Favori tanışmalarımdan biri... Veeee beklenen çift Burcu ile Ali Efe sizlerle...
İster oyun de ister yalan farketmez...
Aşk yolunda her şey mubah,
Bana göre değil kurşuni renkler...
Ya beyazdır aşk ya siyah...Mert evine geldiğinde kızın inmesini beklemeden arabadan inip, kapıyı açmaya gitti. O sırada Mira korka korka indi arabadan. Bir yandan evin muhteşemliğine bakıyor, bir yandan da Mert'i izliyordu. Evin egzotik bir görüntüsü vardı. Yavaş adımlarla eve girdi. Allah'ım içi daha muhteşemdi. Mağara ev gibiydi. Salonunda yapay şelale bile vardı. Nasıl bir evdi burası.
"Evin çok güzelmiş." dedi kendini tutamayıp.
"Teşekkür ederim. Kendi tasarımım. Mimarım ben biliyorsun. Abinle meslektaş sayılırız. Nevşehir'in mağara otellerinden esinlenmiştim. Ben üstümü değiştirip geliyorum. Sen rahatına bak, evi gezebilirsin.""Peki." dedi. Biraz daha etrafı inceledi, mobilyalar genelde siyah, ceviz ve tam zıt olan kırmızıyla harika bir uyum yakalamıştı. Mutfağa da bayılmıştı. Öyle çok eşya yoktu. Sade ama göz alıcı... Tıpkı Mert gibi.
Birden beline dolanan el ve omzuna konan çeneyle irkildi."Ödümü kopardın Mert." Dedi başını kaçırmaya çalışarak. Ama boşaydı. En iyisi konuşmak "Bu arada evin seni yansıtıyor."
Mert kahkaha attı. "Öyle mi? Nasıl beni yansıtıyor?""Senin gibi işte. Sade, ama göz alıcı. Karamsar ama arada renklerin de var."
"Hımm, birileri konuları mı değiştiriyor?" dedi kızın boynuna öpücük kondurarak.
"Mert!" dedi utanarak."Evet küçük hanım şimdi hesap verme zamanı. " deyip tekrar boynundan öptü. Mira kollarından kurtulmak için çırpınsa da başarılı olamadı.
"Mert yapma!" diyebildi.
"Bir şey yapmıyorum minik sarhoş."
"Sarhoş falan ayıp oluyor ama."Mert bir hamleyle onu kendine döndürdü. Mira onunla yüzyüze geldiğinde kalbinin atış sesinin duyulduğunu düşündü. Çünkü şuan kendi duyuyordu. Mert dudağına küçük bir öpücük kondurdu. "Evet küçük hanım, dün kiminle ve hangi cehennemdeydin?" sesi kızgın ateş gibiydi. Mira'yı acıtsa da bir yandan da daha önce hiç hissetmediği ateşlerde yakıyordu.
"Şey bir kaç arkadaşımla bir yerlere gittik işte canım. Canımız biraz sıkkındı." en azından bir kısmı yalan değildi.
Adam daha uzun öptü. "Yanlış cevap. Kiminle derken cinsiyet yada isim vereceksin ve ayrıca canın neden sıkkındı?" dedi. Bu onu neden ilgilendiriyordu bilmiyordu.Mira dudaklarında hissettiği ateşle ona ne olduğunu anlamadı. Şu duruma bile nasıl geldiklerini bilmiyordu.
"Zehra, Kaan, Tolga ve Doğan vardık."
"Zehra yengen? Ve Mirza izin verdi öyle mi? Maşallah, yasaklar bir bana anlaşılan."
'Yani evdeydik sonuçta onun için ağzını açmadı.'Bu düşünceyi kendine saklayıp "Evet ne var bunda?" Dedi eli adamın göğsündeydi.
"Yanlış cevap küçük hanım." deyip kızın dudaklarına bu sefer baş döndürücü bir öpücük bıraktıktan sonra, gözlerine baktı. "Daha fazlasını istiyorum Küçüğüm ama ilk defa bir kızı kendimden önce tutuyorum. Daha özel ve daha hazır olduğunda elimden kurtulamayacaksın. Şimdi canın neye sıkkındı onu söyle bakalım." Deyip kızdan uzaklaştı."Şey işte, her şey üst üste geldi. Öyle özel bir neden yoktu."
"Benimle alakası yok diyorsun?"
Mira güldü, ama çok yapmacıktı. "Yok canım ne alaka?""Peki öyle olsun. Hadi kahvaltı edelim senin yüzünden yemek yiyemedim." deyip kızı mutfağa sürükledi. Birlikte gülüp şakalaşarak kahvaltı hazırladılar. Mert'in hayatında bir ilkti. Bir kızla, sevgilisi olan bir kızla yatak odası dışında vakit geçirdi ve bundan çok keyif aldı.
Ama Mira kendine olan sözünü tutacaktı. Mert'i yalvartacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNAL
RomansÜç büyük aşkın hikâyesi... Bir gidişle yaşanılan yıkımın ardından bahar yeniden gelebilir miydi? Yazı ardında bırakan bir yürek, sonbaharda çiçek açabilir miydi? Onu yangınlara atan ve her anıyla canını acıtan bir adam, ona mutluluğu verebilir miydi...