32. Game

1.6K 146 30
                                    


Yazılan her isim ölüm yiyenlerdi. Bu günlüğün burada, şimdi bulunması asla tesadüf değildi.

Zaten bunu istiyorlardı.

Yavaşça günlüğün altından bilekliğimdeki düğmeye bastım.

"Ginny bunun ne olduğunu biliyor musun?" diye sorduğumda, arkamda olan Ginny'nin hala soğuktan üşüdüğü için cevap vermediğini umuyordum.

Ama aksini haykıran bir gülüş ve sonrasında asamı sıkıca kavramamı sağlayan alaycıl ses.

"Ah, sanırım bu küçük onun ne olduğunu bilmiyor. Ama sen biliyor olmalısın kızım?"

***

Ölüm yiyenler yazılıydı.

Bizzat Bellatrix tarafından yazılmıştı.
Tüm ölüm yiyenleri not etmişti. Neler yaptıklarını, ne yapacaklarını, sonlarının nasıl olacağı...

Lord voldemort'un yaptıklarına kadar not edilmişti.

En sonunda da bir resim vardı. Bir bebeğin resmi vardı. Elimdeki günlüğün altında tuttuğum asayı sıkıca kavradım.

Buraya nasıl gelmişti bilmiyordum ama onu göndermeyi planlamıyordum.

Arkamı döndüğümde elinde tuttuğu asayı Ginny'nin boğazına doğru tutmuş, arkasından kaçmasını engelliyordu. Kıpırdamıyordu.

"Buraya nasıl girdin seni s*****?"

"Cık cık, ah sevgili kızım, annenle böyle konuşmamalısın. Sonuçları ağır olabilir." diyerek asayı daha da yaklaştırdı Ginny'e.

Sakin olmalıydım. Ginny'e zarar verecek olursa bunun bedelini kötü öderdi.

"Bırak onu." diyerek ona doğru bir adım attım.

O sırada tek olmadığını anladım. Arkasında gölgede duran ölüm yiyenler sadece tedbir için değildi. Beni götürmek içindi.

Günlükde yazan her şeyi biliyordum zaten. Beni doğurmasının tek nedeni zamanı geldiğinde Lord Voldemort'a güç katmam içindi. Beni kurban ederek başka bir ruhu yüceltmelkti. Böylece ne korkması gereken Dumbledore ne de başka bir şey ona engel olamayacaktı.

Lucius Malfoy'la göz göze geldiğimde gözlerinde kin ve karanlık korkutuyordu beni.

Burada tek başıma onları yenemezdim. Yardıma ihtiyacım vardı ve Hermioneler hemen gelemezdi. Onları oyalamak tek doğru seçenekti.

"Bizimle geliceksin, baban seni görmek istiyor."

Hayır, hayatta onlarla gidemem.

"Bırak beni." diyerek bağıran Ginny artık sessiz kalmıyordu.

Bellatrix onu sıkıca tutmaya çalışırken Lucius, Bellatrix'in elinden Ginny'i alarak asasını Ginny'e dayadı. Bunları yaparken bilerek canını acıttı.
Ginny acıyla bağırdığında sakin kalmak elimde değildi.

"Bana bak, bırak onu." diyerek günlüğü sol elime alıp, asayı doğrulttum.

"Sen beni mi tehdit ediyorsun küçük!"
diyerek bağırdığında Bellatrix bana doğru yaklaştı. Diğer ölüm yiyenler de asalarını çektiklerinde Hermione'lerin yetişemeyeceğini biliyordum. Geçti.

"Miranda. Seni bıraktığım için o kadar pişmanım ki. Ama şimdi karşımda seni böyle güçlü görünce gurur duymamak elimde değil. Hadi gel. Zorlama artık. Ait olduğun yerde olmak zorundasın. Anne ve babanın yanında. Hayatın boyunca yalnız bıraktım seni. Şimdi ise seni düşmanımızın yanında görüyorum. "

"Ne saçmalıyorsun sen!"

"Gerçekten seni sevdiklerini mi düşünüyorsun? Dumbledore seni neden kolayca kabul etti? Neden bir anda o üçlü semi yanına aldı? Hespi sevgi mi sanıyorsun. Sana sevgi veren bir tek ailen olur!"

"Dediklerin ne demek oluyor!"

"Şu demek oluyor ki, Dumbledore seni lordumuzu yok etmek için kullanmak istedi ve bunun için lordun yanında olup olmadığını anlaması için o üçlüyü seçti. Ha tabi bir de Severus var. Kızımın onun aptal aşk oyununa kandığına inanamıyorum. Voldemort istedi ondan. Çünkü seni seven bir tek biz varız. Hadi yeter artık gel. "

Kendime acımaya başladığımda lanet okuyarak geri adım attım. Asayı tutan elim titriyordu. Gözyaşlarım boşaldığında, Ginny'le baktım.

" Hayır ben öyle bir şey bilmiyorum ve eminim yalan söylüyor sana. Miranda inanma ona"

Lucius, Ginny'i susturduğunda benim için her şey bitmişti. Hem de her şey.

Benim durmadan inandığım hayat her seferinde yalan çıkıyordu.

Ailemin olmaması benim için her daim bir eksiklikti. Buraya geldiğimde o eksikliği çekmiyordum. Meğer... Meğer hepsi bir oyundan ibaretmiş.

Bana iyice yaklaştığında kendimi duygularımdan kurtarıp, asamı hızlı bir şekilde doğrulttum.

"Stupefy! "

Bellatrix kolayca büyüyü defettiğinde Lucius, diğer yanındaki ölüm yiyene işaret verdi. Gözyaşlarımı koluma silip savaşmaya karar verdiğimde, kimin için ya da ne için savaştığı mı bilmiyordum. Doğru olduğunu düşündüğüm şey mi yoksa kapıldığım oyunu hala inkar etmem mi?

O bana doğru hamle yaptığında hemen karşılık vermeye çalıştım ama o an da kendimi yerde buldum. Duvara çarptığımda asam sağ tarafa uçmuştu. Tam almak için hareket edicektim ki asayı bana doğrulttu.

O sırada Bellatrix dur diye bağırdığında, bu fırsat için ona içimden teşekkür ettim.

Dibimde duran ölüm yiyeni hızla hedef aldığımda, büyücü hızlı ve güçlü bir şekilde duvar uçtu. Ölüm yiyenler sessiz büyüm karşısında kalakalmışken bunu avantaja çevirdim.

Ginny'le göz göze geldiğimde, şimdi diye fısıldadım. Yerdeki asamı geri aldığım gibi Lucius'a doğrulttum.

"Expeliarmus!"

Lucius beklenmedik hareketim sonrasında geriye giderken asası benim olduğum tarafa doğru uçmuştu bile.

Ginny koşarak yanıma geldiğinde asasını çıkardı ve hedef aldı.

Bellatrix ve ölüm yiyenler karşımıza geçtiğinde, korkuyordum. Beş kişilerdi ve onları durduramazdık.
Ginny Antonin'i hedef aldığında, Bellatrix karşımda bitmişti.

"Ne yapabileceğini sanıyorsun! Buradan bizimle birlikte ayrılacaksın, kızım."

"Kapa çeneni!"

Bellatrixe hamle yapacağımda benden önce davrandı ama onu defettim.

Tekrar tekrar büyü yolladığın da, her sefer geri geri gittim. En sonunda duvara çarptım. Ginny'de aynı anda yere düşünce durdu.

Biri Ginny'nin başına geçmiş onu rehin tutarken, Bellatrix bana bakıyordu. Ayağa kalkamayacak kadar güçsüz ve acınasıydım.

"Arkadaşına zarar gelmesini istemiyorsan gel."

Asla. Gelip lord için kurban edilmektense, bir hiç olup ölürdüm daha iyi.

Asayı kendime çevirdiğimde, Bellatrix çığlık attı. O sırada kuleyi bir ışık kapladı. Güçlü bir büyü Ginny'nin başında ki ölüm yiyene çarptı .

Sonra her şey hızla bitti. Ölüm yiyenler hızla gittiler.

Büyünün geldiği yere baktığımda oyunun kurucularını gördüm.






810*

Vote atmak sadece bana yazma isteği veriyor, eğer beğeniyorsanız atabilirsiniz yanii...

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin