Gözlerimi zorla açtım. Kağanı gördüğümde gülümsedim. Başucumdaydı yine ve beni izliyordu.başparmağını alnımda hissettiğimde gözlerimi kapadım. Alnımı okşadığında kapadığım gözlerimi açıp elimi sakalına daldırdım. Burukça gülümsedim. Yüzümün her santimini inceliyordu. Belki oda benim gibi hastalığımı belli eden bir şey arıyordu yüzümde.
"-sen hiç uyumadınmı yine?"
"-hayır"
Gözlerimi kaçırdım.
"-gece boyunca ağladın. Uykunda. Ve sürekli bişiler mırıldandın."
Gözlerine kaçamak bir bakış attım.
"-özür dilerim..seni rahatsız etmek-"
"-alya ciddi misin? Tek sorun beni rahatsız etmen mi cidden. Neden.. Bu kabusların. Sıçramaların. Gözyaşlarının sebebi ne? "
Anlaşılan sabah sorguyla geçecekti.
" - ben sadece aklımı huzurevinde ki insanlara falan taktım. Ondan olmalı. Bugün iyiyim. Sadece biraz sinirim bozuldu"
Şüpheci gözleriyle bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp kalktım hızla. Banyoya yürüdüm. Aynada kendime baktım. Ellerimi lavaboya koyup başımı eğdim. Gözlerimi kapayıp ofladım.. Burnumda hissettiğim şeyle kapadığım gözlerimi açtım.burnumdan yol izlemiş, Üst dudağım kana bulanmıştı. Ne yapacağımı şaşırmış şekilde yandaki havlu kağıdı aldım. Birkaç parça koparıp burnuma tıttum. Lavaboda kan olmuştu. Hızla gidip kapıyı kilitledim. Burnumu hallederken kapının kolu zorlandı.
"-alya?"
İçimden bir küfür savurdum.
"-efendim?"
"-kapıyı açsana. Ne oluyor içerde?"
Etrafıma bakınıp burnuma baktım.neyseki kanı durmuştu. Kana bulanmış kağıdı buruşturup temiz bir peçeteye sardım. Çöp kutusuna attım. Elimi yüzümü yıkayıp kapıyı açtım. Kağan bana ardından elimde ki havluya baktı.
" - iyi misin sen? "
" - evet neden? "
"-bir rengin atmış sanki"
"-bilmem. Gayet iyiyim. Sen geç hadi bende kahvaltıyı hazırlayayım."
O banyoya girdiğinde şortumu çekiştirip aşağı adımladım. Mutfağa girip kahvaltılıkları çıkardım. Kahve makinesini çalıştırıp tezgaha ellerimi koydum. Derin bir nefes aldım. Tüm sevincim. Mutluluğum kaçmıştı. Yutkundum boğazımda ki yumruyla. Omlet yaptım kağan gelene kadar. Arkamdan dolanan kollarla gülümsedim. Boynuma öpücük bıraktığında başımı yana yatırdım.
"-duş mu aldın?"
Dedim burnuma dolan kokuyla.
"-evet"
"-tamamm. Hadi otur. Çay mı kahve mi?"
"-çay"
Fincanını alıp çayını koydum. Uzattığımda aldı. Tabağına omlet ten koyarken kendi çayımı koyup masaya oturdum. Çayımdan yudum aldım. Kağan çatalını bırakıp bana baktı.
"-birşeymi eksik ne oldu?"
Dedim telaşla.
"-sen neden yemiyorsun? Başlasana hadi"
Anlık dalsam da kendime gelip gülümsedim. Tabağıma bir şeyler koydum. İştahım yoktu. Kağana çaktırmamaya çalışıp ağzıma birşeyler tıkıştırdım.
Kağan ağzını selpağa silerken fincanını aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KAHVERENGİ ~ +18
ChickLitYurtta büyümüş olan alyanın polis sandığı nişanlısı tarafından tuzağa düşürülmesiyle başlar bu hikaye. Son derece karanlık olan bir mafya babasının veliahtı olan oğuz kağan ile beklenmedik bir anda yolları kesişir. İkili birbirinden ölümüne nefret e...