Bölüm 31

7.5K 569 134
                                    

Güneş ışıkları büyük pencereden yüzüme vurup gözlerimin içine kadar giriyordu. İçinde bulunduğum yatak, kollarında olduğum adam habis bir Tümer gibi beni zehirliyor her bir hücrem ağlıyordu.

İçimdeki kız çocuğunun çığlıkları o kadar yüksekti ki ellerimi kulaklarıma kapatmak ve onun sesini engellemek istiyordum. Ama yapabildiğim tek şey sanki huzurlu bir uykunun kollarındaymış gibi davranmaktı.

Yeni uykudan uyanıyormuş gibi kırpıştırarak aralandı gözlerim. Gözüme giren güneş ışığı ile tebessüm edip gözlerimi kapattım. Yüzümde gezinen bakışların farkındaydım. Canımı yakıyordu bakışları.

Bu sefer gözlerimi tamamen aralayıp kollarında olduğum adama sevgi dolu baktım. Onun bakışlarından aynı karşılığı alsam da sahte olduğunu anlayacak kadar alanımın uzmanıydım.

"Günaydın karıcığım."

"Günaydın Koray."

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarımı öpmek için uzandığında elimin altındaki yorgan ile yüzümü kapattım ve canımı yakan neşe dolu bir kahkaha attım.

"Bugün size öpücük yok Koray Bey."

Gerginlikten kaskatı kesilmiştim. Sesimde titremişti ama muhtemelen karşımdaki kişi bunu ona duyduğum yoğun sevgiye yoruyordu.

Yataktan hızla kalktım ve kenardaki koltuğun üzerinde olan sabahlığımı giyinip kuşağımı sıkı sıkı bağladım. Üstümdeki altlı üstlü kapalı bir pijama takımı olmasına rağmen izleniyor olmak ve bunu bilmek kanımı donduruyordu.

Bu derece izlenmeyi akademiden başka bir yerde yaşamamıştım ve yine akademi tarafından izleniyordum hem de kalleş bir tuzağa kurban giderek. Ama bilmedikleri şey onların dışında zihnimi koruyacak önlemler almam ve bu önlemlerin işe yaraması.

Şayet onların sağladığı eğitim ve ilaçlarla sınırlı kalsaydım şimdi gerçekten bir adamın kollarında ona âşık bir kadın olarak uyanmış olacaktım. Beni bile korkudan titretecek kadar dehşet verici bir sahneydi bu.

Mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya başladım. Bana kazandırdıkları geçmişe göre Koray kahvaltı yapmadan evden çıkmazdı.

Çayı demleyip hazırladığım kahvaltılıkları masaya yerleştirdiğimde Koray da takım elbisesini giyinip yanıma gelmişti. Masanın başında beni görünce yaklaşıp saçlarımın arasına derin bir öpücük kondurdu.

"Sen yorulmasaydın aşkım ben dışarıdan bir şeyler alırdım."

"Seni asla o şekilde göndermeyeceğimi anlamış olman lazım artık kocacığım."

Şirince gülümsedim. En azından şirin olduğunu düşündüğüm bir şekilde. Aynı şekilde bana karşılık verip çaylarımızı doldurdu. Masaya oturduğunda iş yerinden ben bir haftadır uyuyorken yaptıklarından falan bahsetti.

Bense yüzümdeki aşk dolu ifade ile ağzından çıkan her şeyi dinleyip onayladım. Sonunda sofradan kalkıp yeniden başıma bir öpücük bırakıp evden çıktı.

Sözde Koray denilen adam Devlet dairesinde çalışan bir memur ben ise onun çocukluk aşkı olan karısıyım.

Akademi ben farkına varmayayım diye bir mahalle dolusu adam ile doldurmuştu çevremi. Komşularım, temizlikçi, kapıdaki görevliye kadar hepsi akademinin üyesiydi. Bunu anlamayacak kadar bilgisiz değildim.

Fakat bana neden bun u yaptıklarını tam olara bilmiyor ve çözemiyordum. Bu kadar zor ve karmaşık bir olay örgüsü üretmek yerine tek kurşunla masrafsız bir şekilde de halledebilirlerdi meseleyi.

Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin