Ben de bir yere oturup onu bekledim. Yaklaşık 10 dakika sonra geldi. Elinde bir kitap vardı. Ders kitabı değildi.
"Bu kitapda ne? "
Harry bana doğru gelip kitabı uzattı. "Niçin bu büyüyü bulmak istediğini biliyorum. Kitabın bir yerinde bahsettiğin iksire yaklaşmanı sağlicak şeyler vardı. Ama bu kitabı kimseye gösterme. "
Kitabı elime alınca ilk sayfasını açtım. Kıtabı incelerken kime ait olduğuna baktım.
'Melez Prens'
****
Harry belki de bazı şeyleri tahmin etmese bu kitap elime asla geçmicekti.
Yatağa oturdum. Bedenimi biraz sağa yönelttim ve yatağın altında olan kitabı aldım. Elimde iki adet kitap vardı. Ve şimdi bunların her sayfasına tek tek bakmak zorundaydım.
*****
5 saat sonra...
Elimden geldiğince malzeme listesini oluşturmuştum. Herkes yatarken ben hala çalışmaya devam ediyordum.
Tek sorun, iksirin oluşması için olan malzemeleri kimden temin edeceğimdi?
Bu malzemelerin bir kısmı Severus Snape'in dolabında vardı. Ama profesör almama kesinlikle izin vermezdi. Dahası, neden istediğimi sorar işler daha da sarpa sarardı.
Tek çözüm yolu onu atlatmaktı. Zaten son yaşanandan sonra onu görmek istemiyordum. Bu olay hiç yaşanmamış gibi davranmak zorundaydım.
Elimdeki kitapları ve notları yatağın altına doğru ittim. Ve yatağa doğru uzandım. Güzel bir uyku istiyordum.
****
Sabah kahvaltı masasında hermionelerle oturmuştum. Birbirimize gün geçtikçe yakınlaşıyorduk. Aynı zamanda Ron, Harry ve Luna'yla da.
Dün gece iksir için araştırma yaparken ordaki büyülerde dikkatimi çekmişti. Oldukça zorlardı. Bu kitabı kimin yazdığını çok merak ediyordum doğrusu.
İlk iki ders McGonagall'ın dersiydi. Sonraki ders ise bitki bilim dersiydi. Aklımda hala iksir varken derse girmek istemiyordum.
Havalanmak için kitaplarımla birlikte dışarı çıkmıştım. Fazla öğrenci yoktu. Harry ve Ron nerde kim bilir. Ama hermonie kütüphanedeydi.
Etrafı izlerken Hogwartsın penceresinden bana bakan Severus Snape'le göz göze geldim. Beni mi izliyordu? Ayaklarım biranda birbirine dolandı sanki. Düşecek gibi oldum ki arkamdan uzanan bir el kendine çekerek dengemi sağlamamı sağladı. Ama elimdekiler yere düştü. Arkama dönünce beni tutanın Harry olduğunu gördüm.
"İyi misin?"
Sorusuna aldırmadan pencereye baktığımda Severus Snape'in orda olmadığını gördüm. Tekrar Harry'e dönüp gülümsemeye çalışarak "Evet iyiyim. Teşekkürler."
Biraz geri çekilince yerdekileri toplamaya başladım. Harry de yardım etti. Kitapları bana uzatınca kısaca teşekkür ettim.
Sonra gitmek için hazırlanırken harry durdurdu. "Miranda daha yeni arkadaşız belki ama yine de bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden söyle. Yardım edeceğimizden emin olabilirsin."
Gülümsedim. Belki de Harry'i tanımadan önce onu yargılamak pek de doğru değildi. İyiydi. Arkasında olan biten onca şeyi bilmemesine rağmen iyi biriydi.
****
Paralel evrende 1 yıl önce..."Adamın söylediği tarih bugün müydü?Emin misin?"
"Eminim dedim ya William.Tarih 6 Mayıs. Yani bugün."
Yaşlı adam önündeki masanın üzerinde duran ellerini tedirgince oynatmaya başladı. Yanlış bir tarih olmasından çok korkuyordu. Tarihe göre bu gündü doğması gereken çocuk. Ama hala daha safkan bir çocuk doğmamıştı.
"Eğer yanlış çocuğu seçersek bu büyük bir kaos olur."
Diğer adama göre daha genç olan adam ayakta gezinmeye başladı.
"Yanlış giden bir şey olmayacak. Sakin ol.Daha saatler var. Elbet bir safkan aile çocuk doğuracaktır."
"Umalım da öyle olsun."
İkiside o kadar gergindi ki kapıya vuran adamı ancak içeri girince farkedebildiler.
"Efendim. Safkan, safkan bir çocuk doğdu."
Yaşlı adam hızla ayağa kalktı. Az önceki tedirginlikten eser yoktu. Öyleki sanki kendi çocuğu doğmuş kadar mutluydu.
Yaşlı adam hızlıca ilerledi.
"Safkan bebeğimizi görelim "
"Buradan lütfen"
*****
Kapı yavaşça açıldı. Bebek bir küvezin içindeydi. Battaniylerle sarılmıştı. Yaşlı adam yavaşça bebeğe yaklaştı. Bebeğin üstündeki örtüyü hafifçe oynatınca büyük bir şok geçirdi.
"Bu bebek kız."
Örtüyü geri kapatıp arkasındaki adamlara döndü. "Nasıl oluyor bu? Benimle dalga mı geçiyorsunuz!"
Adamlardan biri "Cinsiyeti söylenmemişti.Yani kız olmaması için hiç bir sorun yok. Ayrıca gün neredeyse bitmek üzere efendim.Çocuğun bakanlığa ailenin kendi isteğiyle bırakıldığına dair yazı vardı. Bir de aile soyadları yazılıydı. "
Yaşlı adam doğru bebeği bulduklarına dua ederek sordu."(Adam imana geldi. Çaktırmayın. Lsölsçswç)
"Hangi ailenin bebeği bu?"
Karşısındaki adamlar soğuk terler dökerken o can alıcı kelimeyi söyledi.
"Black."
*603 kelime*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severus Snape
Hayran KurguSeverus Snape'in acı dolu hayatını bitirmeyi üstelenen bir genç kızın hikayesi bu. **** Ne ara yaşanmıştı bunlar. Ne ara onu görmeden bile o olduğunu tahmin edebilmişti. Onca gerçeğin arasında bildiği tek şey vardı ki. 'Aşk, ne yaş tanır ne de zam...