Biliyorum,
Hiçbir yaraya merhem olmaz sözler...
Ben yine de konuşsam
Dinler mi beni o paramparça olan sevgin?
İzin verir mi sarmama yaralarını yüreğin?
Ne olursa olsun öyle bakmasın bana gözlerin!
Farkındayım,
Bencilim...
Ama şu yüreğim dinlemiyor ki beni!
Konu sen olunca bencilliğe esirim...
Çünkü sensiz yapamaz bu derbeder bedenim...
Affet ne olur beni!“Mehmet son kez soruyorum, Mirza’nın kız arkadaşı kim?“
“Of Tuğçe inan bilmiyorum.“ dedi bıkkınlıkla.
Tam yarım saattir bu soruyu tekrarlıyor, ‘inanmıyorum, senden saklamaz’ gibi cümleleri sıralıyordu. Bunaltmıştı onu ve Mehmet Tuğçe’yi tanıyorsa öğrenmeden bu odadan çıkmayacaktı.
“Öğrenmeden ikimizde buradan çıkmayacağız biliyorsun değil mi Mehmet?“Başını aşağı yukarı salladı. “Of biliyorum.” Dedi, sonra derin nefes aldı. “Zehra.“ tek nefeste söyledi.
“Ne?“
“Mirza’nın sevdiği kız, sevgilisi olan kız diyorum; Zehra.“
“Bizim ufaklık?“
“Evet Tuğçe. Oldu mu?“Tuğçe ayağa kalktı ve ağzını kapatarak alayla güldü. Başını sağa sola salladı. “İnanamıyorum, gerçekten o bücüre mi aşık oldu?”
“Pek de bücür sayılmaz artık.” Diye homurdandı Mehmet.
“Bak sen yere bakan yürek yakana. Ama ben sana yapacağımı bilirim.“
Son sözleri Mehmet’in duymayacağı şekilde söyledi.“Neyse benim gitmem gerekiyor Tuğçe ve Allah aşkına adamı bunaltma. Ben belki aranız düzelir diye yaptım. Sevdiği olduğunu bilseydim asla yanaşmazdım. Sende unut gitsin.“
“Tabii Mehmetçim şüphen olmasın.“ öyle bir şekilde bitmeyecekti. Onlar da biraz üzülecekti.
Adam kadının ofisinden çıkar çıkmaz kadın da çantasını alıp, çıktı ve arabasının olduğu tarafa yöneldi.***
“Merhaba Rüzgar beyle görüşecektim.“
“Tabii kim deyim?“
“Tuğçe derseniz bilir.“
“Peki Tuğçe hanım buyurun oturun ben haber vereyim.“ Kadın yaptığı görüşmeden sonra, tekrar Tuğçe’ye döndü. “Rüzgar bey sizi bekliyor, buyurun.“Tuğçe topuklu ayakkabısının çıkardığı sesle seri adımlarla adamın odasına girdi.
“Tuğçe hoşgeldin.“ dedi adam güler yüzle.
“Hoşbuldum Rüzgarcım. Nasılsın? “
“İyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın?”
“İyiyim bende.”“Ne içersin?”
“Bir şey almayım, teşekkür ederim.”
Rüzgar başı ile onayladı. “Bu arada tebrik ederim Mirza ile arayı düzelttiniz.“
“Ah hayır şekerim. Öyle bir şey yok. Tam anlamıyla yanlış anlaşılmalar var. Ama açıkçası Mirza’nın durumuna çok şaşırdım. Ama beni asıl şaşırtan senin bu olaya bu kadar anlayışlı olman.“Rüzgar anlamamış gibi kaşını kaldırdı. “Hangi olaya? Benimle ne ilgisi var canım. Tamam Mirza çok yakın bir dostum olabilir. Ama ilişkilerine karışamam.“
Kadın adamın bu söyleminden bir şey bilmediğini anladı ve içinde uyuyan şeytan hemen ayaklandı.“Canım tabii ki özgür de. Sonuçta Zehra da senin kardeşin ve aralarındaki yaş farkını düşünürsek... Tabi ki bu onların seçimi. Ben sadece Mirza’nın ilişkilerini biliyorsun işte.“ deyip, yüzünü ekşitti.
“Pardon Tuğçe Zehra’nın ne alakası var?“
“Ay pardon ben pot kırdım galiba. Haberin olmadığını bilmiyordum. Yani böyle bir şeyi saklayacaklarını tahmin etmedim.“Adam git gide sinirlenmeye ve meraklanmaya başladı.
“Tuğçe hemen şimdi konuşuyorsun. Zehra’nın Mirza ile ne alakası olabilir.“
“Birliktelermiş. Ama sinirlenme hemen Rüzgar. Netice de Zehra olgun bir kız. Hem galiba benim olayım yüzünden kavga etmişler. Ben de buraya bunun için geldim. Ben bilmiyordum ve senin yardımın ile Zehra ile konuşmak istiyorum.“
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNAL
RomanceÜç büyük aşkın hikâyesi... Bir gidişle yaşanılan yıkımın ardından bahar yeniden gelebilir miydi? Yazı ardında bırakan bir yürek, sonbaharda çiçek açabilir miydi? Onu yangınlara atan ve her anıyla canını acıtan bir adam, ona mutluluğu verebilir miydi...