Sana ne demeli adam,
Kaçma aşktan,
Kaçma benden,
Sana diyorum adam,
Kaçma bizden...
Seviyorum seni gör artık lütfen!Ali Efe kadının karşısında oturmuş, kadını süzüyor bir yandan da sağ parmağındaki yüzükle oynuyordu. ‘Çok güzel.‘ diye geçirdi içinden. Kadın fazla güzeldi bu iş için. Ali Efe aklına gelenler yüzünden kaşlarını çattı. Sonra başını sağa sola salladı aklındakilerden kurtulabilmek için. Onun hayatında Ece vardı. Ayrıca Ece tasdikli bir güzeldi. Ali Efe’yi de çok seviyordu. ‘Haklı çıkma Kerem, lanet olsun haklı olma. Bu sefer değil!’ aklındakilerden nefret ederek, ama hala da karşısındaki sarışını süzerek oturuyordu.
Burcu ise karşısında pis pis sırıtıp onu süzen adamdan rahatsız oldu. ‘Bir de nişanlı adam. Nasıl bakıyor. Nişanlı olmasa yandın Burcu.‘ diye söyleniyordu aklından. Ama fazla da yakışıklıydı. Allah bilir kadın adama tapıyordur. Adam da kadına tabi...
“Evet Burcu hanım, teklifinizi öğrenebilir miyim? Neden sizin şirketi seçmeliyim?“
‘Mailde hepsi var ya, şimdi bana neden saydırıyorsun be adam? Sanki bilmiyorsun.‘ diye geçirdi içinden.“Size yolladığımız mailde dediğimiz gibi, otelin tüm mimarisi -iç ve dış- size özgü olacak. Mert bey bu konuda çok titizdir. Ve şunu belirteyim ki size sunulan tekliflerden haberimiz var. Hepsinden çok önce otelinizi tamamlayacağımıza garanti edebiliriz. Ekibimiz bu işin uzmanları. Ve ekibin başında ben olacağım. Yani birden fazla kişi ile sizi muhatap etmeyeceğiz. En ufak bir sıkıntıda direkt benimle görüşeceksiniz.“ deyip karşıdaki adamın tepkisini bekledi.
Adam hala sırıtıyordu. “Demek direkt sizinle muhatap olacağım. Bu durumda siz sürekli burada mı olacaksınız? Keşke bunu önceden bilseydim.“ son sözleri sessizce mırıldandı.
‘Gerçekten bütün bunlardan bir buna mı takıldı bu adam?‘ iç çekti Burcu. İşi işti. “Evet Ali Efe bey. Şantiyede iş bitine kadar hafta içi sürekli burada olacağım.“
“Açıkçası Mert beyin iş disiplinini ve özellikle mimari özgünlüğünü duydum. Türkiye’nin seçkin turistlik yerlerinde otellerim var. Buraya yani kendi memleketime yapacağım otelin daha sıradışı ve hem modern hem Karadeniz çizgileriyle harmanlanmasını istiyorum.““Bizim de size bahsettiğimiz bu. Mert bey bu işin en iyilerindendir. Size yolladığımız teklif dosyalarında sponsorlarımız ve bitirdiğimiz çoğu otelin proje ve fotoğrafları var. İncelediyseniz ne demek istediğimi daha iyi anlamışsınızdır. Ayrıca size yapacağımız otelin bir taslağını hazırlatabilirim.“ Burcu sıkılmıştı. Kabul edecekti belliydi de ne demeye uzatıyordu. Ve şu kahrolası mükemmel gülüşünü kesse de rahat nefes alsa. Çünkü adam karşısında güldükçe Burcu’nun dikkati dağılıyordu. Ömründe bu kadar güzel gülen birini görmemişti. Abisi hariç. Ah abisi herkesten farklıydı onun için. Evet, abisini düşünmeliydi. Bakma Burcu bakma, adam nişanlı. Bunu unutma!
“Eee Burcu hanım, malum sabah erken uçakla buraya geldim. Henüz kahvaltı etmedim. Eğer sizde açsanız bana eşlik eder misiniz? Kahvaltıda da şu anlaşmayı imzalayalım, ne dersiniz?“
‘İşte bu.‘ diye kendine beşlik çaktı içinden Burcu. Gülüşüne de yansıdı bu zafer edası.“Peki olur Ali Efe bey.“ dedi o adamın aklını alan gülümsemesiyle. Kadın çantasını aldı ve asansöre doğru yürüdüler.
“Biz çıkıyoruz, Kerem gelirse söylersiniz.” Diye sekreterine bilgi verip, Burcu’ya yetişti.Asansöre bindiklerinde adam burnuna gelen pahalı parfüm kokusu dışında kadının saçlarından dalgalanan kokuyu içine çekti ve ‘Siktir!’ diye küfretti. O saçları çok başka şekilde düşündü. Bambaşka şekilde. ‘Düşünme Ali Efe! Sen nişanlısın! Sana da lanet olsun Kerem!’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNAL
RomanceÜç büyük aşkın hikâyesi... Bir gidişle yaşanılan yıkımın ardından bahar yeniden gelebilir miydi? Yazı ardında bırakan bir yürek, sonbaharda çiçek açabilir miydi? Onu yangınlara atan ve her anıyla canını acıtan bir adam, ona mutluluğu verebilir miydi...