ellerimi yumruk yumruk yapmıştım bile. Birkaç hafta önce böyle şeyler yaşayacağımı söyleseler sadece güler geçerdim. Ama şu an bunları yaşıyordum. Ve tek yaptığım öylece bakmaktı.
"Bilmediğiniz şeyler hakkında yorum yapmayın! Bu mevzu Bahar ve benim aramda."
Benim de sinirlerim aynı oranda gerilirken Dağhan'ın yaklaşan sinir patlaması anını hissedebiliyordum. Etrafına neşe saçan biri olsa da sinir anında gözü kimseyi görmüyordu.
Gerginliği anlayan ve benim onun varlığını bile unuttuğum Caner bir anda sakin bir sesle konuştu ve dikkatleri üzerine çekti.
"Tamam sakin olun önce. Dağhan kendine biraz mukayyet ol. Abi sen de gel otur şöyle yoldan geldin."
Onun bu sakin sesiyle Dağhan burnundan sert bir nefes verip arkasını dönerken Fatih hala öylece dikiliyordu. Hâlâ tepki veremiyordum. Başak çoktan yanıma gelmiş kollarımı tutarak bir şeyler diyordu ama duymuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gülü Sevdim (Tamamlandı)
Teen Fiction"Bir gülü sevdim bir seni sevdim." (Kapak Tasarımı: @missb ) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~