Bölüm 6

11.1K 693 141
                                    

İnsanlar tuhaftı hele hele erkekler. Onları anlamayacaktım hiçbir zaman. Hoş anlamak içinde uğraşmayacaktım asla.

Bakire kadınlar istiyorlardı, çünkü cinsel performanslarında ki başarısızlığın kıyaslanmasını istemiyorlardı.

Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorlardı, çünkü hizmetleri yapılırken sözleri geçsin istiyorlardı. Her kadın bedenine hakları varmış gibi bakıyorlardı, sahip oldukları kadınlara başka erkekler aynı şekilde bakacak diye hayatı kadınlara zehir ediyorlardı.

Ben sana güveniyorum, çevreye güvenmiyorum diyenleri de az değildir! Aşağılık kompleksinin adı kıskançlık, kıskançlığı sevgi yapan geri zekalılık.

Özgür düşünen, güçlü, kişilikli kadınlardan korkuyorlar, çünkü ne kadar aciz olduklarıyla yüzleşmekten kaçıyorlar. Bir erkek her haltı yediğinde görmezden geliyorlar, ama bir kadın "benim bedenim sana ne" dese adını çıkartmaktan hiç gocunmuyorlar.

Ahlakı kişiliklerinde kaybeden mahluklar, bir kadının apış arasında arıyordu!

Namusunuzu kadın kazandırır, nasıl bir erkek olduğunuz kadına göre ölçülür. Utanmanız anca kadın "namussuzluk" yaparsa olur!

Ödünüz kopar o yüzden tam bir tahakkümcüdür ruhunuz. Faşizm sizde başlıyor, zihniyetinizden fark edin.

Sahi yaa, siz erkek kalanlar, hala insan olamayanlar, cinsel organından yukarı çıkamayan kafalar, siz bu dünyada niye varsınız? Cahillikten övünen tek canlı olmak, nasıl bir hakarettir kendiniz farkında mısınız?

Farkında değildi çoğu. Belki de olmak istemiyorlardı. Devekuşu misali kafalarını toprağa gömmüş önlerinden başka bir yere bakmıyorlardı.

Hepsi aynı değildi elbet. Kadınında erkeğinde iyisi kötüsü vardı hayatta. Bana denk gelen iki cinsinde kötüsüydü. Payımıza düşeni yaşıyorduk. Bahsi geçen ilahi adalet bize uğramıyordu. Tıpkı kollarımın arasında uyuya kalan bu küçük kıza uğramadığı gibi.

Ara ara iç çekişleri öyle yakmıştı ki yüreğimi. Tuhaftı kendime bu kadar acımamıştım. Hayır, ben kendime hiç acımamıştım. Bir şekilde hep ayağa kalkmış, hep güçlü olmak zorunda kalmıştım.

İnsanların acıları belirliyordu gücünü. Ben güçlüydüm. Ve biliyordum ki kader daha güçlü olmam için daha büyük acılar çıkartacaktı karşıma.

Merve'nin başını yavaşça yastığa koydum. Tekmeleyerek bayılttığım insan müsveddesi daha kendine gelmemişti. Kuzgun ise karşımdaki koltuğa oturmuş düşünceli gözleri ile ifadesiz yüzüme bakıyordu.

Az önce karşısında soyunduğum gerçeğini düşünmemeye çalışıyordum. Tıpkı bu düşüncenin gebe bıraktığı titremeleri göstermemeye çalıştığım gibi.

"Odadan elbisemi getirir misin?"

Az önce yeterince emir vermiştim. Bu yüzden bu sefer rica ettim. O benim üstümdü. Ne olursa olsun bu değişmez bir gerçekti fakat o an ne yaptığımı bilemeyecek kadar kendimi kaybetmiştim.

Bu ilk kaybedişim değildi kendimi. Ara ara duygularımın ipi ellerimden kaçıyor, ifadesizliğim yerle yeksan oluyordu. Fakat bu ilk defa birinin karşısında kendimi kaybedişimdi.

Belki o farkında değildi ama ben bugün büyük bir yenilgi yaşamıştım. Gerek bedenimi onun görmesiyle, gerekse bir günde iki kere ifademin parçalanmasıyla.

Belki o farkında değildi ama ben bugün büyük bir hüsran yaşamıştım. Küçük bir kızın attığı her çığlıkta. Yediği her kemer darbesinde.

Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin