Tanıtım

26.5K 802 144
                                    

Geçmişini bilmeyenin geleceği olmuyordu bu hayatta. Sağlam adımlar atamıyordu mesela, kimseye güvenemiyordu.

Diyordu insan kendine;

"Annen bile bıraktı seni kim ne yapsın ki?"

Bende dedim defalarca. Yediğim onca dayaktan sonra köşelere saklanıp anne diye ağlarken ya da uzakta oynayan çocukları sadece seyrederken defalarca aynı kelimeler döndü zihnimde.

Hiç var olmamışım, hiç nefes almamışım gibi. Bu dünyada bir varlığım yokmuş gibi.

Hayalet diye boşa demiyorlardı bana. Hem o kadar sessiz hem de o kadar ölü olmamdandı şüphesiz. Hakkını veriyordum lakabımın.

Ah Elenora güzel kadın; hem beni ben yapan hem de bana birçok şey katan kadın...

Silahımı kılıfına yerleştirirken gözlerim sakince süzüyordu etrafı. Attığım adımlar tüy kadar hafifti. Balenin bunda etkisi olmadığını söylemek tamamen yalan olurdu.

"Hayalet sağdaki koridorda üç adam var. Merdiven koridorun sonunda"

Gizemi anladığımı belirtmek için kulaklığa bir kere bastım. O mesajı almıştı. Sessiz adımlarımı hızlandırıp karanlığın beni sakladığından emin olduktan sonra koridora kısa bir göz attım.

Üç adam salondaki koltuklara kurulmuş sohbet ediyorlardı. Hızlı ama sessiz adımlarım ile merdivenlere varmam pekte zor olmamıştı. Merdivenlerden ses gelmesini engellemek için parmak uçlarımda yükseldim.

"Koridorun sonundaki kapı"

Gizem bir yanda bir şeyler yiyor bir yandan da bilmem gerekleri söylüyordu ve birinin ağız şapırtısını dinlemek berbat bir şeydi.

Onu da ekip olunmaması gereken listesine aldığımda bir an duraksadım. Geriye kimse kalmamıştı. Herkes o listedeydi zaten.

Sorun bende miydi? Kesinlikle hayır. Ciddiyetsiz oluşları ve hadsiz davranışları kendilerinin sorunuydu.

"Hey Gizem, kahve içmeye gidelim mi?"

"Buzdola... yani Hayalet ile konuşuyorum şuan Serkan."

Buzdolabı, buzlar kraliçesi, kalpsiz cadı... ve daha niceleri. Kimin arkamdan ne söylediğini biliyordum. Ama önemsemiyordum. İlk başlarda sessizce konuşmaya çalışsalar da onları takmadığımı anladıkları andan bu yana sesleri yükselmeye başlamıştı.

Odanın kapısını ses çıkarmadan açtığımda yine sessiz adımlar ile içeri girdim. Yatakta birbirlerinden ayrı köşelerde uyuyan çifte kısa bir bakış atıp makyaj masasına ilerledim. Elime aldığım kadının rujunun kapağını açıp aynanın üzerinde gezdirdim.

"Tatlı rüyalar
             HAYALET"

Şu yazacağım iki satır şey için bu kadar zahmete girmek beni geriyordu. Böyle basit bir iş için görevlendirilmek sakin akan kanımı kaynatıyordu.

Balkon kapısına yaklaşıp kapıyı sonuna kadar açtım ve odanın gerisine doğru çekildim. Yan taraftaki abajura elimle vurup yere düşürdüm. Adam gözlerini araladığında ilk gördüğü şey maske ardındaki yüzümdü.

Kısa bir baş selamı verip koştuğum gibi zıpladım ve balkon korkuluklarına basarak kendimi ileri doğru attım.

Havada attığım birkaç takla sonunda ses çıkarmadan ayaklarım yere bastığında arkamda kıyamet kopmaya başlamıştı bile.

Ardıma bakmaya gerek görmeden karanlık ağaçların arasında kayboldum usulca.

Benim hikayem hep usulca kayboluşlarla, kaybedişlerle doluydu zaten...

Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin