Kapıdan çıkmak üzereyken arkama dönüp tekrar koltuğun üzerinde sızmış şekilde uyuyan kağana baktım. Gidip gitmemek arasında kalmıştım. Neden olduğunu bile bilmiyordum. Neden kaçacağım günü beklerken şimdi içimde bir şeyler yapmamamı söylüyordu. Yutkundum zorla. Gitmem gerekiyordı. Gitmek zorundaydım. İçimdeki acı ve utancı bastırmanın tek yolu buydu. Kilidi açıp çıktığımda gördüğüm şeyle baktım şaşkınca.
"-ilayda!"
Diyebildim ne olduğunu anlamayarak. İlayda beni gördüğünde cırladı.
"-alya!"
Kağanın iki koruması onu kollarından tutmuş götürüyorlardı. Ağzım açık vaziyette olanları idrak etmeye çalışıyordum. Kolunu tuttuğum kapı arkaya doğru gittiğinde korkuyla sıçradım. Arkama baktım. Gözlerim kağanın gözleriyle buluştuğunda alayla baktı. Gülümsedi çarpıkça. Elimde ki anahtarı aldı. Korkuyla yutkundum ona bakarken. Gözlerini ilaydayı götüren adamlardan alıp bana çevirdi.
"-iyi denemeydi çirkin. Şimdi o son derece rahatsız eden topuklularını içeri çevir"
Dediğinde ayaklarıma baktım. Topuklu ayakkabı giydiğim için kendime küfrederken arkasından yürüdüm hızlı adımlarla.
"-kağan! İlaydayı nereye götürüyorlar?!"
Cevap vermediğinde arkasından ona baktım. Kendine içki dolduruyordu.
"-kağan bir şey soruyorumm?! İlaydayı nereye götürüyorlar! Ona ne yapacaklar?!"
İçkisinden yudum aldı. Sadist gülüşü sinirimi daha da bozarken saçlarımı arkama attım.
Gelen seslerle arkamı döndüm. Adamlar ilaydayı getirmişti. Ağzım açık biçimde baktım. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
" - ne yapalım abi? "
Dedi koruma. Kağan onlara döndü.
"-onunla yalnız konuşmak istiyorum"
Kaşlarımı çattım anlamayarak. Adamlar ilaydayı götürürlerken bana baktı korkuyla.
"-alya yardım et!"
Ne yapacağımı bilemeyerek kağana döndüm.
"-kağan neden bunu yapıyorsun neler oluyor?"
Derin bir nefes alıp içki bardağını kenara bıraktı. Bana doğru bir kaç adım attı. Karşımda dikildiğinde sorar bakışlarımı ona yönlendirdim. Yüzümü süzdü çarpıkça gülümseyerek.
"-gel benimle!"
Dediğinde kaşlarımı çattım. Arkasından yürüdüm. Evden çıkıp evin yanında ki küçük klübeye yürüdük. Kağan kapıyı açıp bana döndü. İçeri girmemi bekliyordu. Tedirgin adımlarla içeri adımladım. Gözlerimi kağandan alamıyordum. Arkamda bir noktaya bakıyordu. Hızla başımı baktığı yöne çevirdim. Gözlerim kocaman açıldı gördüğüm şeyle.
"-kağan hayır!"
Dediğimde kağan kaşlarını hafif çatmış yüzümü süzüyordu.ilaydayı ayaklarından bağlamış ve tepe aşağı içinde ne olduğunu bilmediğim büyük bir şeyin üstüne sabitlemişlerdi. Korkuyla kağanın kollarına yapıştım.
"-kağan ne yapıyorsun?!"
Adamlar kağana doğru yürüdüler. Arkasında durduklarında dehşetle onlara baktım.
"-kağan siz delirdiniz mi ne yapmaya çalışıyorsunuz! Kağan o kız karnında senin çocuğunu taşıyor.. Hamilee!"
Kağanın kollarına yapışmış vaziyetteydim. Yüzümü süzdü. Hafifçe itti. O ilaydaya doğru giderken ona baktım. Yutkunamıyordum. Hatta nefes alamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KAHVERENGİ ~ +18
Chick-LitYurtta büyümüş olan alyanın polis sandığı nişanlısı tarafından tuzağa düşürülmesiyle başlar bu hikaye. Son derece karanlık olan bir mafya babasının veliahtı olan oğuz kağan ile beklenmedik bir anda yolları kesişir. İkili birbirinden ölümüne nefret e...