Gün boyu kağanla köşe kapmaca oynamıştık. Evden kaçmamın hiçbir yolu yoktu. En azından kağan evdeyken bu imkansızdı. Oturduğum pencereden dışarı baktım. Yine kapıyı kilitleyip gitmişti. Koca evde tek başıma kalmıştım.akşam olmuştu. Kapıdaki anahtar sesiyle baktım. Siyah takımlı bir adam içeri girdi elinde tepsiyle. Bana bakış atıp başını tepsiye çevirdi.
"-abi gönderdi yenge. Akşam yemeği için."
Gözlerimi tekrar pencereden dışarı çevirdim. Adam tepsiyi masaya bırakmıştı.
"-efendine söyle ondan hiçbirşey istemiyorum ben. Tepsiyi de geri götür yemeyeceğim"
"-abinin kesin emri var yenge."
"-abinin emirleri size işler.götür onu lütfen."
Dedim tersler şekilde.
"-yenge beni affet ama abiyi fazla zorlamasan."
Sinirle başımı ona çevirdim. Gözlerimi kısarak baktım. Başını eğdi gözlerini kaçırarak. Ellerini birleştirdi.
"-affet yenge. Abi sözünün dinlenmemesinden nefret eder. Yada ikiletilmesinden.sen onun inadına tavır aldıkça o pes etmeyecektir. Bu Hep böyleydi. Kendini cezalandırmaktan başka bişiye yaramaz bu. Bizde emir kuluyuz. Emrini yerine getirmezsek - "
Kaşlarımı çattım.
"-Ben o adamın hiç bişeyini istemiyorum. Git ona söyle açlıktan ölsemde yemeyeceğim"
Adam mahçupça giderken baktım arkasından. Tepsiyi bırakıp gidiyordu.
"-dur!"
Adam durup bana baktı.
"-buyur yenge!"
"-yenge diyip durma bana benim bir adım var! Alya! Bana yardım etmeni istiyorum."
- emrin olur yen-"
Bakışımla susup ellerini birleştirdi mahçup bir tavırla.
" - buyrun alya hanım"
Yutkunup duruşumu dikleştirdim.
"-bana telefonunu verir misin? Birini aramam gerekiyor"
Adam gözlerini kaçırarak baktı.
"-affet yen-alya hanım ama abinin kesin emri var. Sadece yemeğinizi vermekle görevliyim. Hepimiz.çocuğum var. Karım var. Bensiz kalmalarını istemem"
Sinirle soludum.
"-o kadar sinir bir adam ki. Etrafında ki insanlara korkudan başka birşey vermiyor. Pekala tamam bir şartla yiyeceğim. Dışardan sen yemek getirteceksin. Kağanın olduğu hiçbirşeyi istemiyorum. "
Adam bir süre durdu. Ardımdan giderken sinirle etrafıma bakındım. Elimi alnıma koyup ovaladım. Sinirden delirmek üzereydim.
Odada bir oraya bir buraya yürüdüm. Ne yapacağımı bilemez halde masada ki tepsiye baktım. Karnım yine zil çalıyordu. Tepsiye doğru gittim. En sevdiğim yemekler vardı. Ofladım.. Kağan için aç kalmaya değer miydi? Aç kalırsam onunla nasıl başa çıkabilirdim? Şeytan aklımda turlar atarken kapının çalmasıyla baktım. Adam elinde yeni bir tepsiyle geldi. Gülümsemeye çalıştım."-bunu alabilirsin"
Başıyla onaylayıp tepsiyi aldı. O çıktığında masanın başına oturdum. Tepsiyi kendime doğru çekip tabaklara baktım.dayanacak halim kalmamıştı. Çatalı elime alıp tabağa daldırdım. Karnım hızlı hızlı yemekten şiştiğinde bardaktaki suyu alıp dikledim. Karnımdan tutup geriye dayandım.
Ohladım. Bir tarafım yediğim için pişman olsa da açlığa daha fazla dayanamazdım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odaya geçtiğimde dolabı açıp pijamalarımdan giydim. Saçlarımı tarayıp yatağa geçtim. Gözlerim kısa bir süre sonra kapanırken çarşafı üzerime çektim.
Sabah gözlerim kapının gürültüyle duvara çarpmasıyla açıldı. Korkuyla sıçramıştım. Kaşlarımı çatarak kağana baktım. Gözlerinden alev çıkıyordu. Ne olduğunu anlamadan bir anda gelip saçıma yapıştı. Acıyla inleyip elimi saçlarımda ki elinin üstüne koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KAHVERENGİ ~ +18
ChickLitYurtta büyümüş olan alyanın polis sandığı nişanlısı tarafından tuzağa düşürülmesiyle başlar bu hikaye. Son derece karanlık olan bir mafya babasının veliahtı olan oğuz kağan ile beklenmedik bir anda yolları kesişir. İkili birbirinden ölümüne nefret e...