12.BÖLÜM - AŞKIN ÖMRÜ KAÇ GÜNLÜK?

11.9K 982 14
                                    

Sevgin kaç gün sürdü?
Aşkın ömrü kaç günlüktü?
Unutamadığın geçmişin miydi gerçek olan?
Unutamadan mı tuttun ellerimi?
Doğruyu söylemek o kadar güç müydü?

“Oo Murat nasılsın? “
“İyiyim dostum asıl sen nasılsın? “
“İyiyim, hem de fazla iyi. “ dedi adam gülümseyerek. Elindeki içkiden bir yudum aldı ve etrafına baktı. Özlediği bütün arkadaşları buradaydı. Yeniden burada olmak çok güzeldi.

Sonra bakışlarını kapıya çevirdi ve o an kapıdan içeri giren genç kadını fark etti. Kaşlarını çattı, bu da nerden çıkmıştı böyle? Yumruğunu sıktı ve yanındaki sese çevirdi öfkeli bakışlarını.
“İşte sürprizim?“ dedi ona bakıp gülen Mehmet. “Bu ayrılık ikinize de ders oldu bence. Geçen Tuğçe ile konuştum. O da pişman. Belki yeniden...”
“Kes Mehmet. Bana sormadan onu nasıl buraya çağırırsın? Hayatımda biri olabileceği hiç mi aklına gelmedi?“

“Hayatında biri mi var?“ Mehmet anlamayan gözlerle adama bakarken, bir yandan da yanlarına yaklaşan Tuğçe’ye bakıyordu. Kız gerçekten pişmandı ve hayatına giren her erkekte Mirza’yı aramıştı.
Tuğçe konuşmaya başlayınca Mirza daha fazla kaşlarını çattı. “Ah, Mehmet sadece blöf yapıyor. İnanma. O beni asla unutamaz. “ Dedi kendinden emin bir şekilde genç kadın.

Mirza alayla güldü kadına bakıp, nasıl da aptalmış bir zamanlar. Bu basit kadını sevdiğine inanamıyordu.
O bunları düşünürken ve tam konuşacakken kadın birden ellerini kaldırdı. Mirza’nın konuşmasına fırsat vermeden tekrar söze girdi.
“Tamam tatlım. Şaka yapıyordum sadece. Bunun için gelmedim inan. Sadece seni özlemişim. Hoşgeldin demeye geldim. Eski bir dost olarak. En azından bu kadarını yapabiliriz öyle değil mi? “

Mirza uzatmak istemiyordu. Hemen yanından uzaklaşmak için geçiştirdi kadını “Haklısın, hoşgeldin.“ dedi elini uzatıp sıktı. Soğuktu, Tuğçe bunu fark etse de pek takmadı.
“Hoşbuldum. Görüşürüz. Buralardayım.“
“Olur.“ dedi bıkkın sesiyle. Zehra bu durumu duyarsa, onun yedi ceddini sıraya dizer, parçalardı. Allah korusun. Ama sonra ona bakan bir çift eğlenen gözü görünce duymaması için sadece dua etti.
Çünkü Rüzgar sırıtarak onları uzaktan izliyordu. Anlaşılan bu ikili tekrar başlayacaklardı.

Mirza hariç herkes eğleniyordu. Köşede içkisini içerken onu izleyen gözlerin farkındaydı. Ortamda hoş bir müzik vardı. Başını yan tarafa çevirince Tuğçe’yle göz göze geldi. Tuğçe kadehini kaldırdı ona doğru. Mirza da baş selamı ile teşekkür etti. Fazla mı içiyordu bu kadın? Her zaman ki haliydi.
Bu bakıştan cesaret alan kadın, Mirza’ya doğru geldi.
“Galiba fazla içtim.“ kahkaha attı.

“Fark ettim. Kes artık içmeyi bence.“ ona bakmamaya çalışıyordu. Etrafa bakınıyordu.
“Neden bana bakmıyorsun? Korkuyor musun?“
Adam keskin ve boş bakışlarını kadına çevirdi “Affedersin de neden korkacağım? Beni yeniden terk etmenden mi?“ hafif bir kahkaha attı. Tuğçe o gözlerde alışık olduğu arzuyu görmediği için sinirlenmişti. Ama fark ettirmedi ve adama yanaştı.

“Belki bu sefer gitmem. Belki her şey farklı olur. Beni özlemedin mi?“
“Tabii ki de hayır. Bak Tuğçe ben senin bakışlarını okurum ve buraya geliş sebebin öyle masumane bir hoş geldin olmadığını ikimiz de biliyoruz, uzatmak istemediğim için demin kestirip attım. Seninle muhabbet edecek halim yok, kaldı ki istemiyorum da. Mehmet neden böyle bir şey yaptı anlamadım; ama gerçekten de hayatımda biri var ve benim için çok önemli. Hem de her şeyden çok. Anlıyor musun, diyeceğim ama sana uzak böyle kavramlar.“

“Hah, buna inanmadım bir tanem. Sen beni unutamazsın.“
“Kendine o kadar güvenme. Birgün herkes unutulur. Üstelik önemsiz olduğunu anladığında.“
Tuğçe sendeledi. Mirza da onu kolundan tuttu.
“Çok içtin, bence sur artık.” Kadın başını kaldırdı, çok yakınlardı. Mirza çalan telefonunu fark etmedi. Çünkü bu yakınlıktan faydalanan Tuğçe dudaklarını adamın dudaklarına bastırdı. Öpüşme değildi, sadece temastı ve bu anı ölümsüzleştirmek isteyen flaşlar patlıyor, bir sürü ağızdan “Ooo! “ nidaları alkışlara karışıyordu.

BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin