Bölüm 19

9.3K 620 196
                                    

Bu hayatta neyi çok istersek olmadığını gördüm. Küçükken daha 7 yaşıma 7 adım varken koyu mor uçan bir balonum olsun istedim. Tanrıya çok yalvarmıştım bana uçan balon vermesi için.

Büyüdüm 9 yaşıma 9 adım kala bale seçmelerine katılmayı çok istedim. Tanrıya yalvardım Büyük Hanım engel olmasın diye.

Büyüdüm 11 yaşıma 11 adım kala yamuk saçlarımı birinin örmesini çok istedim. Tanrıya yalvardım bana bir arkadaş versin diye.

Büyüdüm 17 yaşıma 17 kala bir sevda düştü yüreğime. Çok istedim beni sevsin diye. Tanrıya yalvarmadım bu sefer. Çünkü biliyordum ki beni görmüyordu ya da tanrı yoktu.

Şimdi 22 yaşımdayım karşımdaki adam beklide bu hayatta en çok istediğim şeyi verecekti. Kısa olan bakışmamız onun ciddi ses tonu ile son buldu.

"Müsait değilsen sonra gelebilirim Mehir."

"Hayır, lütfen içeri gel."

Kapıyı aralayıp onu içeri aldığımda kalbimin kulaklarımda attığına yemin edebilirdim. Hafiften titreyen ellerim korkumun, heyecanımın, umutlarımın göstergesiydi.

Mutfağa ilerledi ve uzun taburelerden birine oturdu. Derin bir nefes alıp arkasından ilerleyip bende oturdum.

"Nasılsın?"

"İyiyim sen?"

Boş konuşmaları neden yaptığımızı bilmiyordum. Beklide beni hazırlıyordu. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıp yutkundum.

"Bende iyiyim."

"İçecek, içecek bir şey ister misin?"

Sesimin titrediğini fark ettiğimde o da bunu fark etmişti. Uzanıp yumruk yaptığım elimin üzerine elini koydu.

"Gerek yok. Hazırsan sonucu söyleyeyim ben sana."

"Ben..."

Susup yutkundum. Konuşmadan bekledi beni. Kendimi toparlamamı hazır olmamı. Aldığım eğitimlerin hepsi bir anda çöp olmuştu sanki. Bu an öyle bir andı ki. Bir adım ilerisi araf bir adım gerisi cehennemdi. Ya Arafa mahkum olacaktım ya da Cehenneme.

"Ben hazır değilim sanırım."

Oturduğu yerden kalkıp bana bir bardak su doldurdu. Soğuk su kuruyan dudaklarımı ıslatmış ağrıyan boğazıma iyi gelmişti. Kendimi o kadar kasıyordum ki. Sonucun olumsuz çıkmasından o kadar korkuyordum ki.

Uzun... uzun zamandır hissetmediğim bir duyguydu bu korku ve ben şuan çok korkuyordum. Kalktığı yere oturdu. Elini uzatıp yanağıma düşen saçlarımı kulağımın arkasına çekti.

"Kendini hazır hissedene kadar bekleyebiliriz."

Beklemek istemiyordum. Beklemek kabir azabı gibiydi. Beklemek her şeyi daha kötü yapıyordu. Korkularım çoğalıyor ve büyüyordu.

"Söyle gitsin!"

Deri ceketinin iç cebinden bir kağıt çıkartıp masanın ortasına koydu ve yüzünde anlayışlı bir tebessüm oturdu.

"Sonuçlar olumlu."

"N-n-Ne?"

Yanlış mı duymuştum. Yanlış duymuş olmalıyım. Gerçek olması imkansız yani sadece bir ihtimaldi bu.

"Pozitif çıktı. Getirdiğin örneğe göre o kişi senin gerçekten baban."

Baba! Şoka girmiştim. Boşluğa bakıyor ve gözlerimden sicim gibi akan yaşlara engel olamıyordum. Bana sarılan sıcak kollar ile kısa bir an kasılıp kalsam da ardından derin bir hıçkırık firar etti dudaklarımdan.

Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin