31.BÖLÜM - SAVAŞMA SEVİŞ BENLE

7.8K 564 7
                                    

Savaş yakışmaz aşka,
Sonlar hep yazılmaz mutlu sonla...
Bazen sen değiştirirsin yazgını,
Bazen o...
O yüzden sevgili seviş benle; savaşma!

“Burası çok güzelmiş.” Dedi pencereden dışarı bakınca.
“Zamanımız olsa daha güzel bir yere götürürdüm seni.”
“Nereye?”

“Bodrum’a. Bizim otele. Çok beğeneceğine eminim.”
“Hımm. İlerde gideriz.”
“Belki de balayına gitmeliyiz ya da balayına daha özel bir yer seçmeliyim.”
“Balayı için evlenmek gerekir Karadenizli.”
“Evleneceğiz ki zaten sosyete. Başka seçeneğin varmış gibi.” -Sesi ukala mı çıkmıştı onun?

Burcu kaşlarını kaldırdı. “Eminsin yani senle evleneceğime. Belki ben seninle gönül eğlendiriyorum.”
Adam kahkaha attı. “Ben senin bildiğin erkeklerden değilim sarı. Sadece aklını değil, ömrünü, kalbini, bedenini ve seni sen yapan her bir hücreni alırım. Dikkatini çekerim, isterim demiyorum. Alırım diyorum. Bilmem anlatabildin mi?” göz kırptı.

“Bak sen, ukala ya! Evlenmiyorum Karadenizli?”
“Sorduk mu?” dedi kaşlarını kaldırarak. “Ben eğlenilecek değil, evlenilecek erkeğim.”
“Klişe.” Burun kıvırdı.
“Seni seviyorum. Bu da mı klişe?”
Kız birden kafasını kaldırdı. Gözlerinden kalp çıktı resmen. “Aslında klişe ama, senden duyunca dünyanın en farklı cümlesi gibi çıkıyor.”
Adam yaklaştı ve kızı iki koluyla belinden sarıp, kendine çekti.
“Bir de sen de bakayım, senden nasıl çıkıyor?”

“Hımm,” yukarı baktı düşünür gibi, sonra tekrar adama baktı. “Seni seviyorum.” Tek solukta demişti. “Nasıl çıktı?”
“Şiir gibi... Eşsiz bir şiir gibi...” adam yüzü ciddileşti ve yaklaşıp, kızın dudaklarına yapıştı. Masum bir gece olmayacağını en baştan sadece dilleri değil, uslu durmayan elleri, birbirinden ayrılmayan gözleri zaten anlatıyordu.

Kendilerini birbirlerinin tenine bıraktıklarında adam da kadın da nefes nefeseydi. Adam kızı soydu, kız adamı... Adam kıza dokundu, kız adama... ve birbirlerini delice öperken, ne zamanın, ne mekanın ne de başka bir şeyin önemi vardı.
“Korunmamız gerek.” Dedi Burcu, zar zor ayrılarak adamın dudağından.
“Canı cehenneme. Umurumda değil. Senden harika anne olur.” Deyip boğuk bir sesle güldü.

“Ali saçmalama.” Kadın ilk kez ona sadece ilk ismi ile seslenmişti.
“Ağzına çok yakışıyor.”
“İsmin mi?”
“Hayır, dilim, dudaklarım ve daha bir sürü yerim.” Deyip kızı üstüne çıkardı.
Kız güçsüz bir çığlık attı. “Ali ne yapıyorsun?”
“Ben bir şey yapmayacağım sarı. Sen yapacaksın.”
“Ben... Ben yapamam.”

“Yaparsın. Sadece kendini kasma ve akışına bırak.”
Ali Efe üstünde bir tanrıça gibi duran kıza baktı, ölüm sebebiydi. Sarışın olan bir Azrail varsa; o kesinlikle bu kadındı.
“Ölüm sebebimsin. Kalbimi durduracak kadar kusursuzsun sarışın.”
“Hımm! Bakalım kalbine neler yapabiliriz.”
“İstediğin her şeyi... Seninim...”
Kadın öyle yaptı. O gece ve ondan sonraki geceler, kendilerini zamanın ve aşkın akışına bıraktılar.
“Sen beni deli edeceksin kadın.”
Kız kahkaha attı...

                                              ***

10 GÜN SONRA

“Merhaba, ben bu vitrindeki elbisenin 36 bedenini istiyorum.”
“Tabii efendim.” Dedi görevli kız. Mira kabine girdi ve soyunmaya başladığı zaman görevli kız kabini tıklattı. “Hanımefendi 36 bedeni kalmamış.”
“Ya.” Yaptı somurtuk bir suratla. Çıktı kabinden. Alışveriş merkezinde dolanmaya başladı. Bir kaç mağazada daha beğendiği kıyafetlerde beden bulamadı. Anlaşılan şanssız günündeydi. Zaten bu günlerde sürekli şanssızdı.

BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin