27.Bell

1.8K 144 96
                                    


" Biliyor musunuz? "

Bunu ağlamaklı söylerken aslında kendime acıyordum.

"Biliyorum."

Başını kaldırıp bana baktı tekrar.

"O kadını Severus'a gönderen bendim zaten."

****

"Ne demek ben gönderdim! "

Gözlerini bir yere dikmiş, bana bakmıyordu.

"Yanlış anlama. Severus çok kötü zamanlar geçirdi. İki sene sene önce belki iyi gelir diye Bell'i Severus'a götürdüm. Her ne kadar Severus başta ilgilenmese de bir kaç ayda kendine geldi. İki ay sonra da kadının gittiğini duydum. O zamandan beri görmemiştim. Severus'un yanına gitmeden önce benim yanımdaydı. Buraya yeni profesör olarak geldi. "

Her şey çıkmaz bir hak alırken düşünemiyordum.

Önce kıskançlığı damarlarıma kadar hissettim. Severus'la bir ilişkisi olmuştu. Hem de iki ay kadar.

Şimdi geri dönmüştü ve anlaşılan Severus'ta beni hiçe sayıp onunla öpüşebilecek kadar onu değerli buluyordu. Aklıma gelen manzarayla birlikte öfke kaplarken bedenimi, Dumbledore ayaklandı.

"Kendini toparlaman lazım."

"Topalarmak mı?Nasıl! Ben... Ben anlamıyorum. Neden. Neden?"

Konuşamıyordum bile. Dumbledore bunu anlayınca zorlamadı, beni gözyaşlarımla başbaşa bıraktı. O çıktıktan bir süre sonra duygu krizi geçirmeye başladım. Bir an ağlıyor bir an sinirden yatağı parçalıyordum. Kendimde değildim. Bu adam ne yapmıştı bana?

En son kendimi toparlayıp yandaki masadan su aldım. Tam suyu içerken kapı açıldı. Onu görmemle kendimi küçük görmeye başladım. Öğrencinin profesörüne duyduğu saçma abartılan hisler gibi. Karmaşanın içinden çıkmam zordu ama bu kendimi küçük görmeme neden olmazdı.

Burda beni aldatan oydu. Tam olarak bir ilişkimiz olmasa da, bunu hissettirmiştik birbirimize.

Kapıyı açıp içeri girince, başımı ondan olmayan tarafa çevirdim.

"Git buradan."

Ona ağlarken görünmek canımı acıtıyordu.

"Miranda." diyerek yattığım yere yaklaşınca elimde ki bardağı ona doğru fırlattım. Bardak hemen yanından geçip yere düştü ve parçalara ayrıldı.

"Git dedim!"

Başımı tamamen sola çevirip onu görmemeyi tercih ettim.

Gözlerimi kapatınca gözyaşlarımın daha az aktığını farketmemle, gözlerimi kapadım. Bunu ayırt ettiğime mi üzülsem yoksa ayırt ettiren olaya mı, bilmiyordum.

Yanıma geldi. Çömeldi. Bir şey demedi. Sağ elimi tutmasıyla kaşlarımı çatıp, elini ittim.

"Miranda, özür dilerim."

Bana özür dilemesi gerekmiyordu. Özür dileyecek şeyler yapmamalıydı.

Onu görmeyi duymayı reddetmek isterken, bir yandan da onu görmek istiyordum. Gözlerini, bana bakışını...

Bir süre sonra konuşmayacağımı anlayınca, elimi tekrar tuttu. Bu sefer kımıldamadım. Kımıldayamadım. Nasıl tekrar git diyebilirdim. Kalbim diyemezdi. Açıklama yapmasını istiyordu. Açıklaması değil, neyi açıklayacağı önemliydi.

Ben Bell'e aşığım affet beni mi diyicekti, yoksa geçmişte kalan arzularıma yenik düştüm mü diyecekti.

Bekledim, o da başladı.

"Dumbledore anlatmıştır, eminim ki. Ben sadece odada olanları açıklamak için geldim."

Dumbledore'un dediklerini kabul ediyordu. Elimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Gözlerim kapalı olsa bile sızlıyordu artık ağlamaktan.

"Burada profesörlük yapacağını söyledi. Bende tebrik ettim. Sonra eski konular açıldı. Onu ben göndermiştim ve şimdi nedenini soruyordu. Bende açıklama yaptım. İlişki istemediğimi, sadece iki aylık bir anı olarak kalmasını söyledim. Kabul etti. Ama sonra onun da kafa dağıtması gerektiğini söyledi. Bana yaşadıklarını anlattı sonra bir anda kendine çekince..."

Gözlerimi açtım." Yeter! "

"Miranda. "

O sırada farkettim, sesini. Ağlıyordu. Daha fazla dayanamadım, ona baktım. Gözleri kızarmış, eli elimde bana bakıyordu. O an da olayları daha net kavradım.

Elimi ondan kurtarıp ayaklanmaya çalıştım. Ayaklarımı soğuk zeminlerle birleştirip, ayağa kalktım yavaşça.
Yanıma gelmeye çalıştığını görünce elimle yaklaşmamamsını işaret ettim. Yatağın yanında ki masada duran asamı da alarak onun yanından ayrıldım.

Evet, ona kızgındım. Ona öfkeliydim. Ama ikimizi de ağlatan, mutlu bir suçlu varsa bu da Bell'di. Severus'u bu hale sokan oydu. Bu kesinlikle Severus'un beni aldattığı gerçeğini değiştirmezdi ama Bell'i öldürmem için yeterli bir sebepdi.

Kızı gider ayak katilde yapacaz dlclpeldr.

*547*

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin