HAZAL
İşim bittikten sonra masamın üzerindeki eşyalarımı topladım ve Öykü'nün odasına gittim. Telefonuyla uğraşıyordu.
"Ne yapıyorsun?!diye sordum.
"Kaan bütün arkadaşlarımı engelledi. Onlara tekrar istek gönderiyorum. Öküz mü ne bizon, dağ ayısı."dedi.
"İşin bittise çıkalım."
"Bitti. Hatta ben hazırım hemen çıkalım."dedi ve muzipçe gülerek:
"İstersen sen Emir BEY'e söyle ben de aşağıda seni bekliyorum."dedi. Elime geçen ilk kalemi ona atmıştım ki son anda odadan çıktı. Emir'in odasına gittim. Önünde ki dosyalardan başını kaldırdı ve:
"Güzelim?"dedi.
"Emir Bey bizim işimiz bitti biz çıkıyoruz."dedim.
"Hazal o Beyi varya s-. Küfretmiycem. Tmm önünüze bakıyorsunuz. Yolda yok yıldız kaydı, yok gök taşı, meteor falan dinlemem bozuşuruz."dedi. Kıskandı mavi gözlü Öküz. Gözlerimi devirmekle yetindim.
"Hazal göz devirme."dedi.
"Emir nefeste almayayım?"diye sordum. Of yeter da.
"Onu yapabilirsin."dedi.
"Görüşürüz."dedim ve otoparkta olan arabama bindim. Çalıştırdım ve holdingten ayrıldık.
"Seni bırakmaya pek niyeti yoktu sanırım."dedi ve gülmeye başladı.
"Öykü çarpıcam bi tane ağzına göreceksin."dedim. Öykü halâ gülerken radyodan güzel birşeyler bulmaya çalışıyordu.
"Kanka Türkçe mi yabancı mı ?"diye sordu.
"Yabancı olsun."dedim. Radyodan Silva Gunbardhi- Te ka lali yükseldi. Öykü müziğin sesini sonuna kadar açtı.
"Knk hemen eve gitmeyelim."dediğinde hak verdim ona bu aralar birlikte fazla vakit geçiremiyorduk.
"Önce yemek yiyelim."dedim ve arabayı Emir'in beni getirdiği dışarıdan bakılınca küçük ama sevimli olan cafeye getirdim. İçeriye girdiğimizde Öykü de benim gibi önce duvardaki küçük tahta parçalarına gitti.
"Ya çok güzel."dedi.
"Sende yaz."dedim ve elinden tutarak boş bir tahta parçasının önüne getirdim. Eline kale, verdim ve:
"Şimdi istediğini yaz."dedim. Öykü eline kalemi aldı ve bir saniye bile düşünmeden Öykü & Kaan yazdı. Sonra boş bir masaya geçtik ve siparişlerimizi verdik. Biraz bekledikten sonra yemeklerimizi yedik ve hesabı ödeyip. AVM'ye gittik. Çok güzel bir alışverışin ardından dondurmacıya gittik. Oradan sonra da bir cafeye gidip kahve sipariş ettik. Ben kahvemin üzerine H&E, Öykü'nün kahvesinin üzerine Ö&K yazdırdık. İçmeden önce fotoğraflarını çektik. Sohbet ederek kahvelerimizi içtik ve hesabı ödedikten sonra eve gittik. Öncelikle odalarımıza ayrıldık. Kısa bir duşun ardından rahat birşeyler giyip iki kahve yaptım ve balkona geçerek Öykü'yü bekledim.
ÖYKÜ
Eve geldiğimizde kısa bir duş aldım ve rahat birşeyler giyerek Hazal'ın yanına salona gittim. Hazal bana balkondan seslendi:
"Buradayım."dedi. Yanına girmeden önce iki tane şal alıp yanına gittim. Şallardan birini Hazal'a verdim. Diğerini de kendi omuzlarıma örttükten sonra puflardan birine oturdum. Hazal'ın yaptığı kahvelerden birine uzandım. Kahvemden bir yudum aldım ve:
"Kanka harika vakit geçirdik. Uzun zmndır böyle birşey yapmamıştık."dedim.
"Evet ya çok güzel geçti günümüz."derken Hazal ile aynı anda telefonlarımız çaldı. İkimizde rahat konuşalım diye ben salona geçtim. Ekrana baktığımda ~ Öküzümmm arıyor... ~ yazıyordu. Arayan Kaan'dı. Telefonu kulağıma götürdüm.
Öykü =+ Kaan= -
-Bu telefon neden geç açıldı?
+Balkondaydım.
-Bir daha olmasın.
+Emredersiniz Kaan Bey.
-Ne yaptın bugün?
+Hazal'la biraz vakit geçirdik. Sen?
-Ben de şimdi pizza sipariş ettim. Gelmesini bekliyorum.
+Ebru yemek yapmamış mı?
-Ben onu sabah kovdum.
+Kaan çok sağol.
- Yeni aşçımı artık sen bul.
+Tmm. Ebru'ya taş çıkartacak birini bulacağım. İyi geceler.
- Sana da. Dedi ve kapattı öküz. Balkona gittiğimde Hazal telefonunu yeni kapatıyordu.
"Kanka Kaan Ebru'yu kovmuş ve yeni aşçısını benim bulmamı istiyor. Yaşlı birşey bulucam ben bu çocuğa."dedim.
"Kanka hani şu karşı apartmanda oturuyor. Hafize teyze. Onun maddiyatı bu aralar iyi değilmiş o olur mu?"dedi.
( Hafize Teyze: 56 yaşında, eşi daha o 38 yaşındayken vefat etmiş, çocukları bakmak istemediği için onu bir apartman dairesine bıraktılar ve kadının maaşını kendileri alıp kadına vermiyorlardı. Elimizden geldiği kadar biz yardımcı olmaya çalışıyoruz.)
"Olur knk yarın iş çıkışı sorarım."dedim.
"Knk bende Emir'e:
★Evli
★ Çocuklu
★ Orta yaşlarda
★ Gözü eşi ve işinden başkasını görmeyen bir sekreter arıyorum."dedi."Kanka Dilek abla olmaz mı?"diye sordum.
( Dilek: 35 yaşında, 3 çocuğu var, eşi ile zoraki evlendirilmiş ama sonrası mutlu bir hayat olarak devam eden bir evlilik olmuş. Üniversite mezunu)
"Olur. Yarın bende ona sorarım."dedi.
"Knk uyuyalım mı?"dedim.
"Olur knk."dedi ve içeriye geçtik. Birbirimize 'İyi geceler' dedikten sonra odalarımıza dağıldık. Yatağıma yatar yatmaz kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Nasıl buldunuz? Yorum ve votelerinizi bekliyoruz.
Mutlu kalmanız dileğiyle...:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK ÖKÜZÜM
RomanceHazal ve Öykü çocukluk arkadaşı. Üniversiteyi İzmir de okudular. Aynı bölümden mevzunlar -mimarlık-. Aslan Holdingte iki arkadaş çalışmaya başlarlar. Hazal telefonu ile meşgulken birine çarpar... Öykü öğle yemeği için holdingin otoparkında...