Sabah gözlerimi açtım zorlayarak. Etrafıma bakındım. Gözlerim karşımdaki koltukta uyuyan kağanı gördüğünde durdum öylece. Bir süre onu süzdüm. Masanın üzerindeki anahtarı gördüğümde dudaklarımı ısırdım. Yavaş adımlarla kalktım. Parmak uçlarımda yürürken kağanı kontrol ettim. Anahtarı almayı başardığımda gülümsedim. Yavaşça kapıya doğru yürüdüm. Kiliti açıp kapıyı araladığım sırada arkamdaki sertlik ve kapının sertçe itilmesiyle sıçradım. Kalbim deli gibi çarparken yutkundum. Nefesi saçlarıma çarpıyordu. Dudaklarımı ısırdım saçımı diğer omzuma attığında. Boşta kalan omzuma çenesi değdiğinde gözlerimi kapadım.
"-sana benden kaçamayacağını dün gece söylemiştim."
Dedi dudakları kulağıma çarparken. Kesik nefesler aldım. Beni kapıyla arasından itip baktı sertçe. Gözlerimi kaçırdım Avuçlarım arasındaki anahtarı çektiğinde. kapıyı kilitledi tekrardan.
"-kağan.. Yapma lütfen! Beni ne kadar burda kilitli tutacaksın ki!"
"-sen böyle yaptığın sürece bu kilitleme işi uzayacak gibi görünüyor"
Dedi bıkkın bir nefes verip. Kaşlarımı çattım sinirle.
"-ben gitmek istiyorum burdan. Sen böyle yaptığın sürece ben kaçmaya devam edeceğim. Bu böyle ne kadar sürecek?"
İçeri doğru adımladığında arkasından baktım öfkeli bir nefes verip. Arkasından yürüdüm çaresizce.
"-acıktım ben.. Kahvaltı yapalım"
Dedi bana bakarak. Şaşkınca baktım yüzüne, kaşlarımı çatarak.
"-sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Ne kahvaltısı ne-!"
Ne söyleyeceğimi bilemeyerek saçlarımı arkama attım.
"-anahtarı ver bana!"
Dedim sinirli bir tonla.
"-acıktım!"
Dedi umırsamaz bir tavırla. Bu beni daha da gererken yutkundum. Alnıma dokundum.
" - kağan yeter.. Bak zorlamaya gerek yok. Sen istesende istemesende ben burdan gideceğim.. Hazal teyzeler soracak.. Ne diyeceksin.. Alyayı zorla evimde tutuyorum?! "
" - açım dedim aç!"
Dedi kalkıp alayla gülerek. Mutfağa gittiğinde arkasından yürüdüm hızlı adımlarla.
" - kağan! Sıkıldımmm! Ver şu anahtarları artık yeter! "
Beni duymuyormuş gibi dolaptan Kahvaltılıkları çıkarırken onu süzdüm. Sinirden çıldırmak üzereydim.
" - peynirli omlet yapacağım. Sende çay yap"
Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım.
"-ben çay falan yapmak istemiyorum. Ben hiç bir şey istemiyorum senden.. Sadece anahtarl-"
"-çay yapp! Kahvaltı yapacağız"
Aniden bağırmasıyla sıçradım. Hızlı adımlarla mutfaktan çıkıp merdivenlere oturdum. Başımı bacaklarıma koyup derin nefesler aldım. Sinirden ağlamaktan nefret ederdim ama bu gibi durumlarda dayanamayıp ağlardım. Hızlıca gözlerimi sildim.
"-yeter artık.. Yeter!"
Dedim hıçkırıklarım arasından. Rahatladığımı hissettiğimde gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım.
"-gel buraya!"
Kağanın sesini duyduğumda sinirle dişlerimi sıktım.
Mutfaktan çıkıp yanıma geldiğinde gözlerimi başka bir yöne çevirdim. Benim gibi merdivenlere oturdu o da. Yanıma oturduğu için merdiven dibine sindim. Ona bakmazken o beni süzüyordu. Gözlerini üstümde hissediyordum. Burnumu çektim saçlarımı arkama atıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KAHVERENGİ ~ +18
ChickLitYurtta büyümüş olan alyanın polis sandığı nişanlısı tarafından tuzağa düşürülmesiyle başlar bu hikaye. Son derece karanlık olan bir mafya babasının veliahtı olan oğuz kağan ile beklenmedik bir anda yolları kesişir. İkili birbirinden ölümüne nefret e...