Bölüm 22

8.9K 585 111
                                    

(Yazarın ağzından)

Bir ip sallandı tavandan, bir yazar astı kendini, bir iblis ağladı; gözyaşı kanına bulandı. Bir Fahişe hamile kaldı, bir kadın doğum yaptı. Issız sokakların birinde bir adam can aldı. Nefesi kesildi bir bebeğin, gözleri doldu bir kadının.

Takvim yaprakları 27.10.2010 saat sabaha karşı 4:43 bir kadın feryat ediyor acıyla. Gözlerinden dökülen yaşlar, sadece doğacak bebeğinin yüreğine dokunuyor beklide.

Kadın yalnız. Küf kokulu bir ev, ıssız bir sokak, soğuk bir oda, yalnız bir kadın. Öyle ıssız öyle çaresiz. Hayatının en büyük hatası, büyük pişmanlığı sevdiği adam. Ölümüne sebep olacak adam.

Bilseydi böyle olacağını yine de tüm benliğiyle teslim olur muydu adama? Cevap veremediği tek sorusu buydu kadının. Pişman değildi. O adamın oğlunu taşıyordu karnında. Sevdiği adam onu sevmese de onun oğluydu sonuçta.

Son çığlığı odada yankılanırken, derme çatma kırıp kapı savrularak çarptı duvara. Aynı anda bir bebeğin ilk nefesi doldu ciğerlerine, ilk feryadı doldu annesinin kulağına.

Gözünden akan yaşlar ile kanlar içindeki bebeğini kucağına aldığında bakışları usul usul aralanan kapıya çevirdi. Karşısında görmek isteyebileceği son yüz. Acımasız bir adam. Korkunç bir katil.

Karşısında sevdiği adamın babası. Yer alının Karası, gölgenin babası.

"Şu küçük oruspuya da bakın hele. Cin olmadan adam çarpmaya çalışıyor birde. Aklı sıra zengin yakışıklı çocuğu bulunca kapağı atacağını düşündün herhalde."

İğrenç bir tebessüm vardı adamın yüzünde. Yakışıklı çehresi çirkin kalbinin gölgesinde kalıyordu. Kadın gözlerini yumdu. Kanlar içindeki oğlunu bağrına bastı.

"İşime yaradın kadın. Ölümün acısız olacak."

Belinden çıkardığı silahı perişan haldeki kadının şakaklarına dayadı. Gözünü bile kırpmadan çekti tetiği. Bir bebek o gün annesinin kanında yıkandı.

Kadının sıkı sıkı tuttuğu çıplak bebeği kucağına aldı adam. Aklında dolanan tilkilerin kuyrukları kulaklarından taşacakmış gibiydi.

Ardında bir cesetle o evden çıkarken geriye tek bir kibrit çöpü bırakmıştı gerçeği yakmak için. Gerçek yandı orada. Ölü bir kadının yamacında.

"Sen babanı yönetmek için bir fırsatsın çocuk."

Acımasız bir adama sormuşlar günün birinde seni en çok üzen şey nedir diye. Adam cevap vermiş acıyı unutmak. Sevgisiz bir adama sormuşlar bir gün senin en büyük korkun nedir diye. Adam cevap vermiş, aşkı tatmak.

Her şeyden habersiz savunmasız bir bebek acılar içinde büyümek için bir adama esir oldu. Dede bile diyemediği o adama Mehmet Bey dedi. Günü geldiğinde kurtulacağı ümidi içerinde yana yana bekledi.

Bir gün takvim yaprakları 03.08.2016 gösterirken özgür kaldı çocuk. Bir kız çocuğunun tutsak edildiğini bilmeden.

Babasını ilk gördüğünde yıkık bir adamla karşılaşmıştı. Sevdiği kadını kaybeden bir adamla. Sevdiği kadının babası tarafından öldürüldüğünü bilen bir adamla.

Kartal ALATAN tüm sevgisini oğluna verdi. Altı yaşındaki küçük çocuğu gözünden sakındı. Tüm camiadan gizledi.

Pencereden yağan yağmuru izlerken aklında geçmiş dolanan adam kapının sesi ile ardına döndü. Gözlerine yerleşen sevgi kırıntıları bir bu genç adama bakarken oluşuyordu. Birde sevdiği kadının kırgın kızına bakarken.

Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin