HAZALGözlerimi açtığımda hastanedeydim. Çok şükür beni bulmuştular. Başımı sol tarfıma çevirdim. Emir pencerden bakarken telefonla konuşuyordu.
"Kaan birazdan gelip onlara günlerini gösterecek."
"................"
"Lan size dokunmayın dedim. Kaan geliyor."dedi ve telefonu kapattı.
"Emir."dedim. Emir bana döndü ve hızla yanıma geldi.
"Güzelim nasılsın?"diye sordu. Kötüyüm yüzüm ağrıyor.
"İyiyim hadi eve gidelim."dedim.
"Uyandığına göre ben gidip çıkış işlemlerini halledeyim."dedi. O gittikten sonra odaya genç bir doktor girdi. Doktor da doktor olsa kara kaş kara göz dalyan gibi.
"Hastamız nasıl olmuş?"diye sordu.
"Yüzüm biraz acıyor."dedim.
"Siz canınızı sıkmayın ben size bir merhem yazdım. Onu sürdüğünüzde bir şeyiniz kalmaz. Şimdi ayağı kalkabiliyor musunuz?"dedi. Ayağı kalktım ve hem telefonumu bulurum diye odada dolaştım.
"Harika o zmn siz hazırlanın eşiniz çıkış işlemlerini halletmiştir."dedi. Tam bu sırada içeriye Emir geldi. Bana ve doktora baktı.
"Ben yokken gelmemeliydiniz."dedi Emir. Al işte yine kıskançlık krizlerine girdi.
"Emir."dedim ve yanıma geldi.
"Hadi güzelim gidiyoruz."dedi ve benim elimden tutarak hastaneden çıkardı. Yolda giderken en başından herşeyi anlattım. Yolda eczaneye girip merhemi aldık. Ardından eve geldik. Daha biz kapıyı vurmadan kapı açıldı ve Öykü bana sarılmaya başladı.
"Kanka boğuldum."dedim çünkü çok sıkı sarılmıştı.
"Hazal hadi sen içeriye."dedi ve beni salona götürdüler. Yüzüm fena acıyordu.
"Kaan nerede?"diye sordum. Öykü'nün gülümseyen yüzü soldu.
"Bilmem."dedi.
"Of siz ne yapıyorsunuz böyle? Bir gününüz diğer gününüzü tutmuyor."dedi Emir.
"Sizi takip ettim diye bana bağırdı."dedim.
"Öykü sen de mi geldin? Emir neden izin verdiniz ya başına bir iş gelseydi?"dedim.
"Laf anlamıyor ki."dedi. Sonra kapı çaldı. Öykü kapıya bakmak için kalktı. Sonra daha da somurtarak içeriye Kaan ile girdi. Kaan koltuğa otururken Öykü mutfağa geçti.
"Hazal kendini nasıl hissediyorsun?"diye sordu Kaan.
"İyi."dedim sonra Öykü'nün yanına mutfağa gittim. Öykü bir kâseye yumurta kırarken kendi kendine konuşuyordu.
"Senin kafanı da böyle kırıcam pislik Kaan."dedi bir tane daha yumurta kırdı.
"Öykü iyi misin?"diye sordum.
"Kaan ile yürümüyor. Bu akşam ona bitirelim demeyi düşünüyorum. Her seferde kendi haklı. Beni anlamaya çalışmıyor. Empati yapmayı bilmeyen duygusuz öküz."dedi.
"Öykü öyle bir aptallıkta bulunma seviyorsunuz işte."dedim.
"Hadi sen dinlen ben yemek yapacağım."dedi ve beni mutfaktan çıkardı. Salona geçtim ve boş koltuğa oturdum. Sohbet etmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK ÖKÜZÜM
RomanceHazal ve Öykü çocukluk arkadaşı. Üniversiteyi İzmir de okudular. Aynı bölümden mevzunlar -mimarlık-. Aslan Holdingte iki arkadaş çalışmaya başlarlar. Hazal telefonu ile meşgulken birine çarpar... Öykü öğle yemeği için holdingin otoparkında...