MÜHÜR!

5.9K 226 121
                                    

"-ne demek uyandıramıyorum? Uyandıracaksın.. Karım gözlerini açacak anladınmı.. Yoksa beynini dağıtırım!"

"-ama beyefendi-"

Gözlerim başımdaki uğultularla açıldı.. Kağanın kükremesi kulaklarımın en derij noktasına nüfuz ediyordu. Kırpıştırdığım gözlerim tavanda ki ışıkla birleştiğinde gözyaşımın şakaklarımın aşağısına süzüldüğünü hissettim.

" - evet kendine geliyor! Alya hanım! Beni duyuyor musunuz?"

Gözlerimi kırpıştırıp tedirginlikle yüzümü süzen doktora baktım.

"-alya hanım?!"

Cevap vermemeyi tercih ettim. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Gözlerim karnımı bulduğunda görüşüm bulanıklaştı. Gözyaşım izinsizce akarken dudaklarımı ısırdım. Kalkmaya çalıştım. Başım döndü. Bacaklarımın bağı çözüldü. Kağan bana doğru adımladığında elimi kaldırdım.

"-sakın! Sakın yaklaşma bana!"

Tersleyici ses tonum karşısında kaşlarını çattı. Doktor koluma girdi.

"-dikkat edin.. Operasyondan yeni çıktınız. Dinlenmeniz gerek.. Uzanın lütfen"

"-gitmek istiyorum burdan! Hemen gitmek istiyorum"

Çatallı sesim odada yankılandı.
Doktor engellemek için kolumdan çekiştirdi.

-alya hanım lütfen biraz uzanın.. "

Hayır anlamında başımı salladım. Ne yapacağımı bilemez şekilde etrafıma bakınıp sandalyede duran çantamı ve ceketimi aldım.
Kağanla göz göze gelmemeye çalışıp odadan çıktım. Başımda ki dönmeyi önemsemeden boş koridorda yürüdüm. Gözyaşlarım içimde ki acıya eşlik etti çaresizce. Temiz hava saçlarımı savurdu hunharca. Etraftaki hiçbirşeyin önemi yoktu. Çöpün kenarında ki köpek gibiydim. Evim yoktu.. Bir hayatım yoktu artık. Ailem yoktu.. Ani korna sesi, ardından kağanın kükreyen sesi duyuldu yol ortasında.

"-alyaaa!"

"-ne yapıyorsun kardeşim önüne baksana yahuuu!"

Arabasının camından çıkmış adama baktım.
Hiçbirşey söylemeden yürümeye devam ettim.

"-alya! Alya dur dedim sana!"

Kağan arkamdan geliyordu.

"-alya bekle dedim sana! Alyaa!"

Kolumdan tutup çekti öfkeyle. Ona bakmamı sağladı. Omuzlarımdan tuttu.

" - neden beklemiyorsun kızım.. Bişey oldu mu.! Ha?! biryerinde bişey var mı konuş benimle"

Gözlerine baktım sadece.. Nefretimi görsün diye. Endişeyle beni süzdü. Yüzümü elleri arasına aldığında ittim geri çekilip..

"-artık iyi olmayacağım.. Anladınmı.. Gözlerim gözlerine sadece nefretimi görmen için bakacak.. Sesimi şuandan itibaren hiç duymayacaksın..Bana dokunamayacaksın. Gözlerinin önünde olacağım.. Ama sadece bedenen! Sana yemin ediyorum oğuz kağan..  Senin canın daha fazla yanacak. Acının kor olmasına asla izin vermeyeceğim.

Gözleri öfkenin esiri olduğunda arkamı döndüm. Yürüdüm yolda tabanlarımı yere vura vura. Önüme çıkan taksiyi çevirip bindim. Başımı cama koydum gözyaşımı silip. Kağanın öfkeden çıldırmış gözünü gördüm en son.

İnsan olmak çok zordu.. Evet adımız insandı.. Bir bedene sahiptik.. Bir akla.. Bir kalbe.. Ama önemli olan işlevdi. Kalbimiz vardı.. Aklımız vardı ama içi boştu.. En azından kağanın ki boştu.. Kalbi taştı.. Gözleri sadece kendi istediğini görüyor kulakları sadece kendi istediğini..,. Kendi söylediğini duyuyordu.. Ne zordu insan olmak.. Merhametli olmak.. İnsanım diyebilmek zordu.. Canımın acısı tarif edilemezdi. Sanki biri kalbimi öldürmek istercesine avuçlarının içine almış sıkıyordu.

 ~ KAHVERENGİ ~ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin