29.Familiar

1.7K 127 41
                                    

Ellerini indirip elimle kenetledi. Bana yaklaştı. Alnını alnıma değdirdi.

"Miranda."

Gözlerimi kapatıp sadece onu gördüğüm ilk zamanları düşündüm.

Sonra sordum kendime. Onu affedecek kadar seviyor muydum?

"Miranda, seni seviyorum."

****

"Seni affetmemi bekleyemezsin. Kendime saygısızlık olur bu."

Burukça gülümseyip alınlarımızı ayırdı.

"Biliyorum."

O sırada uzakta gözüken Hagrid'in klubesinden Bell çıktı. Ben o tarafa doğru bakınca, Severus'da arkasını dönüp bakıcaktıki izin vermedim. Çenesinden tutup kendime baktırdım.

"Seni affedim ya da affetmim, eğer seni o kadının yanında görürsem ikinizi de yakarım."

İşaret parmağımı tehditkar bir şekilde salladığımda güldü ve kollarını bedenime sarıp başımı göğsüne yasladı.

Hızla kendimi çekip, ondan uzaklaştım.

"Dokunma."

Bir süre öylece kaldık. Konuşmadan, uzaktan birbirimize baktık. O sırada çekip gitmek mantıklı gelse de aklıma Spinner's End geldi.

"Sen Spinner's End'e gidicekmisin? Profesör McGonagall öyle demişti."

Başını yavaşça salladı.

"Yarın sabah erkenden."

Başımı sessizce salladım. Daha fazla dayanamayıp, ordan ayrılmak için okula doğru ilerledim.

O sırada arkamdan seslendi. Arkam ona dönük, durdum.

"Yatma saatinize bir saatten fazla var. On dakika içinde derse katılırsanız sevinirim."

Onca şeyden sonra aklına bunun gelmesini, daha doğrusu beni resmen kendine mahkum etmesine sinirlendim. Ellerimi yumruk yapıp, üstümü değiştirmek için yatakhaneye gittim.


Yazar'dan..

Yürüyen kadının arkasından, adam sadece gülümsemekle yetindi. Biliyordu ki başından geçen onca şeyin ardından, sadece bu kadın ona koşulsuz yardım ederdi. Tabi eğer onu affederse.

Okuldaki öğrenciler bile bir şeylere uyanmışken onunla olmaması gerektiğini biliyordu. En başından beri yanlış yaptığını biliyordu. Ama onu gördüğü an tüm kararları yok oluyordu.

Herşeye rağmen, onu kaybetmek istemiyordu.

*****

Birkaç saat önce...

Bileğindeki sızıyla yüzünü buruştan adam, kapının çalınmasıyla bileğini hızla kapatıp, dışarıdaki kişiyi davet etmişti.

Kapı yavaş bir hızda açılırken, elindeki şişenin miktarını belirliyordu.

"Ah, Bay Snape. Merhaba."

İçeri giren kadınla birlikte tüm soğukkanlılığını gösteren adam, ilgisiz bir şekilde duruyordu.

Bunun üstüne kadın devam etti.

"2 yıl sonra tekrar karşılaşmak güzel. Hem de aynı şartlar altında."

Kadının kasteddiğiyle birlikte odaya bir sessizlik hakim oldu.

Sonunda adam konuşmaya başladı.

"Buraya profesör olarak geldiniz demek. Tebrikler, sonunda amacınıza ulaşabilmişsiniz."

Hemen kendini savunmaya geçen kadın, bu konuda karşısında duran adamın haklı olduğunun ispatıydı.

"Hayır. Benim hiçbir zaman böyle bir niyetim olmadı. Sadece iki yıl önce sizi tanıdım ve buranın önemini anladım. Merak ediyorum, benden sonra hayatınızda değişen bir şey oldu mu?"

Karşısında duran yüzsüz kadına, verebileceği bir cevap yoktu, bu yüzden arkasını dönüp, elindeki şişeyi masaya koymayı tercih etti.

Konuşmayacağını anladığında adamım arkasından yaklaştı.

"Sizi çok özledim." diyerek elini, adamın omzuna attı kadın.

Tepki göstermeden kalan adamın tek amacı, arkasındaki kadının başka bir ilişkisi olduğunu tahmin etmemesiydi. Aksi takdirde ilişki denilemeyecek ilişkisine, rahat verdrimezdi bu kadın.

Ama aksine bu durumdan onay aldığını zanneden kadın, daha da ilerlemeye karar verdi.

Onun masayla arasına girdi. O sırada adam geri çekilmeye çalıştığı anda bağırdı.

"Bekle!"

Adamı zorla kollarında tutan kadın pek de durumdan hoşnutsuz sayılmazdı. Buraya zaten hemen kabul edileceğini düşünerek gelmemişti. Emin olduğu tek şey Severus'un başkasıyla ilişki yaşamayacağıydı. Onunla bile yatak ilişkisinden daha ileri gidememişti.

Denemeye kalkıştığında adam onu zorla göndermişti, iki yıl evvel.

"Senden bir şey öğrenmek istiyorum. O gün gitmemi gerçekten istedin mi?"

Adam şaşkınlık içinde kadına baktı. Ona hiç bir zaman bir şey vaadetmemişti. Şimdi sorduğu soru sanki aşık olan çiftin soruları gibiydi. Anlamsız ama barışmaya yönelik saçma sorular gibi.

Gözlerini devirerek, kadına düşüncelerini söyleyecekti ki buna izin vermedi.

"Hayır ya da boşver. Beni sevmediğini tahmin edebiliyorum. Ama bu bana alışmadığın ve birlikteyken kendini iyi hissettiğin gerçeğini değiştirmez. Aradan uzun zaman geçmiş olsa da, sen benden başkasına ne alışabilirsin ne de bu kadar iyi hissedebilirsin. Bu yüzden sana, bir şans veriyorum. "

Kadının aptalca yönelimlerine karşı kendini çekmeyi denese de, bileğindeki sızı ve ağrı oldukça şiddetlenmişti.

O sıra da bileğinden tutup kendine çeken ve dudaklarına yapışan bir kadın görmeyi ummuyordu.

Gece bilmem kaç. Ben bölüm yayınlıyorum. Çünkü neden olmasın çaşzösisşxl. ❤️
Yani en azından Miranda'nın şahit olduğu şeyin ne olduğunu bilelim değil mi yani?

Bu arada tüm bölümlerin başlıklarını yabancı yazıp, 18.bölümün başlığını Türkçe yazan bana bir alkış.

Neyse iyi geceler...

*642*

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin