20.Letter

2K 152 35
                                    

Her gün geceyarısından sonra bölüm atmak adet oldu resmen. Geceyarısını geçmeden olmuyor. Lsölxllsle

****

Bir kaç dakika sonra adım sesleri duyuldu. Biri hızlı bir şekilde dolaşıyordu. Sesler oldukça yakına gelince durdu. Yaslandığım duvardan doğruldum. Kimsenin olamayacağı kadar mutluydum o an. Biliyordum çünkü.

Arkamı dönmeme izin vermeden o geldi. Arkamdan sarıldı.

İşte o an ellerini bile hissettiğim an beynim durdu. Bildiklerim sadece onunla kısıtlıydı o an. O vardı şuan sadece.

Yaşadıklarımızdan çıkardığım tek şey
ani öfkesi ile doğru düşünemediğiydi. Bunu öğrenmiştim artık.

O an gözlerim kapalı düşünürken, zihnimde sesler yankılandı.

'Üzgünüm.'

****

"İlk dersin Profesör Snape'le olduğuna mu üzüleyim yoksa yine tüm gün Profesör Trelawney'in konuşmalarını dinleyeceğime mi?"

Adım sesleri gelince arkamda ki Severusu itip gidicektim ki az önce konuşan öğrenciler karşımızdaydı. Lütfen bir şey görmemiş olsunlardı. Kalbim çıkıcak gibi atarken hem az önce yaşananlardan hem de yakalanmış olabileceğimiz korkusuyla bir kaç adım geri atmıştım. 

Gryfindoor'lu olan ama isimlerini hatırlamadığım öğrenciler, Severus'u görmeleriyle şaşırdılar.

"Profesör Snape?"

Ben ordan yavaşça sanki hiç bir şey olmamış gibi kaynaşırken, Severus ise arkamda kalan o iki öğrenciyle konuşmaya başlamıştı bile. Anlaşılan sinirini çıkarma yolunu çoktan bulmuştu.

Bende Hermione'yle sözleştiğimiz yere kütüphaneye doğru ilerliyordum.

Kalbim hala durmuyordu. Sesini ben bile duyuyordum. Biraz sakinleşmeye karar verip az önce olan o sarılmayı hatırlamaya çalıştım. Her seferinde sanki tekrar yaşıyormuş gibi gülümsüyor, deliler gibi mutlu oluyordum.

Kütüphaneye girdikten sonra Severus'la hala konuşmam gereken şeyler olduğuna karar vermiştim.
Beni suçlamasından sonra bir üzgünümle beni yumuşatmayı düşünüyorsa, sonuna kadar haklıydı. Yumoş gibiydim. Her an yanakları sıkılası bir ayıcık gibi hissediyordum. Ama bu demek değildi ki konu kapanmıştı. Ayrıca dün gece nerde olduğunu sorucaktım. Hala unutmuş değildim.

Kütüphanede en sevdiğim yere geçip yarım kalan kitabı elime almıştım. Bir yandan da Hermione'yi bekliyordum.

****

"Sen ciddi misin?"

Hermione'yle birlikte Severusun odasına gidiyorduk. Onunla konuşacağım şeyler vardı ama ya benim dersim oluyordu ya da onun. Gün boyunca sadece onun ders çizelgesini takip etmiştim.

En sonunda pes edip odasına gelmiştim.

Eninde sonunda buraya gelicekti. Ben de onun için masasına bir mektup bırakıp çıkıcaktım.

"Sen sadece kapıda bekle. İki dakika bile sürmez işim. Gerçekten bak."

Severusun kapısına gelince durduk.

"Miranda eğer bizi başka bir Profesör yakalarsa bu sonun olur. Bir delilik daha yapma artık."

"Hermione sana çok sıkısın diyen oldu mu? Hayır, olmadıysa da ben diyorum. Birazcık rahatla."

Kapıyı açıp, hafifçe itikledim .

"Sıkı değilim ben, sadece tedbirliyim."

Hermione'ye dönüp lütfen bakışı attıktan sonra onun gülmesiyle sırıttım.

Kapıyı iyice açıp bir adım attım.

"Eğer kapıya vurarsam saklanırsın içerde anlaştık mı?"

Hermione'ye başımı sallayıp kapıyı kapattım. Fazla oyalanmadan çıkmak istiyordum. Bu yüzden masasına gelip cebimden mektubu çıkardım. Özenle yazdığım mektupta dersler bitince astronomi kulesinde olacağımı yazmıştım.

Resmen şuan gizlice buluşmak için suç işliyordum. Suç için suç.

Kendime gülüp kağıdı masasında nereye bıraksam diye düşünürken en dikkat çeken yere bırakmak istiyordum. Bu yüzden sol tarafa dik bir şekilde yasladım mektubu.

Tam geri çıkıcakken masanın en alttaki açık çekmesine çarpıp yere düştüm. Çarpınca biraz ses çıkmıştı. Hemen dışarı çıkmak için açık kalan çekmeceyi iticektim ki, çekmece de bir şey farkettim. İçinde bir şey vardı.

Merak edip çekmeceyi daha çok açtım. İçeride bir mektup vardı. Elime aldım. İncelerken üzerinde bir kelime gördüm.

Mektubun üstünde 'Black' yazıyordu.

*512*

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin