ÖYKÜ
Eve geldiğimizde hemen ılık suyla duş aldım. Bornozumu giyerek dolabımn karşusında ne giysem diye düşünürke buldum. Siyah fazla kısa olmayan bir elbise giyindim (multi). Saçlarımı düzleştirdim hafif birde makyaj yaptı ve işte bitti. Salna geçtim ve Hazal'ı bekliyordum ve işte Hazal geldi. Hazal üzerine zümrüt yeşili bir elbise giymişti. Saçlarını salık bırakmış hafif bir de makyaj yapmıştı. Hazal:
"Kanka hadi gidelim saat 18.00 yarım saate orada olmalıyız."dediğinde hemen evden çıktık. Görüş alanıma bir adet Kaan girdi. Çok cool bir şekilde arabasına yaslanmış sigarasını içiyordu. Bizi görünce hemen sigarasını yere attı. Emir de aynısını yapmıştı. Emir Bey:
"Bizimle geleceksiniz."dediğinde ben Emir'e:
"Emir Bey bende sizinle gele-"sözümü kesen Kaandı.
"Sen benimle geliyorsun."dedi ve kolumdan tutarak arabasına bindirdi. Hazal'ı Emir çoktan arabasına bindirmişti. Ay bunlar çok yakışıyor. Diye düşünürken Kaan:
"Bu ne?"diye sordu.
"Ne ney?"çünkü anlamamıştım.
"Lan birde bilmemezliğe veriyor kızım elbisenin boyu ne kadar uzun dikkat et basıp düşücen."dedi aslında elbisem çokta kısa değildi.
"Merak etmeyin ben alışkınım Kaan Bey."dediğimde Allah'tan sabır dilercesine yukarıya baktı ve arabayı sürmeye başladı gideceğimiz yol yarım saatlikti.
~5dk sonra~
Artık çok sıkıldım. Müzik açmıyor,konuşmuyor çooooook sıkıldım telefonumu çıkararak Hazal'a mesaj attım.
Kime: Laz Gülü
Kanka patdım. Hiç konuşmuyor,müzik açmıyor.Kimden:Laz Gülü
Kanka içim daraldı sonunda camdan atlayacağım. Bu yazdığına gülümsemiştim. Kaan:"Ne o sanırım sevgilinle mesajlaşıyorsun ağzın kulaklarında."dedi telefonuma iki bildirim daha geldi ama önce laf yetiştirmem lazım.
"Evet var mı?"dedim ve önüme döndüm. Bildirimlerime bakmaya başladım
Kimden: Laz Gülü
Alooooo orada mısın?Kimden: Laz Gülü
Kanka sana birşey mi yaptı?Kime: Laz Gülü
Yok yine bir laf dalaşına girdik. Neyse knk inince konuşalım bu akşamı atlatsaydık.Kimden:Laz Gülü
Tmm.Mesajlaşmamız bitmişti. Canım sıkıldığı için kulaklıklarımı taktım ve müzik dinlemeye başladım. Kaan:
"Bu kadar sıkıldığını bilmiyordum."dedi.
"Sıkılmak mı patladım. Kaan Bey sizinle uzun yol gidilmez. Sesinize hasret değilim ama insan bir müzik açardı."dedim ilk defa bu kadar hızlı konuşmuştum. Kaan:
"Şuan holdingte değiliz resmiyete gerek yok. Hem biz arkadaş değil miyiz konu açsan konuşurduk."dedi. Ve sonra devam etti:
"Mesela erkek arkadaşın nereli?"diye sordu. Ay daraldım sürekli bu konuyu açıyor lan oğlum sanane. Kaan yine konuşmaya başladı:
"Susmak. Güzel o zmn gözlerin konuşsun."dedi.
~Yarım Saat Sonra~
Allah'a şükür sonunda geldik. Burası çok güzel gözüküyordu dışarıdan. Arabadan inince direkt Hazal ve Emir çarptı gözüme yine kavga ediyorlardı. Kaan kolunu bana uzattı ve:
"Koluma gir."dedi.
"Kolunuza falan girmeyeceğim."dediğimde Kaan:
"Sana koluma girer misin demedim. Koluma gir dedim."dedi.
"Ya ne alaka nerede görmüş böyle bir saçmalık. Çalışan patronunun koluna giriyor."dediğimde sinirlendiği belliydi.
"Biz arkadaşız.şimdi gir koluma ."dedi artık korkmuştum. Koluna girdim. Hazal da aynı kaderi paylaşıyordu. İçeriye girdiğimizde Kaan dişlerinin arasından:
"Si*tir."dediğinde merak ettim ve sordum.
"Bir şey mi oldu?"
"Bak sabahki adamların oğulları burada şu eteğini biraz aşağıya indir."
"İnmiyor hem bu boy gayet uygun arkadaşım."dedim ve bizi görüp ayağı kalkan yakışıklıların yanına gittim.
HAZAL
Restorantın önüne geldiğimizde Emir :
"Hazal koluma gir."dediğinde ona 'Sen hayırdır?'bakışımı attım ve:
"Pardon ama ne alaka?"
"Hazal sözümü ikiletme."dedi banane be ben bunun koluna falan girmem. İnat ettim bir kere önden yürümeye başladım ki biri beni kolumdan tuttu. Arkama baktığımda Emir kolumu zorla kendi koluna koydu. İçeriye girdiğimizde Emir:
"Hazal fazla muhattap olmuyorsun."dedi karşı tarafa bakarak. Ne demek istediğini anlamamıştım.
"Neden ki?"diye sordum ha ağaçla konuşmuşum ha Emir ile bir fark yok. Balkon gibi bir yere geldiğimizde iki tane ultra yakışıklı çocuk ayağı kalktı. 25 yaşlarında vardılar. Emir ve Kaan ile tokalaştıktan sonra biri bana elini uzattı ve:
"Ben Uraz."dedi gözlerimin içine bakarak eli havada kalmasın diye elini sıktım ve:
"Ben de Hazal."dedim. Sonra diğeri Öykü'ye Uraz'ın yaptığı gibi elini uzattı ve:
"Ben Atakan."dedi Öykü bu durumdan rahatsız olmuştu ama mecburen elini uzattı ve:
"Öykü."dedi. Yemekte iş konuşuyorduk. Birden Uraz:
"Hazal sen nerelisin?"diye sordu. Ne alakaysa artık.
"Aslen Rizeliyim."dediğimde Uraz:
"Vay Laz Kızı öyle mi?"
"Uraz Bey bence küçümsenecek bir şey yok."dediğimde Uraz:
"Uraz diyebilirsin ayrıca hoşuma gitti Karadeniz kızları asi olur."dediğinde Emir Bey öksürdü ve:
"Şuan bir iş yemeğindeyiz bu sebeple resmiyete devam."dedi. Bu sefer Atakan denen adam Öykü'ye:
"Boş musun?"diye sordu. Kaan:
"Yavaş lan."dedi..imzaları önceden attıkları için artık iş bozulamazdı. Emir Bey kolumdan tuttu ve :
"Yürüyün eve."dediğinde Atakan:
"Beyler siz geçin kızları biz bırakırız."dediğinde Öykü:
"Öyle mi?"dedi alaylı bir şekilde. Uraz:
"Evet."dediğinde Kaan:
"Lan ağzınıza tövbe yürüyün lan eve gidiyoruz."dediğinde itiraz etmeden arabalara bindik. Emir Bey yol boyunca küfür etti ve:
"Hazal zaten giymişsin bir parça şey."dediğinde şaşırdım. Emir Bey'e:
"Hayır bunun boyu gayette uygun."dediğimde.
"Lan neresi uygun?"dediğinde artık daraldım yani en sonunda:
"Peki Emir Bey bir dahakine çarşaf giyerim."dedim. Emir Bey:
"Memnun olurum ve Beyini si*tirme lan işten çıktık."dedi ve sessizce arabayı sürdü. Saçları gerçekten dikkatimi dağıtıyordu.
Nasıl buldunuz? Yorum ve votelerinizi bekliyoruz.
Mutlu kalmanız dileğiyle...:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK ÖKÜZÜM
RomansaHazal ve Öykü çocukluk arkadaşı. Üniversiteyi İzmir de okudular. Aynı bölümden mevzunlar -mimarlık-. Aslan Holdingte iki arkadaş çalışmaya başlarlar. Hazal telefonu ile meşgulken birine çarpar... Öykü öğle yemeği için holdingin otoparkında...