BÖLÜM: 14 - Pisliklerden Kurtulma Sanatı

86.1K 5.2K 1K
                                    

Şu anda sevdiceğimle güzel bir akşam yemeğindeyiim. Bu kısmı kısa kesiyorum ve size iyi okumalar, diyorum ❤️
***
Önceleri pazartesiden nefret etmek ya da cuma gününü aşkla beklemek gibi bir ihtiyacım yoktu çünkü okula gitmiyordum ve bu daha benim ilk haftamdı.

İlk günden üç kızla kavga etmiş, bir sonraki gün dayak yemiştim, ondan sonraki gün ise annem okulu basmıştı ve son olarak bir diğer gün beni döven o sadist kız tarafından tuvalette tehdit edilmiştim. Gayet eğlenceli bir haftaydı.

Servisten inip adımımı bahçeye attığımda bugünün büyük gün olacağını düşünüyordum çünkü bugün okul çıkışında kurul toplanacaktı ve annem de çıkışta bana destek olmak için gelecekti. Tek istediğim o kızlarla aramda bir kavga daha olmamasıydı çünkü bu sefer bunu kaldıramazdım. Beni sıkıştırıp dövdükleri o gün bayılmamak için sınırlarımı zorlamıştım ama hastalığım fark edilir şekilde ilerliyordu ve bu sefer ayakta kalabileceğimi sanmıyordum. Son zamanlarda, görmekte de zorlanmaya başlamıştım. Önceden hafif bir bulanıklık vardı ama şimdi belli oluyordu ki bu artmıştı.

Sınıfa girdiğimde montumu çıkarıp astıktan sonra Sevim, Özlem ve Gamze'nin yanına geçtim. Okul çıkışında kurulun topladığını biliyorlardı. Beni destekleyen şeyler söyledikleri sırada edebiyat hocamız sınıftan içeri girdi. Yoklama alma zamanı gelene kadar Duru ve arkadaşlarının sınıfta olup olmadığına dikkat etmemiştim.

Hocamız, "Duru?" diye seslendiğinde arkalardan, "Burada!" diye bir ses yükseldi. Bunu duymamla birlikte kafamı arkama çevirdim. Orta en arka sırada, yanındaki kızla birlikte bana bakıyordu. Hızla başımı önüme çevirdim. Çıkışa kadar dayanmalıydım.

Öğle teneffüsüne kadar kızlarla sınıfta oturduk ve sohbet ettik. Arkadaş edindiğime inanmakta güçlük çekiyordum. Doğukan benim ilk arkadaşımdı ama onunla şu ana kadar sadece görüntülü konuşmuştuk; gerçekte hiç buluşmamıştık. Şimdi gerçekten yanımda olan arkadaşlara sahip olduğum için kendimi daha farklı hissediyordum. Bu beni mutlu ediyordu.

Kızlar sohbet ederken cebimden telefonumu çıkarıp ekran kilidini açtım.

Doğukan dün akşam, "Eğer o kızlar yarın okula gelirse bana haber ver, merak ediyorum neler olacak," demişti. Bu konu onun için eğlenceli olabilirdi ama ben her dakika stres içindeydim. Neyse ki Duru ve arkadaşları her teneffüste sınıftan çıkarak ve hiç bana bulaşmayarak bu zamana kadar beni rahat bırakmıştı.

Uygulamayı açtım ve Biri'ye yazdım.

"Duru ve pislikler çetesi okulda ama hiç bulaşmadılar."

Birkaç dakika sonra Çevrimiçi oldu.

Yazıyor...

"Yalnız kalmamaya çalış. Yanında sürekli birilerini tut. Kurul toplanana kadar mutlaka bir hamle yapacaklardır."

Bu kadar çok şey bilmesine ve dediklerinin doğru çıkmasına çok imreniyordum. Evet, o on dokuz yaşında bir üniversite öğrencisiydi ama yine de ben fazla geriden geliyordum.

"Erkek bir arkadaşın falan yok mu senin? Yakınlarında öyle biri olmalı. Bir kavga çıkarsa seni çekip çıkartacak birine ihtiyacın olacak."

Kim olabilirdi ki? Aslında Gamze, Özlem ve Sevim'in sınıftan ve başka sınıflardan birkaç erkek arkadaşı vardı. Teneffüste yanımıza geldiklerinde sohbet ediyorduk. Beni onlarla tanıştırmışlardı. Birkaç kez hep beraber bahçeye çıkalım, gezelim gibi teklifleri olmuştu ama çekingen ben, tabii ki de reddetmiştim. Şimdi ise onlara ihtiyacım vardı. Fazla uzatmadan kızlara Doğukan'ın attığı son mesajları gösterdim. Mantıklı olduğunu söylediler ve Gamze okuldan birkaç erkek arkadaşına kantine gidip oturmayı teklif etti.

SONBAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin