En masum çağın olmak isterdim.
Gözlerinde büyüyüp,
Aşkınla olgunlaşmak için...
MİRA'NIN YÜREĞİ
Ben Mira Beyoğlu...
Hayatımda ilk kez deli bir yüreği sevdiğimi düşündüğümde, aslında kimsesiz bir yüreği sevdiğimi fark ettim. Korkak, kimsesiz bir yüreği.
Affetmek, gurur işi değil, cesaret işidir. Ben sevdiğim adama bir şansı daha çok görmeyen, cesur bir yürektim. Ben aşkla gururu aynı teraziye koymayan, gururumla affeden bir kadındım.
Çünkü gözlerimle gördüm kaybetmenin eşiğine gelen bir aşkın ne hale geldiğini, çünkü ben bir kadının çaresizce sevdiğini arayışına tanık oldum, onu bir kere daha görebilmek için çırpınışlarına şahit oldum, bir parçasını bulup, en azından bir mezarı olsun demek ne kadar acı biliyor musunuz?
Ben kaybetmeden önce affettim. Gitmek çözüm sandım, o zaman istedi benden, ben gittim. Ona sonsuz bir zaman verdim. Ama ikimiz de acı çektik.
Ben ikimize de mutluluk için şans verdim. Ben affederek sadece ona değil, kendi hayatıma da şans verdim. Çünkü ben bir tek onunla mutlu olabilirdim. Bir tek onun yüreğinde atarsam, huzurla uyuyabilirdim.
Ve mutlu oldum. En önemlisi de şans verdiğiniz insanın sizi bir daha hayal kırıklığına uğratmamış olması. Sizi son nefesine kadar mutlu etmiş olması.
İşte tam da bu yüzden affetmek cesaret işidir? Siz ne kadar cesurdunuz aşkta?
Şimdi gözlerinizi kapatıp, hayalinizde sevdiğiniz, affedemediğiniz, kalbini kırdığınız, kalbinizi kırdıkları için yüzlerine bakmadığınız o aşkların yada belki dostlukların birden bir sabah hayatınızdan sonsuza kadar gittiğini düşünün...
Keşke, demez miydiniz?
Ben derdim... ve dememek için affettim.
***
"Pardon ama neden bizim gözlerimiz bir tek kapalı bayanlar?"
"Çünkü sürpriz size yapılıyor Mert bey."
"Öyle mi küçük hanım, bu tarz sürprizleri evliliğimizin ilerleyen günlerinde de görmek isterim. Mesela balayında."
"Mert!" diye kükredi Mirza.
"Efendim Mirza?"
"O hala benim kardeşim."
"Evet ama benim de karım. Unutma! Tanıştırayım Mira Beyoğlu."
Mirza bir an üstüne yürüyecek oldu ama Zehra onu durdurdu.
"Sakin Mirza, adam haklı."
"İyi de kardeşimle ilgili fantezilerini kendine saklasın bir zahmet. Mira Beyoğlu'ymuş. Mira Hazaroğlu'yken sen neredeydin acaba?"
"Ali Efe gözlerimi açar mısın artık. Anlamıyorum neden Zehra'nın gözleri kapalı değil," diye mızıldandı Burcu.
"Öyle olması gerekiyor."
Sonra mekana geldiklerinde Mira ile Ali Efe birbirlerine baktıkları an onların arkasına geçip, aynı anda gözlerini açtılar.
Önce karanlık olan yere bakan Burcu, etrafın birden aydınlanması ile şaşırmış, gözlerinden süzülen yaşlara engel olamamıştı. Geldikleri yer bir Luna parktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNAL
Roman d'amourÜç büyük aşkın hikâyesi... Bir gidişle yaşanılan yıkımın ardından bahar yeniden gelebilir miydi? Yazı ardında bırakan bir yürek, sonbaharda çiçek açabilir miydi? Onu yangınlara atan ve her anıyla canını acıtan bir adam, ona mutluluğu verebilir miydi...