1.Origin

4.9K 247 112
                                    

Ağrımaya başlayan ayaklarıma aldırmadan Hogwarts'a girdim. İleride öğrenciler vardı. Onların arasına kaynadım. Herkes bana bakıyordu zira 6.sene birinin gelmesi garipti. Özellikle de savaş kapıdayken.

Az ilerde gördüğüm kişilerle durdum. Harry ve arkadaşları. Ölümlere sebep olan Harry Potter. Bense onun için ölenleri korumakla görevli olan Miranda Matthews.

Bana dönen gözler çoğalmaya başlayınca başımı eğip dikkat çekmemeye çalıştım. Pek başarılı olduğum söylenemezdi ama olsun. Herkes büyük salona kahvaltı için gidiyor olmalıydı. Muggle  dünyasındayken dönemin ortasında gelen bir kız nasıl dikkat çekmez diye google amcaya sormalıydım.

Önemli olan doğru anı yakalayabilmemdi. Albus Dumbledore'un öldürülmesi için okulda oyunlar dönüyordu. Ben de buna engel olmalıydım.

Büyük salonun önünde dururken herkes içeri girmişti bile. O sırada arkamda omzuma dokunan elle arkamı döndüm. Bu Profesör McGonagall olmalıydı. Yüzünde olan hafif gülümsemeyle " Sen bayan Matthews olmalısın. "

Kadının gülümsemesine karşı hafifçe tebessüm ettim. " Evet, efendim. "

"Hadi, içeri gel bir an önce binan seçilsin. Sonrasında yemeğini yer, odana çıkarsın. "

Yavaşça ilerleyerek büyük salona girdi. 4 ayrı masanın ortasından geçerken peşinden gittim kararlı adımlarla. Az çok bakan gözleri tahmin edebiliyordum. O sırada gözüm profesörler masasında oturan adama kaydı. Siyah saçları, siyah gözleri ve siyah cüppesiyle epey ürkütücü duruyordu. Elimde olmadan bu adama karşı gerildim. Bana bakınca göz göze geldik bir kaç saniye. O anda o bir kaç saniye bile adama bir daha bakmamam için yeterliydi. İlerledim. En sonunda önümde duran sandalyeye oturdum.
Başıma konan seçmen şapkayla birlikte etraftaki uğultu kesildi.
Kasılmıştım. Tüm bunları bilerek buraya gelmiş olsam bile geriliyordum istemsizce.

Kafamda ki seçmen şapka sadece bir buçuk dakika düşündü ve kendi kendine konuştu.
Tam bir ara ağzından "Sl..... " çıkarken durdu.

Ve sadece benim duyabileceğim şekilde konuştu. "Buraya gelme amacın ve yapacakların kurnazca ama aynı zamanda büyük bir cesaret ister bayan Matthews. "

Sonrasında koca salonu inleten ses işitildi. "Gryffindor! "

Yazar...

Çalan ıslıklar, sevinçler ilerdeki zamanın ne getireceğini bilmeden oluyordu.

Ayağa kalkıp masasına geçerken herkesin gözü onda, dedikodular onun hakkındaydı.

Masada boşluk olan tek yere Neville'nin yanına geçti. Hiç kimse bu çocuğun yapacaklarını bilmeyip dışlarken pişman olacaklarını bilmiyorlardı. Az kişi tarafından sevilirdi Neville.

Miranda...

Yanına oturduğum kişilerle tanışırken az ilerde olan altın üçlüye kaydı gözlerim. Bana şüpheli bakıyorlardı. Ron Weasley hariç. O yemekle meşguldü.

Öğretmenler masasına doğru baktım. Profesör Albus Dumbledore bana bakıyordu. Garip bir şekilde hem sevecen hem ciddi duruyordu. İşte kurtarmam gereken adam buydu. Nasıl olacağını bilmesemde. O sırada birinin zihnimde dolaştığını hissettim. Gözlerim bunu yapabilecek birini ararken en başta gördüğüm adama döndü. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Kesinlikle oydu. Ondan başkası olacağını sanmıyordum. Ayrıca düşüncemi duyduysa çok kötüydü bu. Kimsenin bilmemesi gerekirdi. Düşüncelerime bir son vererek yemeğime odaklandım.

Son bir kez siyah gözlere bakarken büyük salondan ilk çıkan kişi oldum. Daha fazla burda durmak istemiyordum. Hatta gerekirse o adamın olmadığı bir yer istiyordum. Resmen gözleriyle dövdü.

Salondan ayrılınca bir süre ortalıkta aylak aylak dolaştım. Çünkü nereye gideceğimi bilmiyordum. Bir süre gezindikten sonra mahzenlere indim. Eğer burdaysam etrafı hemen ezberlemem gerekirdi. Mahzenlerde dikkatimi çeken bir şey olmayınca geri dönmeye karar vermiştim ki arkamı dönmemle birinin göğsüne çarpmam bir oldu.

Kafamı kaldırınca bunun o siyahlar içindeki adam olduğunu gördüm.

"Bayan Matthews. Burda ne işiniz var? "

Bir cevap vermeliydim bir an önce. Ama ellerim bile terlerken ben düşünme yetimi kaybediyordum.

"Ben... Ben kayboldum."

En klişe yalan ama doğruluk payı var ayrıca işe yarar.

"Burda yeni olsanız dahi bina salonlarının size mahzenlerde olacağını düşünmenize iten şey nedir bayan Matthews? "

Vazgeçtim. Karşımdaki adam klişeler için fazla akıllı ve kurnazdı. Diyebilecek bir şey düşünmeye çalıştım ama aklıma en ufak şey gelmedi. En sonunda nazikçe buradan ayrılmanın en doğru karar olduğuna emin oldum.

"Madem yardımcı olmayacaksınız, ben gideyim Profesör. "

Adını bilmiyordum. Bu yüzden sadece profesör demekle yitinmiştim. Yavaşça yana doğru gittim. Beni izledi. Sonrasında ilerlemeye başladım. Buraya bir daha iner miyim sor bakim bana.

Yukarı çıkınca yardımcı olan öğrencilerle sayesinde Gryffindor yatakhanesini bulmuştum.

*612 kelime *

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin