~ KAHVERENGİ ~ +18

PES!🔗

Gözlerim zorla açıldığında etrafıma bakındım. Gece boyunca deli gibi dolanıp durmuş, uyumaya çalışmış, ardından oturduğum yerde uyuyakalmıştım. Gözlerimin içi yanarken banyoya yürüdüm yavaş adımlarla.lavaboya tutunup gözlerimi kapadım. Başım dönüyordu. Ve çatlayacak gibi ağrıyordu. Gözlerimi açıp Aynada kendime baktım. Gözlerim iğrenç şekilde şişmiş ve kızarmıştı. Mjsluğu açıp elimi yüzümü yıkadım. Ardından vücudumdaki yorgunluğun etkisiyle duşa girmeye karar verdim. Ilık suyun altına girdiğimde başımı yukarı kaldırdım. Rahatlatıcı bir duşun ardından havluyu bedenime sardım. Odaya geçtim. Dolabımı açıp iç çamaşırlarımı aldım. Havluyla vücudumu kurulayıp iç çamaşırlarımı giydim. Aynada kendime baktığımda dizimde ki morluk dikkatimi çekti. Kaşlarımı çatarak dizime baktım aynadan gözlerimi alıp.bozuk para büyüklüğünde morluklar vardı dizlerimde. Islak havluyu tekrar bedenime sarıp banyoya yürüdüm. Dolapta krem aradım dizime sürebileceğim. Bulduğumda alıp odaya geçtim. Yatağın üzerine oturdum.kremi açıp dizimdeki morluğun üzerine bocaladım. Dün gece yaşananlar tekrar aklıma geldiğinde gözyaşım yanaklarıma süzüldü. Hızla gözyaşlarımı silip burnumu çektim. Dolabıma tekrar gidip yazlık elbiselerimden bir tanesini aldım. Midi boydu.. Elbisemin fermuarını çekmeye çalıştım.yorgunca bıraktım başaramadığımda.

"-hay aksii!"

Aynada kendime baktım. Gülümsedim burukça. Kağanla tanıştığımız ilk günler aklıma gelmişti. Elbisemin fermuarını o kapamıştı. Tenime ilk o zaman değmişti elleri. Dudaklarımı ısırdım. Ağlamak istemiyordum. Gözlerimi tavana çevirip gülümsedim. Burnumu çekip tekrar ellerimi fermuarıma götürdüm. Zor bela kapamayı başardığımda derin bir nefes aldım. Güçsüz durmak.. Güçsüz görünmek istemezdim hiçbir zaman.. Şişmiş gözlerime baktım.. Gözlerimi kaplamış mor halkalara. Makyaj çantamı alıp nemlendiricimi sürdüm. Kurtaramayacağımı anladığımda hafif bir makyaj yapmayı seçtim. Kötü bişi yapan ben değildim.. Hatalı olan.. Kağandı.. Başını eğmesi gereken.. Utanması gereken oydu.. Makyajımı yapıp saçımdaki havluyu açtım. Saç kremimi kullanarak saçlarımı tarayıp şekillendirdim. Parfümümü sıkıp ayakkabılarımı giydim. Kapıya baktım. Kilitli olup olmadığını kontrol ettim.kilitliydi. Karnımdan gelen seslerle pencereye yürüdüm. Tekli koltuğu zor bela pencerenin önüne itip ayakkabılarımı çıkardım. Bacaklarımı kendime çekip başımı bacaklarıma bıraktım. Bir süre öylece dışarı baktım. Deniz yine masmavi büyüsüyle karşımda duruyordu. Gülümsedim belli belirsiz. Zindana kapatılmış gibi hissediyordum. Etrafı denizle çevrili.. Büyülü ama içi kapkara olan bir zindan.odanın duvarı boydan boya pencereydi. Belkide bu yüzden şanslıydım. En azından sıkıldığımda en sevdiğim, en huzurlu hissettiğim şeyi yapabilecektim.. Oturup denizi izlemek. Yutkundum zorla. Karnımdan tekrar bir ses geldiğinde gözlerimi kapadım yorgunca. Anahtar sesini duyduğumda başımı kaldırdım. Arkama dönmek istemedim.

"-aşağıya in kahvaltını yap"

Kağanın sesini duyduğumda dişlerimi sıktım. İstifimi bozmadım. Ayak sesleriyle duruşumu dikleştirdim.

"-dünden beri bişi yemedin. -"

"-istemiyorum senin hiçbir şeyini!"

Dedim sözünü keserek. Ters cevap vermem canını sıkmış olmalı ki gergin bir nefes aldı.

"-kahvaltını yap. Birbirimizi germeyelim"

Onun gibi gergin bir nefes alıp ona döndüm. Ayağa kalktım. Yumruklarımı sıktığımda kağan baştan aşağı beni süzdü.

"-senin tek bişeyini istemiyorum. Anladın mı.. Beni rahat bırak!"

"-sana ne isteyip ne istemediğini sormadım"