23.Not To Give Up

2K 161 87
                                    

Israrla kolundan tutup, söylemesi için bekliyordum.

Derin bir nefes aldı. Ama hala konuşmamakta ısrarcıydı.

"Voldemort benden haberdar mı?"

Bana doğru döndü. Pes etmiş bir şekilde sessizce söyledi.

"Evet, Miranda. Haberi var."

***

Sonraki gün...

Tıkanmış gibi hissediyordum.

Başladığım yere geri dönmüştüm. Eskiden de olduğu gibi geri dönmeliydim. Voldemort'la yüzleşemezdim. Buna ne gücüm ne de cesaretim yeterdi.

Evrenin en kötü insanı babanızsa ne yapmalısınız?

Hakkında sadece kulaktan dolma haberlerle onu ne kadar iyi tanıyabilirdiniz?

"Bayan Matthews, beni dinleyin lütfen."

Profesör Dumbledore, olanları duyunca beni çağırmıştı. Voldemort'a karşı ne yapabileceklerini düşünüyordu.

"Dediğim gibi, sizin şuan burda olmanız hiç güvenli değil."

Beni görmek için gelicekti. Bunu ikimizde biliyorduk.

"Kimin güvenliği? Benim mi, okuldaki diğer büyücülerin mi?"

Derin bir nefes alıp, beni yatıştırmaya çalışır bir hal aldı.

"Her ikisi içinde. Bu yüzden bir süreliğine kendini korumanı geliştirmen lazım."

Kendi başımın çaresine bakıcak kadar güçlü olduğumu söylicektim ki,devam etti.

"Çoğu öğrenciden iyi olduğunu biliyorum ama bu Voldemort'un karşısına hazırlıksız yakalanmanı önlemez. Profesör Severus, sana ders vericek. En azından kendini tam anlamıyla koruyabilecek raddeye gelinceye kadar."

Severus'la ders mi? En azından onun yanında olabilmek için bir avantaj.

"Anladım. Peki derslere ne zaman başlicaz?"

"En yakın zaman da. Henüz Severus'la konuşmadım. Bugün, en geç yarın başlarsın derse."

Başımı sallayıp etrafa bir kez daha bakarak kapıya yöneldim. O sıra da Dumbledore bir şeyler söylüyordu.

"Umarım bu saatleri verimli bir şekilde geçirirsiniz."

İma ettiği şeyle gözlerimi sonuna kadar açıp, ışık hızıyla odayı terk ettim.

****

"İnanamıyorum. Voldemort seni duymuş mu?"

"Daha kaç kez tekrarlamamı istersin Hermione?"

"O kadar şey anlatıyorsun ki neye şaşıracağımdan emin olamıyorum."

Dediğine kıkırdarken, aklıma geçen  onu gördüğüm gün geldi.

"Emin ol benim, seni Draco'yla öpüşürken gördüğüm şaşkınlığı asla  yaşayamazsın."

"Hey, sessiz olsana." diyip koluma vuran Hermione'nin yüzünün kızarmasıyla ateşin bacayı sardığını anlamıştım.

Daha fazla onu utandırmamak için yerimden kalkıp asamı ve kitaplarımı aldım.

"Nereye gidiyorsun?"

"Severus'la olan dersim bugün başlicakmış. Oraya gidiyorum."

"Hmm.. Anladım. Umarım ders işleyebilirsiniz, pek mümkün olduğunu sanmıyorum ama."

Elimdeki kitapla koluna hızlıca vurmamla yatağa kendini attı.

"O ne demek öyle ya?"

"Ahh, ne güzel işte. Baş başa kalmak için bir fırsat. Kimileri bu fırsatı da bulamıyor."

Kıkırdayıp kitaplarımı geri aldım ve Severus'un beklediği odaya doğru gittim.

İçeri girdiğimde, elinde bir şeylerle uğraşıyordu.Uzaktan ne yaptığına baktığımda kitaptan bir şeyler okuduğunu farkettim. Sonra kitabı kapattı.

"Derse geç kalmanızı nasıl telafi edeceksiniz?"

Arkasını dönmeden kitapları toplamaya devam ediyordu.

"Bilemiyorum. Derste beni daha fazla zorlayarak?"

Kitapları bitirip bana döndü.

"Hayır." dedi.

"Belkide iksirleri tekrar dizmemi istersiniz?"

Bana doğru gelirken başını hayır manasında sallayıp, güldü.

"Peki siz nasıl olmasını istersiniz?"

"Mesela bir öpücükle." dediğinde olduğum yere gelmişti.

Yüzümün kızardığını hissedince bu konunun kapanması için cevap verdim.

"Şimdi mi? Üzgünüm profesör ders saatleri içinde kendimce bazı kurallarım var."

Bana bakarken hafif gülerek "Şimdi istediğimi kim söyledi? "

Gülüp arkasını döndüğünde, ben de gülmüştüm. Benimle ara sıra böyle eğlenmesi çok hoşuma gidiyordu.

En azından hayatımda gülünebilecek  bazı şeyler hala kalmıştı.

" Elindeki kitaplar ne? "

Elimdeki kitaplara bakıp, ona döndüğümde dediğini anlamamıştım.

"Ders için getirmiştim."

Elimdeki kitapları alıp masanın bir köşesine fırlattı.

Sonra eline asasını alıp, bana doğru döndü.

"İşimiz asalarla."

***

Hayatımda bu kadar işkence görmemiştim heralde. Kendimi korumamı istiyor ama daha başlıyoruz demeden hücum ediyordu.

Hatta bir süre sonra her darbe yediğimde, tekrar tekrar yanıma gelip iyi misin diyip devam ediyordu. Kötü desem dahi devam etmemizi söylüyordu. E o zaman niye sorarsın ki?

En sonunda bitkin ve kollarımda ağrı ve sızılarla yatakhanenin yolunu  tutmuştum.

*533*

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin