Çok büyüdün,
Koskocaman oldun yüreğimde...
Nefesinle nefes aldım,
Mutluluğunla gülümsedim...
Çok büyüdün evet,
Ama hala küçücüksün gözümde...
DÜĞÜN GÜNÜ
"Zehra çok güzel oldun, abimin nutku tutulacak."
"Öyle mi dersin?"
"Kesinlikle."
Zehra odanın içinde dönüp duruyordu. Elleri titriyordu. Birden kapı açıldı, içeri annesi ile babası girdi.
"Anne!" dedi Zehra, dolmaya hazır gözlerle.
"Hii, Tuncer bu bizim kızımız mı?" Eda'nın da gözleri dolmuştu. -Zaten hep gözleri doluyordu.
"Prensesler halt etmiş benim kızımın yanında."
"Baba..." diye inleyip kucağına koştu, sonra da annesine sarıldı.
"Benim daha dün 'Oynayalım mı?' diye beni deli eden küçük kızım evleniyor mu şimdi?" dedi Tuncer kızını sararken.
"Baba, yapma!" Zehra'nın gözyaşları akıyordu.
"Bu hediyemiz değil, sadece hatıra. Babanın bana ilk hediyesiydi, senin boynunda göreceğim günü iple çekiyordum. " Zehra bir daha ikisine birden sarıldı. Annesi kızının yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Bebeğim, minnak kızım benim. Bu güne kadar beni bir kere bile üzmedin, utandırmadın. Şimdi de sevdiğin adamla evleniyorsun. İlerde de anne baba olacaksınız. Mezun olacaksın. Bana tüm bu mutlulukları yaşattığın için ve hayallerinden vazgeçmeyip, bize ne kadar mükemmel kararlar verebileceğini gösterdiğin için teşekkür ederim. Sen benim en büyük hazinelerimden birisin."
Zehra'nın gözyaşları akıyordu. "Biliyorum birincisi tabii ki babam."
Eda gözyaşları arasında kahkaha attı.
"Sizi çok seviyorum."
Tuncer kızının omuzlarından tuttu. "Mutlu ol minik maymunum."
"Babaaa!"
"Eee bana bir şey bırakmamışsınız. Tüm gözyaşları akmış bu cadının."
"Abiii!" diye atıldı Zehra Rüzgar'ın boynuna.
"Aaa yeter ama yengemi palyaçoya çevirdiniz. Şu surata bak."
"Merak etme akmaz bu makyaj." Dedi Zehra fısıltı halinde.
"Mirza geldi millet toparlanın; çünkü gelini görmek için sabırsızlanıyor." Dedi Dila.
Herkes yavaş yavaş odadan çıkmaya başladı ve sadece Zehra kaldı. Kalbinin yerinden çıkmasından korktu. Elini kalbinin üzerine koydu.
Mirza ise sabırsız adımlarla odanın önüne geldi ve yavaşça açtı. Karşısında gördüğü kızla nefesi kesildi.
Aşkın tarifini yap deseler, şuan Zehra'yı sayfalarca anlatırdı onlara. Bir daha böyle bir an yaşayamazdı her halde. Rüya gibiydi. Rüyalarından bile daha eşsiz. Daha kusursuzdu.
Zehra put gibi duran adama baktı ve güldü. "Ne oldu? Bir şey demeyecek misin?"
"Nefesimi geri ver küçük!" dedi ve iki adımda kızın yanına yaklaştı. "Zehram, küçüğüm harika olmuşsun. Söyleyecek kelime bulamıyorum." Deyip, eğilip kıza koca bir öpücük verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK AŞKIM KÜÇÜK SEVGİLİM - B.A.S. * FİNAL
RomanceÜç büyük aşkın hikâyesi... Bir gidişle yaşanılan yıkımın ardından bahar yeniden gelebilir miydi? Yazı ardında bırakan bir yürek, sonbaharda çiçek açabilir miydi? Onu yangınlara atan ve her anıyla canını acıtan bir adam, ona mutluluğu verebilir miydi...