Sevgi insanlık tarihinin temellerini oluşturdu ama yalnız değildi. Yanında kıskaçlığı getirdi, hasedi getirdi. Sonra yanında ilk cinayeti getirdi.
Sevgi yalnız başına masum gibi görünen bir düşmandı aslında. Dost elinde kalleş bir silah, düşmen elinde iyi bir kalkandı.
Çok az kişi gördü bunu çok kişi kullandı bilmeden. Çok can aldı çok can yaktı. Bir sevda savaşlar başlattı, katliamlar yaşattı.
Bundandı belki kaçışım insanlardan. Sevginin can yakan gücünü bilmemden. Bazıları der yaşamadan nereden biliyorsun diye. Sonuçta insanın parmağı kesilmeden, kesik acısını bilemez. Ama biliyordum işte. Dünyaya gözlerimi açtığım an yaşadım ben sevda acısını.
Ciğerlerime ilk nefeste hava değil acı çektim. Annemin son nefesini çektim. Kan çanağı gözlerini çektim. Kırık parmakları, parçalanmış kaburgaları, ezilmiş elmacık kemikleri.
Ben hayatımın en acı metnini okudum az önce. Ben ömrümden ömür verdim az önce. Kolay olmayacağını biliyordum. Ama bu kadar zor olacağını bilmiyordum.
Hayatımda yaptığım bir şeyden ilk defa pişmanlık duyuyordum. İlk defa bir keşkem oldu. Keşke olmasaydı...
Keşke annemin otopsi raporunu okumasaydım. Ölümüne adım adım şahit olmasaydım. Yetinseydim bildiklerimle.
Başımı ellerimin arasına almış işlek bir caddede sokağın ortasında oturuyordum. Okuduklarımı unutmak için ne yapacağımı düşünüyordum. Gözümü her kapattığımda canlanan sahneyi yok etmeye çalışıyordum.
Ben annemi parlak gülüşüyle, hayat dolu gözleriyle hatırlamak istiyorum. Ben annemi bomboş bakan açık gözleri, tanınmaz haldeki yüzü ve her parçası kırılmış bedeniyle hatırlamak istemiyorum.
Tanrım; yine duymayacaksın biliyorum ama ben annemi istiyorum...
Anne, annem canım yanıyor görüyor musun? Sen üzülme. Ben yine kalkarım ayağa, yine daha güçlü olurum. Yine korurum kendimi acılardan yeter ki sen artık mutlu ol huzur bul.
Ayağa kalmış güçlü adımlarım ile annemin yanına giderken kimsenin yoluma çıkmasını istemiyordum.
Gözlerimin önünde her an canlanan resim kareleri kahrediyordu beni. Yerdeki kanlar. Babamın kucağındaki tanınmaz haldeki annem.
Babamın yüzündeki o dehşet ifade. Annemin yüzündeki acı ifade. Ellerimi kafama vurum birkaç kere kafamdaki görüntüler gitsin diye.
Mezarlığa vardığımda kalbimin acısı daha da arttı sanki. Daha fazla canım yanmaz dediğim her an daha çok yandı canım. Daha fazla acımaz dediğim her an daha fazla acıdı.
Mis gibi hanımeli kokan mezarın yanına geldiğimde taşına sarılıp kocaman bir öpücük bıraktım soğuk mermere.
"Sende bu kadar soğuk muydun anne? Yoksa tenin pamuklar kadar yumuşak, güneş kadar sıcak mıydı? Isıtır mıydı ellerin ellerimi? Sarar mıydı kolların bedenimi? Anne, yanımda olmasaydın ama yaşasaydın. Anne canım çok yanıyor!"
Derin bir nefes alıp su gibi akan gözlerimi sildim avuçlarım ile. Mezarın yanına oturduğumda içim bir acıdan daha fazlası ile kaplıydı. Sanki tüm dünyanın yükünü bir iğnenin ucuna toplamışlar sonra o iğneyi kalbime batırmışlardı.
"Sana mutlu anılarımdan bahsedeceğim anne. Elenoradan bahsedeceğim, dansımdan bahsedeceğim, ilk sevgimden bahsedeceğim, kızma ama ilk öpücüğümden bahsedeceğim. Normal olmaya o kadar ihtiyacım var ki sana güzel anılarımdan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALET
ActionDüşe Kalka büyür insan. Kimi kanar kimi yanar. Çoğunu annesi sarar. Bazılarının ise yaradır annesi ta derinlerine. Benim annem bana el, bana yabancı. Benim annem kalbimdeki en büyük sancı. Kimsesizliği siz bana sorun. Ya da sormayın. Kelimelerle a...