HAZALSabah uyandığımda banyodaki rutin işlerimin ardından giyindim ve aşağıya indim. Kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün abim ve Mete gidecekti. 2 günlüğüne de olsa alıştım. Ben böyle düşünürken Öykü geldi.
"Günaydın."dedi.
"Sana da knk. Abimler uyanmadı mı?"diye sordum.
"Knk dünya patlayacak olsa ve sen bana 'abimleri uyandıralım.' desen bile tövbe patlamaya razıyım ama o Mete camışını uyandırmam."dedi Öykü. Ben onun bu söylediğine gülerken abim ve Mete içeriye girdi.
"Kahvaltı hazır mı?"diye sordu Mete.
"Allah'ın davarı, insan bir 'Günaydın' der."dedi Öykü.
"Ben herkesleşmiyorum güzelim. Farkımız tarzımızdır."dedi Mete. Öykü ona söyleyecek bir söz bulamadığı için dilini çıkarmakla yetindi. Bu konu daha fazla uzamasın diye Öykü'nün eline tabakları tutuşturdum. Öykü ile çabucak masayı hazırladık ve çok sessiz bir kahvaltı yaptık. Kahvaltının ardından masayı topladık ve bukaşıkları hallettikten sonra arabalarımızın yanına gittik. Ayrılma zmnımız gelmişti. Mete ve abime sıkıca sarıldıktan sonra Öykü de sarıldı ve arabalarımıza bindik ve onlar İstanbul'un biz ise holdingin yolunu tuttuk.
*********
Holdinge geldiğimizde Öykü ile birbirimize 'Kolay gelsin' dedikten sonra odalarımıza ayrıldık. Tam masama oturacağım sırada Aslı odama daldı.
"Emir Bey seni çağırıyor."dedi. Bu kızın ağzını burnunu kırasım var. Emir'in odasına girmeden önce eteğini çekebildiği kadar yukarıya çekiyor. Kıskanmıyorum ama ağzını kırasım var. Ona cevap verme gereği duymadan telefonumu aldım ve Emir'in odasına gittim. Kapıyı vurunca 'Gir' komutunu aldım ve içeriye girdim.
"Buyrun Emir Bey?"dedim.
"Dünkü p*ç kimdi?"diye sordu. Bu abimden mi bahsediyordu.
"Emir Bey önemli birşey yoksa çıkabilir miyim?"diye sordum. Koltuğundan kaltı ve beni kolumdan tutarak hızlı bir şekilde duvara yasladı.
"Sana bir soru sordum."dedi. Sinirden olsa gerek gözlerinin yanları kızarmıştı, ben ise her an ağlayabilirdim.
"Emir Bey iş dışında başka birşey soramazsınız."dedim. Kolumu iyice sıktı bu sırada telefonum çaldı. Ekrana baktığımda ~Aşkım arıyor... ~ arayan abimdi.
"O telefon açılmayacak ve bana o itin kim olduğunu söylemeden buradan çıkamazsın."dedi. Telefonu sessize aldım ve:
"Deminden beri hakaret ettiğin kişi benim abim. Sanane? Sen beni sorguya çekemezsin."dedim.
"Banane öyle mi!?"diye bağırdı.
"Evet, hangi sıfatla bana karışıyorsunuz?" diye sordum.
"Hangi sıfatla? Zaten bu zmna kadar anlamadın bile. Dur söyleyeyim Seni seven adam sıfatıyla. Seviyorum lan seni. Nereye bakarsam aklımdasın. Sıkıldım. Sürekli aklımda olacağına yanımda olsana!"diye bağırdı. Ne yani duygularımız karşılıklı mıydı? Sonra bana sarıldı. Ben o anın şokuyla birşey yapamadım. Tam benden ayrılacakken bende ona sarıldım.
"Şimdi ilk konumuzu tartışmaya başlayabiliriz."dedi Emir benden ayrılırken.
"Neymiş?"diye sordum. Kaşımı kaldırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK ÖKÜZÜM
RomanceHazal ve Öykü çocukluk arkadaşı. Üniversiteyi İzmir de okudular. Aynı bölümden mevzunlar -mimarlık-. Aslan Holdingte iki arkadaş çalışmaya başlarlar. Hazal telefonu ile meşgulken birine çarpar... Öykü öğle yemeği için holdingin otoparkında...