Bölüm 7

10.8K 700 272
                                    

Biliyorum bölüm çok gecikti fakat bilgisayarım bozulduğu için yazamadım. Bir daha bu kadar gecikmemeyi umuyorum. Hepinize keyifli okumalar...

...

İnsanların ruhlarını öldürüyorlar anne. İşte asıl cinayet bu. Utanılacak bir cinayet... Birtakım silahlar çıkartıyorlar, insanları öldürüyorlar ve bu yapanlara devlet diyorlar. Evlerine, sosyal statülerine, paralarına hiçbir zarar gelmesin diye garip insanları harcıyorlar. Anlıyorsun beni değil mi anne? Halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiçbir şey anlamaz hale getiriyorlar.

Maksim Gorki / Ana





...

Neler yaşıyorduk. Neler görüyor, neleri görmezden geliyor, nelere gülüp ağlıyorduk. İnsanoğlu çok bilinmeyenli bir denklemdi. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle.

Tercihlerimizi yapar sonuçlarına katlanırdık. Umutlarımız parçalanır, hevesimiz kursağımızda kalırdı. Yolun bir yerinde mutlaka tökezler, bir yerinde mutlaka düşüp avuçlarımızı parçalardık.

Avuçlarımızdan akan kan olmaz zaman olurdu. Ayağa kalkana kadar akardı zaman. Kimi geç kalırdı kalkmaya ama kimi de vaktinde kalkmayı başarırdı.

Ben düşmüştüm, üç aylıkken. Altı yaşında kalkmaya çalışmıştım direnerek. Sadece avuçlarım değil dizlerim de paramparçaydı.

İzin vermediler kalkmama. Sırtıma tonlarca yük yüklediler. Sonra üzerine bir taht kurup serildiler. Yukardan seyrettiler çırpınışlarımı. Acılarımı soludular. Soludukça kaybettiler insanlıklarını.

Burada, büyük otelin gürültülü barında insanlığını kaybetmiş yeni yetmenin hakaretlerine maruz kalıyordu bedenleri sunulmaya zorlanan kadınlar. İstemedikleri bir işi yapmaya zorlanıyor üstüne hakaret yiyip leş kokulu insanların pis nefeslerine katlanıyorlardı.

Ben, ne olursa olsun katlanamazdım. Ben zaten sürtük lafsıyla büyümüş bir kadındım.

Uzaktan bize doğru gelen Neclayı gördüğümde yüzündeki telaşlı ifadeye takıldı bakışlarım. Muhtemelen iyi bir azar atacaktı bana. Bir müşterisine vurduğum için.

"Ah, ne zamandır göremiyorduk sizi hoş geldiniz."

Az önce gelen adama söylemişti bunu. Geniz omuzları ve üç numaraya vurulu saçlarında açık ensesini görebiliyordum sadece. Hoş pek umursadığımda söylenemezdi.

"Kaldırın sunu yerden atın dışarı."

Necla yerdeki adamı göstererek bu nu söylediğinde karşısında ki adamın gerçekten nüfuslu bir adam olduğunu anladım. Adamın omuzunda bana dönen bakışlara ruhsuzca karşılık verdiğimde şeytanı parıltılar oynaştı Neclanın gözlerinde.

Bir şey söyleyeceğini ve bu söyleyeceği şeyden hiç hoşlanmayacağımı hemen anlamıştım. Dudaklarımı birbirine yaslayarak söyleyeceği şeyi beklemeye başladım. Beni fazla bekletmeden konuştu.

"Seda bu gece ikramımız olsun."

İfadesiz bakışlarım Necla'nın gözlerinden ayrılmazken o adamın bakışlarının da bana döndüğünün farkındaydım. Yine de ona bakmadım. Gerekte duymadım. Bir gece için hayatıma girip çıkacak bir insandan fazlası değildi olamazdı da.

Göz ucu ile başını olumlu anlamda salladığında dişlerimi sıkarak ifadesizliğimi korumdum. Çekirdek gibi bir parça kek gibi ikram edilmiştim. Sanki beş çayına gelen komşusuna kısır ikram edermiş gibi rahattı Necla.

Güçlü Kadınlar Serisi 2; HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin