27.BÖLÜM

56.4K 2.9K 1K
                                    

"Oy farfara farfara, ateş düştü şalvara ağzım dilim kurudu kız sana yalvara yalvara. Daracık daracık sokaklar, kızlar misket yuvarlar-"

Dağhan'ın bugün milyonuncu kez söylediği şarkı karşısında yüzümü buruşturdum. Kafasında hala bandaj vardı. Nazlı da benimle aynı fikirde olacak ki hemen lafa atıldı.

"Ya bir sus artık Allah aşkına ya. Beynim şişti. Bildiğin dumanlar falan çıkıyor."

Dağhan omzunu silkip bu kez başka bir oyun havası söylemeye başlayınca kafamı sildiğim pencerelere vurasım gelmişti.

"Dilara gazel düştü bağlara, Dilara karlar yağdı dağlara. Neredesin benim güzel sevdiğim?"

O kendi kendine takılırken ben de el mecbur önüme dönüp pencereleri silmeye devam ettim. Yaklaşık üç saattir temizlik yapıyorduk ve ben kesinlikle haşat olmuştum. Etlerim kemiklerinden ayrılıyormuş gibi hissediyordum.

"Kayahan'ın bir arkadaşının eşi doğum yapmış."

Biricik parkelerin kenarlarını silerken bize bakmadan konuşmuştu. Kaşlarımı çatıp işime devam ederken Nazlı merakla kafasını düzelttiği perdelerden kaldırdı.

"Ee?"

Biricik elindeki bezi kenara koyup dudaklarını büzerek bize baktı. Yüzünde çözemediğim bir ifade vardı.

"Çok mutlu oldu. Nasıl anlatsam? Sanki böyle kendi çocuğu olmuş gibi. Bana bir şey demedi ama içten içe onun da bir çocuk istediğini hissettim."

Elimdeki bezi bir süre hareket ettirmedim. Daha evleneli altı ay ancak olmuştu. En azından okulun bitmesini beklemeleri gerekirdi.

"Anne olmak çok güzel bir şey ama sen hazır hissetmiyorsun."

Nazlı, Biricik'in yerine konuşurken mutfaktan aramızdan ne ara gittiğini bilmediğim Dağhan'ın bağırış sesleri geliyordu. Fatih malum olaydan sonra kendisini baya medeni bir şekilde uyarmıştı. Öyle medeni uyarmıştı ki Dağhan'ın şaftı kaymıştı. Takmadan sohbete tekrar kulak verdim.

"Yani. En azından okul bitsin istiyorum. Zaten kendisi en ufak imada bile bulunmuyor. Sadece ben hissettim."

Sildiğim pencereye uzaktan göz atıp beğeniyle gülümsedim. Vallahi bal döksem yalanırdı. Öyle güzel temizlemiştim.

"Allah hayırlısını versin tabii ama bence de erken Biricik. Yani şimdi Fatih'le biz evlensek ben en az üç sene sonra bir çocuk isterim. Biraz evliliğin tadını çıkarmak lâzım canım."

Bu kadar rahat konuşmamın sebebi Fadik Teyze'nin evde değil annemlerle beraber Demet Teyzelere olmasıydı. Yoksa değil evlilik Fatih'in lafını bile etmezdim. Kızlar benim dediğim şeylere kıkırdarken ben elim belimde tepkisiz tepkisiz onlara bakıyordum. Bence gayet haklıydım yani.

"Şahsen ben iki sene içinde bebek isterim."

Arkamdan gelen sesle gözlerim kocaman açıldı. Bu kadar klişe bir son beklemiyordum. Ne demekti canım? Bir de iki sene içinde demişti. Ay bana bir fenalık geliyordu vallahi. Yanıyordum ben yahu. Fatih'e döndüm.

"Zaten siz istersiniz ancak. Bu çocuk nasıl doğacak, benim güzel karım nasıl yetişecek, anne olmaya hazır mı demezsiniz. Kuru kuru isteyin."

Içimden çıkan canavara ben bile şaşırmıştım. Böyle bir atağı ben bile bile beklemiyordum kendimden. Manyak bir cesaret gelmişti.

Fatih gözlerinde tuhaf parıltılarla bana bakarken ben de gözlerimi çekmeden ona bakıyordum. Kalbim böyle, yeni aldığım elbiseme bakarken olduğu gibi pır pır ediyordu. Yeni aldığım elbisemden bile daha çok seviyordum onu.

Bir Gülü Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin