43.The End (1.Kısım)

1.5K 110 35
                                    

"Miranda senin ölmene zaman engel olmadı. Bir laneti yenecek kadar yeterli değil gücü! "

Onu dinlemeyip dirseğimi karnına geçirecektim ki, durdum.

"Ölmene karnında ki 4 aylık bebek izin vermedi ve şimdi geri dönersen zamanın etkisi onu öldürür!"

****

Bebeğimi öğrendikten sadece bir kaç hafta sonra bile, hala yatakta yatıyordum. Severus'un ölümünü, bir bebeğimin olduğunu kabullenmeye çalışıyordum. Ama her ne yaparsam yapayım, başaramıyordum.

Karnımda bir bebeğin yaşaması belki de bana en mutluluk verebilecek olay iken şimdi büyük bir hüzündü sadece.

William daha saatler önce yanımdan ayrılmışken, biraz sonra kapıyı açtı ve içeri girdi.

"Miranda, seni görmek isteyen birisi var."

Kim olabilirdi ki?

Nefesimi tutmuş bir şekilde William'ı bir baş hareketiyle onayladığımda, kapıyı biraz daha açarak, geçmişe göre senelerce daha yaşlanmış Hermione'yi görmemi sağladı. Yaklaşık 30 yaşına basmış olmalıydı.
Onu görünce bir an olsun o kederli halimi yüzümden silmeye çalıştım.

İçeri girer girmez, koşarak yanıma gelerek boynuma sarıldı.

William kapıyı kapatıp çıkınca şimdi başbaşa kalmıştık.

"Miranda! Seni görebilmek için senelerce bekledik."

Ona sadece yavaşça bir gülümseme sunabiliyordum çünkü içimde ki acı ve üzüntü biraz daha çoğalırsa, şuracıkta saatlerce ağlayabilirdim.

"Merlin, seni gördüğüme hala inanamıyorum. Aylar önce gelmişsin ama bize bugün haber verildi."

"Ah, biliyorum. Aylarca buradaydım ama ben bile kendimde değildim. Ölü gibi yatıyormuşum William'ın tabirine göre." diyerek söylendim. William'ın adını söylediğimde yüzündeki memnuniyetsiz tavır da gözlerimden kaçmamıştı.

Hermione geçmiştekine göre oldukça değişmişti. Yüz hatları daha keskinleşmişti. Evet, yaş almıştı ama kesinlikle ona yakışmıştı.

Aklıma gelenle güldüğümde, nedenini sorarcasına bir bakış attı.

"Daha 4 ay önce olanları hatırlıyorum, en azından benim için 4 ay önce  olanları, geçmişteki zamanı. Sadece on yedi yaşındaydın, bense yirmi iki... Ama şimdi bakıyorum da ben hala yirmi iki yaşındayken sen beni geçmişsin." diyerek güldüm.

"Yaşlandığımı mı söylemeye çalışıyorsun? Sen sadece beni birkaç ay önce görmüşken, ben seneler geçirdim." diyerek bir öğretmen edasıyla elini salladı.

Onun bu hallerine gülerken, kapıda onu gördüğümden beri sormak istediğim soruyu sordum.

"Siz... Ben gidince ne yaptınız?"

Sanki dediklerim yasakmışçasına, bir nefes alıp, yerinde kıpırdandığında bunları konuşmak istemediğini anlayabiliyordum. Ama sormak zorundaydım. William sadece yaptıklarımla savaşta Dumbledore'u ve pek çok kişinin ölümünü engellediğimi ama Severus'un bunlara rağmen öldüğünü söylemişti.

Dumbledore'un yaşamasıyla savaş kaçınılmamış sadece daha erkene alınıp, daha az kayıpla bitirmişlerdi.

Tüm bunlara rağmen ben bir çok şeyimi feda etmiştim.

"Miranda, sana senin yerine geçmek istediğimde izin vermeliydin. O zaman bir ihtimalle bu durumda olmazdın." dedi ve sözlerine duraksamadan devam etti.

Severus SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin