18. BÖLÜM - HOŞGELDİN KALBİME

11.3K 975 46
                                    


Yüreğime ömrünü serp,
Üzerime gülüşlerini...
Mutluluğumun sebepleri sana bağlı...

Dudaklarımı dudaklarınla ört,
Teninle tenimi...
Varlığın yok eder tüm ayazlarımı...

“Geldiğini bilmiyordum. Aramadın hiç. Ne zaman geldin?“
Adam hala sinirliydi. Kalkıp da kıza ‘Seni özledim de geldim’ de diyemezdi. Sinirli olmasa da diyemezdi. Çünkü bu duygulara yabancıydı. Orada olduğu sürece aklından çıkmamıştı.

“Yeni geldim. Aramaya fırsatım olmadı. İşim erken bitti. Ne o planlarını mı bozdum? O herifle mi planın vardı?“
Gerginliği sesine yansımıştı.
“Ne alakası var Mert. Ben... Sevindim ayrıca. Yani yanıma gelmene.“

“Bak Mira. Şunu açıklığa kavuşturalım. Ben ilişkilerimde şuradayım, buradayım gibi hesap vermem. Her dakika aramam. Mesaj da çekmem aslında. O anlarda müsait değilsin diye mesaj yazıyorum. Anlayacağın ‘NERDESİN AŞKIM?‘ klişelerinden nefret ederim.“
Mira ‘anladım’ der gibi başını salladı.

“Eve mi gideceksin?“ ne yani evine götürmek için mi almıştı onu okuldan? Odun yaa, işlenmemiş odun. Bir de pıtırcık gelinciği abisine odun derdi. Kurban olsundu o gelincik abisine. Abisi bildiğin asil aşk prensiydi bu kalasın yanında.

“Evet eve gideceğim.“ dedi burnu havada. Taviz verme Mira, diye kendi kendine konuştu.
Yolun geri kalanı sessizdiler. Aslında adamın planları farklıydı. Ona ait olan daireye gidip, kızla uyumak istiyordu. Onun kokusuyla dinlenmek. Neden fikir değiştirdiğini bilmiyordu. Eve vardıkları an da zaten pişman olmuştu. Başını sağa sola salladı.

“Sonra görüşürüz. Teşekkür ederim.“
“Görüşürüz.“
Mira evi yerine Zehra’nın yanına gitti. Eve geldiğini öğrenmişti. Biriyle konuşmaya ihtiyacı vardı. Yukarı çıktığında Zehra’nın odanın içinde dört döndüğünü gördü ve sırıttı. Yine sinirlenmişti anlaşılan.
“Selam. Ben geldim.“

“Mira iyi ki geldin. Kafayı yemek üzereyim.“
“Gene ne oldu?“
Tam anlatacakken “Dur ya, böyle de dertleşilmiyor.“ deyip aşağı indi. Annesi ile babası da kapıdaydı.

“Zehra biz çıkıyoruz kızım. Nilay halanlara gideceğiz. Oldu mu?“
Zehra elleri arkada şirin bir gülümseme sergiledi.
“Tamam anne. Selam söyleyin haloşkoma.“

Onlar çıkınca hemen babasının mahzenine daldı. Elmalı votka, meyve suyu, çikolata, meyve tabağını ve bardakları koca tepsiye dizdi. Süper bir tepsi hazırlamıştı. Yukarı çıktığında Mira’nın müzik ayarladığını gördü.
“Harika seçim.“ dedi kıkırdayarak.

Yarım saat sonra...

“ÇEKMESİĞİM DERTLE ÇİLE KALMADIIIIIIII! FERYATSIZ GÜNDÜZÜM GECEM OLMADIIIIII! AĞLAMADIK SOKAK KÖŞE KALMADIIIIIII! YALNIZIM DOSTLARIM YALNIZIM YALNIZZZZZZZ! DIRI DIRRRRI DIRI DIRI DIRIII RI RI RI...“

Şarkıyı bağıra bağıra tek ağızdan söylüyorlardı. Sonra Zehra Mira’ya  “Mirza... O senin abin olacak kas yığını, yakışıklı, çapkın, terbiyesiz, edepsiz varlık var ya?“
“Eee?“ dedi Mira gülerek.
“İşte o. Bir halkla ilişkiler müdürü almış... Dersin kendisi ilişkiye girecek. O kadar güzel yani. Sanırsın mankenlik ajansından gelmiş. Özenle seçmiş pislik mahluk. Adı da bir manidar ki sorma! BUUUSEEE...“ derken dudaklarını öpücük verir gibi büzdü.

“Evet, ismi çok manidarmış. Ama yine de abim seni arıyor. Mesaj da atıyor. Kurban ol sen benim abişime.“
“Hah, tatliş yerlerime atıyor o mesajı. Bir gittim ki, bastım onları.“

BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin