Ufak bir eksik bölüm karmaşası olmuş. Uyarı için teşekkürler BİRİcik okurum <3
***
Hızla üzerimdeki pikeyi itip üzerimden attım ve enerjik bir şekilde yataktan kalktım. Önceki akşam planladığım gibi anneme iyileştiğimi ve bir günlük okula gitmezsem sorun olmayacağını söyledim. Doğukan'la dışarı çıkacağı mı da büyük bir dürüstlükle açıkladım. İki gün üst üste dışarı çıktığım için izin almam kolay olmamıştı. En az iki hafta dışarı çıkamayacağımı koşullandırarak kabul etti. Doğukan'a bunu kabul ettiğimi söylemeyecektim.
Annemin mutfaktan gelen seslerini duyarken önce banyoya gidip yüzümü yıkadım. Ayağımdaki terlikleri sür terek mutfağın kapısına dayandıktan sonra "Günaydın," diye annemi selamladım.
Annem başını tezgâhtan kaldırıp bana baktı. "Günaydın."
Üzerini değiştirmiş olduğunu görünce, "Şimdi mi gideceksin?" diye sordum. Bugün üyesi olduğu derneğin davetine katılacaktı.
"Evet," diye beni yanıtladığında bir başka soruya geçtim. "Kahvaltıda ne var?" diye sordum karnımdaki açlık hissiyle.
"Tostla idare etmek zorundasın," dedi ve yanımdan aceleyle geçerek mutfaktan çıktı. Arkasından baktığımda koşar adımlarla yatak odasına girdiğini gördüm. Elindeki çantasıyla tekrardan koridora çıktı.
"İlaçlarını masanın üzerine koydum," diye hatırlattık tan sonra, "Anahtarın var değil mi?" diye sordu.
"Evet."
"Unuttuğum bir şey var mı?" Etrafına bakındı. "Hayır."
Ayakkabılarını aldı ve kapıyı açtı. "Bugün biraz dinlen.
Dün çok yordun kendini."
"Öyle yapacağım zaten," Diye konuştum hızla. Ayakkabısını giydikten sonra montunu üzerine geçirdi.
"İyi o zaman. Görüşürüz." "Görüşürüz..."
Dakikalar içerisinde evden çıkan annemin ardından öylece bakarken karnımın guruldamasıyla kendime geldim. Mutfakta, onun hazırlamış olduğu tostumu yerken telefonumu elime almıştım. Doğukan henüz uyanmamış gibi gözüküyordu. Bir günaydın mesajı attıktan sonra hızla tostumu bitirip odama gittim. Dolabımın kapaklarını açıp karşısına geçtiğimde ne giyeceğime dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Dün planladığımıza göre yarım saat sonra aşağıda olacaktı. Elimi çabuk tutmalıydım!
Siyah bir araba apartmanın önüne yaklaştığında gelenlerin Doğukan ve arkadaşları olduğunu biliyordum. Araba tam önümde durduğunda açık olan şoför koltuğunun camından Doğukan'ın bana gülümsemesiyle ben de gülümseyip biraz daha yaklaştım. Başıyla yanındaki koltuğu işaret etti.
"Hadi gel."
Arabanın etrafını dolanıp Doğukan'ın yanındaki kol tuğa oturup kapıyı kapattıktan sonra arabanın içine doğru baktım. İlk önce Doğukan'ın mükemmel gülümsemesiyle, "Nasılsın?" sorusuyla karşılaştım.
"İyiyim, sen?" dedim enerjik bir sesle. Anneme bugün evde kalıp dinleneceğimi söylemiştim ama yine dışarıdaydım. Evden çıkmadan önce attığım mesajı ne zaman görüp çıldıracağını merak ettim.
Doğukan, "Ben de iyiyim," dedikten sonra başımı arka koltuğa çevirdim ve bana bakan üç çift meraklı gözle karşılaştım.
Doğukan'a tekrardan döndüğümde beni tanıştırması gerektiğini anlamıştı. Hafifçe yan dönüp önce beni gösterdi.
"Beyler, sevgilim Bahar."
Sevgilim... Sakin ol Bahar...
Ardından soldan başlayarak hepsinin adını teker teker söylediğinde başımı sallayıp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONBAHAR
ChickLitWattys 2016 kazananı! Yarı Texting. 2017'de Epsilon Yayınevi ile basıldı. 21.02.2022 tarihinde bölümler Wattpad'e yeniden yüklenmeye başlandı. Bahar on yedi yaşında kanser hastası bir genç kızdır. Tüm gününü odasında yalnız bir şekilde geçirm...