Ben yüreğinden gizlendim...
Ben sevginden değil,
Olmayan aşkından kaçtım...
Sustum,
Nasıl ağırdı bilemezsin ama ben yine de sustum...
Sem mutlusun diye, gittim...
Gece yatağa uzandı ve uykusunun gelmemesini yadırgadı. Hayır arkadaş anlamıyorum, o burada yokken özlemden uyuyamıyordum -tamam azıcık da kıskançlıktan- şimdide yakınımda diye sevinçten uyuyamıyorum. Bu aşk nasıl bir şeymiş yaaa? Ne güzel demiş Teoman 'Uykusuz her gece!'
Yatağında dönüp durdu. Yok uyuyamıyordu. En iyisi şiir yazmak. Defterini aldı ve uzun zaman sonra ilk kez şiirlerinde 'Özlem, hasret' kelimelerini kullanmayacak olmanın sevinciyle şiir yazdı.
Sen benim gizli kapaklı sevdamsın,
Asla unutamadığım,
Yerine kimseleri koyamadığım
Boşluğu doldurulmaz aşkımsın...
Sen benim yaramsın,
Haklıyken sustuğum tek varlıksın.
Yanlışlarla süslenmiş bir geçmişten kalan
Tek doğru yansın...
Sen benim diğer yarımsın...
Hayalinle hayallere daldığımsın...
Sakladığım, beklediğim
Ve beklediğim her saniyeye değen hayatımsın...
Bunları yazarken yine o günü, o lanet geceyi düşündü.
6 yıl önce...
Sevgi kırıntısı değil istediğim,
Ben o koca yüreğini istiyorum adam...
Benim ufacık ellerimin,
Senin kocaman ellerinde ısınmasını istiyorum.
Benim kuş kadar cılız yüreğimin
Sevdanla büyümesini istiyorum.
Ben seni istiyorum.
Seninle olgunlaşsın bu çocukluğum
Ve gözlerinde kocaman bir aşk olayım istiyorum.
Sen benim büyük aşkım,
Ben geldim hayatına.
Aç bütün kapıları bana...
Ben senin küçük sevgilin...
Saat:20.00'da gölün oradaki çınar ağacında bekliyorum. Artık konuşmamız lazım...
Ve kağıdı katladı, üstüne büyük harflerle 'MİRZA'YA' diye yazıp, kapılarının önlerine koyup kaçtı. Birazdan Mirza dışarı çıkacaktı, biliyordu. Duvarın arkasına saklandıktan 2 saniye sonra evin bahçe kapısından gireni gördü. Tuğçe... Allah'ım bu kız da nerden çıktı şimdi? Diye söylendi. Kızın eline kağıdı almasıyla kapı açıldı. Neyse şükür ki kız okumadı.
Mirza bir kıza bir elindekine bakıyordu. Tuğçe ifadesizce "Bu senin." Dedi. Adam zarfı açtı ve içindekileri okurken suratı kasıldı. Anlamadı, yanlış okumuştu galiba. Ne yani şimdi Tuğçe ona mı aşıktı? İnanamıyordu. Sonra Tuğçe'ye baktı. Gülümsedi. Zehra o gülümseme ile dehşete düştü. Düşündüğü şey en son olmasını istediği şeydi. Hatta hiç olmasını istemediği şeydi. Küçücük kalbi acıyla kasıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNAL
RomanceÜç büyük aşkın hikâyesi... Bir gidişle yaşanılan yıkımın ardından bahar yeniden gelebilir miydi? Yazı ardında bırakan bir yürek, sonbaharda çiçek açabilir miydi? Onu yangınlara atan ve her anıyla canını acıtan bir adam, ona mutluluğu verebilir miydi...