Bölüme başlamadan önce ufacık yıldız tuşuna basmayı unutmayıın. O minnak oy benim için çok değerli :') Yorumlarda kendinizi gösterin Birileri!!! Özlendiniz <3
***
Gözlerimi birkaç kez kırptım ve yüzüme vuran Güneş ışığıyla suratımı buruşturdum. Bedenimi ilk defa bu kadar enerjik hissediyordum. Ve bu enerjiye bir şey daha eşlik ediyordu: Mutluluk.
Benden beklenmedik bir şey yapıp oyalanmadan yataktan kalktım. Aynanın karşısına geçtim ve dağınık kısa saçlarıma ellerimle şekil verdim. Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve mutfağa geçtim. Annem her zamanki gibi kahvaltı hazırlıyordu.
"Salata yapayım mı?" diye sordum buzdolabına yaslanarak. Dikkatini tezgâhın üzerindeki salatalıklardan çekip bana baktı.
"Ben yaparım. Sen içeri geç," dedi.
O başını çevirmeden, "Bugün çok iyiyim!" dedim ve içten bir gülümsemeyi yüzüme yerleştirdim. "Birlikte hazırlayabiliriz."
Bir süre bakışları üzerimde gezindi. "Domatesi çıkar, diğer malzemeleri ben çıkardım," dedi sonunda enerjimi fark ederek.
Dişlerimi gösteren bir gülümseme eşliğinde hemen buzdolabını açtım ve birkaç domatesi çıkartıp annemin yanında yerimi aldım. Kısa sürede salatayı bir sanata dönüştürdüm ve masanın ortasına yerleştirdim. Ardından tabakları, bardakları ve çiçekli mendilleri de masaya koyarken kendimden geçmiştim.
"Neler görüyorum ben böyle?"
Babamın sesiyle başımı mutfak kapısına çevirdim. Annemle birlikte yaptığımız kahvaltı sofrasına bakıyordu. Parmağıyla masayı işaret etti. "Her sabah bundan isterim, ona göre."
Uzun zamandır sofrada keyifli bir şekilde sohbet ederek kahvaltı yapmamıştık. Bu yüzden böyle sofra muhabbetlerine özlem duyuyordum.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra anneme sofrayı toplaması için de yardım ettim. Başta yine reddetmişti ama ben ısrar edince kabul etmek zorunda kaldı.
Bunu yaparken beraber şarkılar da mırıldanmıştık ve ben hızımı alamayıp saçma bir şekilde dans etmiştim. Bana bakıp gülmüştü. Yıllar öncesine dönmüş gibi hissettim.
Mutfaktan çıktığım anda aklıma telefonum geldi. Bu günkü neşemin kaynağı olan insanı unutmuştum. Hızlı adımlarla koridoru aşıp odama girdim. Komodinin üzerinden telefonumu kapıp yatağa kuruldum. Ekran kilidini açtıktan sonra Doğukan'dan mesaj gelmediğini gördüm. Hüsran!
Doğukan'ın zaten hiçbir mesajını silmediğim için konuşmaya tıkladım ve yazdım.
"Günaydın, Meraklı."
Yaklaşık 5 dakika sonra mesaj geldi. "Doğukan şu an yok. Telefonu bende kalmış. Ben arkadaşıyım."
Mesajı okumamla birlikte bir ton soru beynimi kemirmeye başladı. Acaba neden telefonu arkadaşında kalmıştı? Arkadaşı kız mıydı yoksa erkek miydi? Dün ses kaydını atarken yanında arkadaşı da var mıydı? Arkadaşlarına benim hakkımda bir şey söylemiş miydi?
"Pekâlâ... Doğukan telefonunu aldığında ona yazdığımı söyler misin?"
Yazıyor...
"Adını ne diye söyleyeyim? Seni Yaprakçık olarak kaydetmiş."
Gelen mesaja uzun süre baktım. Özellikle Yaprakçık olan kısma. Beni Yaprakçık diye mi kaydetmişti? Gerçekten mi Doğukan? Sanki ben ne diye kaydetmiştim onu: Biri. Bu kesinlikle Yaprakçık'tan daha beterdi. Biri nedir!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONBAHAR
ChickLitWattys 2016 kazananı! Yarı Texting. 2017'de Epsilon Yayınevi ile basıldı. 21.02.2022 tarihinde bölümler Wattpad'e yeniden yüklenmeye başlandı. Bahar on yedi yaşında kanser hastası bir genç kızdır. Tüm gününü odasında yalnız bir şekilde geçirm...