38. BÖLÜM - MUHTEŞEM DÖNÜŞ

11.7K 835 42
                                    


Döndün adam,
Yüreğime, sevgime, aşkıma döndün...
Nefeslerimi, ömrümü geri verdin...
Döndün adam...
Ne iyi ettin...

Bütün misafirler gidip sadece arkadaşları kaldığında Ali Efe oflayarak saatine bakıyordu. Herkes durumun farkında ama piçliğe vuruyordu. Özellikle Mirza. İntikam diye bir kavram vardı ve Mirza bunu sonuna kadar kullanacaktı. Burcu ise Ali Efe'nin bakışları ve hareketleri yüzünden kıpkırmızı olmuştu.

"Ne diye kalkmıyorlar sanki, bok var oturacak bu kadar saat!" diye kadının kulağına fısıldadı.
"Ali Efe! Onlar ailemiz. Seni özlemişler."
"Gördüler, işte tamam. Ben de seni özledim. Yok yani bakışlarımı da mı anlamıyorlar. Hepsi mi salağa bağladı." Ofladı.
"İntikam soğuk yenince de çok lezzetli oluyormuş" aklına gelen akşamla Zehra'ya bakıp göz kırptı.

"Anlamadım kanka ne dedin?" diye oyununa katıldı Mert.
"Diyorum ki Burcu şu artan pasta börekleri ısıtın da yiyelim. Soğuk yenmiyor. Kızlar da çay demlesin, içelim. İki saattir boş boş oturuyoruz."
Ali Efe öldürücü bakışlarını dikmişti Mirza'ya.

"Zıkkım iç Mirza." Diye homurdandı. Sonra herkesin duyacağı şekilde "Açık büfe kapandı. Evlere servis bu saatten sonra." Dedi. Herkes gülerken, bir tek o gülmüyor. Burcu'ya özlem dolu bakıyordu.
"Eee biz nerede yatacağız abi?" diye sordu Kerem.

"Cehennemde. Nasıl beğendin mi? Çivili yataklar hazırlattım orada sana. Gittim geldim ya!"
"Yok, orası uzak. Uykum var. Benle Masal misafir odasında yatarız. Sedef ile Kerim salonda yatar-"

"Cehenneme gidin Kerem. Hadi canım, yolunuz uzun anca gidersiniz."
"Aaa resmen kovulduk." Dedi Mira yalancı bir şaşırma nidası ile.
"Yok ben kibarca anlattım da anlamayan sizsiniz."
Sonunda şakanın dozunu kaçırmadan kalktılar. Hepsi bir ağızdan 'mutluluklar' dilemişlerdi.

Herkes gidince eve sessizce girdiler. Burcu'ya bir an önce sarılmak istese de karısının bir türlü durmaması işini zorlaştırıyordu. Sürekli bir şeyleri yerleştiriyor, bir şeyleri kaldırıyor ama Ali Efe'ye bakmıyordu.

"Burcu aşkım, ne yapıyorsun?"
"Etrafı topluyorum Hayatım." Dedi yüzü kızarırken.
"Sabah şirket gelecek, yorulma sevgilim, hadi odamıza gidelim." Dedi arkadan kadını sararak.

"Şey toplardım."
"Bilerek mi yapıyorsunuz bugün hepiniz? Özledim diyorum kadın!"
Sonra ona döndü birden Burcu ve içinde biriktirdiği gözyaşlarını akıttı adama sarılarak.

"Çok korktum Ali Efe'm. Seni bir daha göremeyeceğim için çok korktum. Saramayacağım için, kokunu içime çekemeyeceğim için ödüm koptu. Gitme bir daha benden bir adım öteye gitme Karadenizli."

"Gitmem Sarışın. Ama odamıza çıkıp, orada konuşsak bunları?"
Burcu gülümsedi başını salladı. Kızı kucaklayıp yukarı doğru çıkmaya başladı.
"Sonunda, ne bitmez bir gündü arkadaş." Odaya girdiğinde "Bir an bütün evi temizleyeceksin diye asıl benim ödüm koptu." Dedi adam gülerek.

Kadın da yüzüne gülünce, elleri ile başını iki yandan tuttu.
"Benden başkasına sarılma, acını da sevincini de benim kollarımda yaşa. Bu kardeşim bile olsa katlanamıyorum Sarı."
"Kıskandın mı sen beni?"

"Ona kıskanmak değil, delirmek denir." Deyip kızı öpmeye başladı. Uzun soluklu bir gecenin sonunda huzurla uyuduklarında gün ağarmaya başlamıştı.

***

"Mirza!"
"Hı!"
"Mirza çocuk!"
"Hı!"
"Mirza Allah belanı vermesin, suyum geldi, çocuk geliyor!" diye bağırdı.

BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin