Gözlerim yorgunca açıldığında etrafıma bakındım. Koltuktaydım.. Dün gece aklıma geldiğinde şöminenin önündeki minderlere baktım.. Kağan yoktu. Üstümdeki battaniyeyi itip oturur şekli aldım. Boynuma dokundum hissettiğim acıyla. Kalkıp merdivenlere yürüdüm. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Kağan evde değildi. Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Bardağa su doldurup içtim. Kapıya yürüdüm hızlı adımlarla. Onu görmeyi gerçekten istemiyordum. Dün gece öğrendiklerimi hala hazmedememişken onunla savaşacak halim yoktu. Kapının koluna baktım kapı açılmadığında.
"-ne?!"
Kolu zorlayıp baktım kaşlarımı çatarak. Kapıyı kilitlemişti. Dehşetle gözlerimi açtım.
"-hayır! Saçmalık bu.."
Sinirle kolu bırakıp başımı ellerim arasına aldım.
"-inanamıyorum"
Mutfağa girip bahçeye açılan kapıyı açmaya çalıştım. Evde dışarı çıkmamı sağlayacak bütün kapıları denedim öfkeyle. Hiç biri açılmıyordu. Sinirle ne yapacağımı düşündüm. Telefon... Anahtar.. Hiçbir şey yoktu. Buzdolabının üzerindeki kağıda baktım.
'Kaçmak isteyeceğini biliyorum.ben izin vermediğim sürece o evden çıkamazsın. Kapılar kilitli.pencereler korumalı.. Kırmak istersen diye söylüyorum. Kendini boşuna yorma ve uslu uslu beni bekle'
Sinirden dişlerimi kırmak üzereyken kağıdı buruşturup fırlattım.
"-gerizekalı..! Gerizekalı! Ben senin evcil hayvanın değilim"
Öfkeden delirmek üzereyken saçlarımı çekiştirdim. Mutfakta bir oraya bir buraya gelip giderken durdum.. Evde alet çantası aramaya başladım. Eli silahlı Bir psikopattan bahsediyorduk. Elbette güvenlik açısından en iyisini sağlayacaktı evine.. Kaç saat olduğunu bilmediğim bir şekilde dolapları karıştırdım. Kaçmamı sağlayacak tek bir şey bile bulamazken elimdeki bıçağı kenara bıraktım. Kapıyı açmaya uğraşmış ama tabiki becerememiştim. Salona gidip koltuğa çöktüm. Açlıktan ölmek üzereydim.. Karnımdan sesler geliyordu. Oflayarak mutfağa yürüdüm. Kapıdan gelen seslerle açtığım buzdolabını kapatıp kapıya koşuşturdum. Kağanla göz göze geldiğimizde yerdeki bıçaklara çatala baktı. Şaşkın bakışlarını yüzümde gezindirdi.
"-eee başaramadınız sanırım alya usta"
Dedi gülerek. Sinirle gözlerimi devirdim.
"-ne demek oluyor bu? Kapıyı üstüme kilitleme amacın ne..! Ne olacak beni buraya falanmı hapsedeceksin?"
"-uslu durmazsan büyük ihtimalle"
Dedi mutfağa yürürken sinirle arkasından yürüdüm. O buzdolabında birşeyler ararken kollarımı birbirine sardım.
"-kağan yeter artık.. Sıkıldım anladınmı.. Burdan gitmek istiyorum. Seni görmek istemiyorum"
"-gözlerini kapa o zaman!"
Dediğinde alaycı ses tonuna karşılık masadaki tuzluğu alıp sinirle fırlattım.
"-ciddiyim benn!"
Tuzluk omzuna çarpıp yere düşerken kaşlarını çatmış biçimde bana döndü. Anlık korksamda belli etmemeye çalıştım.
"-beni hemen bırak! Beni zorla bir yerlere kapatıp sözünü dinletemezsin.. Seninle konuşmak istemiyorum. Seninle aynı ortamda bile bulunmak istemiyorum"
Buzdolabından çıkardığı malzemeleri tezgaha bıraktı.
"-açsın diye düşünüyorum"
O yiyecek birşeyler hazırlarken mutfakta deli gibi volta atmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KAHVERENGİ ~ +18
ChickLitYurtta büyümüş olan alyanın polis sandığı nişanlısı tarafından tuzağa düşürülmesiyle başlar bu hikaye. Son derece karanlık olan bir mafya babasının veliahtı olan oğuz kağan ile beklenmedik bir anda yolları kesişir. İkili birbirinden ölümüne nefret e...