Nefes nefese ayrıldığımda, ellerimi yavaşça omzuna götürdüm. Bu yaptığımla yavaşça yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Nefessiz kalmak umrumda değildi. Beni öptüğünde boynuna sarıldım.Ayrıldığımız da nefes nefese adını seslendim.
"Severus."
Bu bir şey söylemek için değildi. Sadece söylemek istemiştim. Belkide o olduğuna emin olmak istemiştim. Bilmiyordum. Bildiğim tek şey adını seslendiğim bu adama aşıktım.
****
Beni öperken, belimden tutup üstüme doğru geldiğinde geri geri adım atmaktan başka hiçbir şey düşünmüyordum. Midem kasılıyor ve başım dönüyordu.
Hislerim o kadar yoğun ve kuvvetliydi ki sırtım bir masaya deyinceye kadar vücudumu kontrol edemiyordum.
Belimde ki ellerini hafifçe aşağı indirip sıkıca tutarak, beni masanın üstüne oturttuğunda dudaklarımdan ayrıldı.
Ben soluklanırken o da iki elini, iki yanıma masaya koymuş alnını alnıma yaslamıştı.
"Neden?"
"Ne neden?" diyerek sorduğumda ellerimi onun omzuna koyup, alınlarımızı ayırdım. Şimdi yüzyüze duruyorduk.
"Uyandığından beri tuhaf bir çocuk gibisin ve şimdi ise beni sadece öpmek için mi çağırdın?"
Güldüğümde, odanın içinin ne kadar sıcak olduğunu farketmiştim.
Belkide ben sıcaklamıştım. Ayırt edemiyordum.
"Sadece öpmek için değil." diyerek tekrar dudaklarına bir öpücük bıraktığımda o da ellerini belime sarmıştı.
Masanın üstünde oturduğumdan, yüzlerimiz aynı hizadaydı.
Öpücük bırakıp ayrıldığımda, o öpmek için yeltendiğinde daha fazla yaklaşması için başımı geri doğru çektim.
Bunu farkedip güldüğünde, bana yaklaştı.
Tam öpmeye yeltenirken bir anda geri çekildi.
Ne olduğunu anlamam uzun sürmedi. Elimi farketmişti.
Elimi hemen geri çektiğimde izin vermeyip, bileğimden sertçe çekti.
Parmaklarıma bakıyor, anlamaya çalışıyordu. Bu zamana kadar farketmemiş olması zaten bir mucizeydi. Ellerini tuttuğumda sorun olmamıştı çünkü dokusal olarak bir şey kaybetmemiştim.
Ellerime değil de bana baktığı içinde farketmemişti.
"Ne oldu!"
"Endişelenecek bir şey değil. Gerçekten."
Bileğimi sıkıca tutuyor, çekmeme izin vermiyordu.
"Ne demek endişelenecek bir şey yok. Ne zaman oldu bu? Bana niye haber vermedin, Miranda!"
"Merlin! Bağırma bana. Yeni oldu. Merak etme sadece elimle sınırlı kalıyor. Sadece bir uyarı."
Bileğimi tutan eli gevşediğinde, hızla elimi çektim ondan.
"Eğer şimdi geri dönmezsem, bir daha asla dönemeyeceğim. Elim tekrar normale döndüğünde, gelecekteki hayatım devam etmeyecek."
Sadece gözlerime bakıp ses çıkarmadığında, bunun iyiye işaret olmadığını anlayabiliyordum.
Kafasında düşündüklerini bana açtığında, onu inkar etmeye hazırdım.
"Bu yüzden mi? Gelecekteki yaşantına geri döneceğin için bana bir veda sahnesi mi hazırladın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severus Snape
FanfictionSeverus Snape'in acı dolu hayatını bitirmeyi üstelenen bir genç kızın hikayesi bu. **** Ne ara yaşanmıştı bunlar. Ne ara onu görmeden bile o olduğunu tahmin edebilmişti. Onca gerçeğin arasında bildiği tek şey vardı ki. 'Aşk, ne yaş tanır ne de zam...