3. Bölümde Hazal'ın çizimi göstermeye gittiği andan itibaren anlatılacak.Medyada Hazal AKTAŞ var.
HAZAL
Çizimi alıp Emir Bey'in odasına geldim. Kapıya vurarak ' Gir' komutunu bekledim. Bu saniyeler içerisinde sekreter bozuntusu Aslı sanki beni parçalara ayıracaktı bakışlarıyla. 'Gir'komutunu alınca içeriye girdim. Emir Bey buralı bile olmadı. Çizmi masaya açınca baktı ve:
"Güzel olmuş."dedi kaşını kaldırarak. Birşey demeden odasından çıkacağım sırada:
"Hazal Hanım."dedi. Arkama baktığımda bana:
"Bana sade bir kahve."
"Kim? Ben mi yapacağım? Sekreterinize ne oldu?"dediğimde sinirlendiğini hızlı nefes alıp vermesinden anlayabiliyordum. Ayağı kalktı ve bana doğru yaklaştı:
"Ben senden istedim."dediğinde güçlü durmaya çalışarak:
"Getir - götürcünüz yapsın. Pardon ama ben mimarım." Emir Bey hafif sesini yükselterek:
"Ben senden istedim."dediğinde el-mahkum kahveyi yapmaya başladım. O sırada Öykü il buluşacağımız geldi aklıma ve Öykü yü aradım.
Efendim."Diye açtı telefonu.
"Sen Cafe ye git bana sonra konum atarsın."
"Neden sen gelmiyorsun."diye sordu.
"Emir Bey kahve istedi onu yapayımda zıkkımlansın. Sana ne oldu sesin donuk geliyor."sesi bir tuhaftı.
"Önemli bir şey değil akşam anlatırım. Kanka içine tükürde ver ve içtiğinden emin ol."
"Aklımda vardı öyle bir şey."dedim ve kapattık. Kahveyi yaptıktan sonra içine küçücük renklendirici kattım . bende Laz damarı var ona basılınca neler olacağını düşünemedi. Kahveyi götürdüm. Keyifle büyük bir yudum aldı. Bende bu ilk yuduma şahit oldum.
Hödük birşey demedi. Ama o kahveyi içtiğine şahit oldum ya ölsemde gam yemem. Sonra çok kibar (!) Olan patronum :
"Gidebilirsin."dedi. Hiçbir şey demeden odamdan çantamı alarak otoparka gittim. Arabama bindiğimde gülmeye başladım. Öykü'nün attığı konuma göre cafeyi buldum. Hala gülüyordum.Oraya gittiğimde:
Hayırdır?"diye sordu Öykü. Gülmemi bitirerek:
"Kanka içine tükürdüm büyük bir yudum aldı."dedim. Öykü bunu yspacağımı bildiği için tepki vermedi ama birşeye sinirlendiği belliydi.
"O ne ayak? Sekreteri yok mu senden istiyor?"
"Aslı yoğunmuş yapamazmış."dedimm ve bir yandanda kendime kahve söyledim.
"Getir götürcü müsün?"
"Aman neyse ne eğlendim. Senin sesin telefonda kötü geliyordu. Hemen anlatıyorsun."dedim.
"Gülüm önce tepkilerini en sona sakla! Şimdi ben arabama bindim seni bekliyordum. Arabamı çalıştırdım hafif bir sarsıntı hissettim. Arabamdan inerek kaporatanın oraya gittiğimde öndeki duran arabaya çarpmışım. Çarptığım arabanın içinden yakışıklı,24 yaşlarında bir adam indi. Hem de "Lan ben varya senin-" diyerek indi arabadan..."kısaca bütün herşeyi anlattı. Duyduklarımın şokuyla:
"E ama yuh. Duran arabaya nasıl çarptın?"gerçekten merak etmiştim.
"Kanka ona mı takıldın ? Hadi iç şunu gidelim."
"Hemen de konuyu değiştir. İyi ki adamı orada öldürmedin."kahvemi bitirdikten sonra arabalarımıza bindik ve holdingin yolunu tuttuk. Holdinge geldiğimizde arabamı park ettim. Öykü ile birlikte toplantı odasına koşar adımlarla gidiyorduk. Çünkü toplantıya 2dkcık geç kalmıştık. Toplantı odasına önce ben girdim. Sonrada Öykü odaya girdi. Öykü'nün ağzı biraz pisti. Ama mümkün oldukça küfretmemeye çalışıyor. İçeriye girdiği an:
"Hass-"dedi. Sonra sanırım ortağımız olacak adam Öykü ile göz göze geldi. Öykü başını önüne eğerek boş bir yere oturdu. Toplantıda Öykü kıpkırmızıydı. Toplantı sonunda herkes çıktı bende:
" Öykü bir şey mi oldu? Herkesin içinde küfür edecektin. Hem renginde kaçtı."dediM. Ellerini saçlarının aralarına geçirerek:
"Arabasına çarptığım adamla aynı yerde çalışıcaz."dedi.
"Aman sonuçta kazaydı, yanlışlıkla oldu, özür diledin,hasarı da karşılamayı teklif ettin. Kısaca o kaybeder."dediğimde gülümsemekle yetindi.Mesaimiz bittiği için eve geldik. Öykü:
"Bara gidelim mi? Uzun zmndır gitmiyoruz."dedi. Bende
"Pekala hadi hazırlanalım."dedim ve odalarımıza gittik.
*******
Ben kırmızı kısa bir elbise, siyah topuklu ve deri ceket giydim. Saçlarımı salık bıraktım hafif bir de makyaj yapmıştım. Öykü de kendi odasından çıkarken karşılaştık. O da siyah deri etek,beyaz askılı t-shirt ,siyah deri ceket ve siyah topuklularla kombin yapmıştı. Saçlarına hafif maşa yapmış siyah da ruj sürmüştü. Öykü:
"Yine efsanesin kanka."dediğinde :
"Sende cnm."dedik. Benim arabama bindik ve evden çıktık.
"Hangi bara?"diye sordum. Sürekli değil yılda bir kere fln giderdik bara. Öykü:
"Berk'in barına gidelim."dedi. Berk bizim üniversiteden arkadaşımızdı. Okuldan sonra bir bar açtı ve Amerika da yaşamaya başladı. Öykü müzik açtı ve:
"Bundan sonraki şarkı bana gelsin."dedi. Birden Ceza - Sus pus çalmaya başlayınca Öykü:
"Bu gecem.çok güzel geçecek en sevdiğim şarkı başladı."dedi. Veee artık Black Bardayız.
Nasıl buldunuz? Yorum ve votelerinizi belkiyoruz.
Mutlu kalmanız dileğiyle...:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK ÖKÜZÜM
RomanceHazal ve Öykü çocukluk arkadaşı. Üniversiteyi İzmir de okudular. Aynı bölümden mevzunlar -mimarlık-. Aslan Holdingte iki arkadaş çalışmaya başlarlar. Hazal telefonu ile meşgulken birine çarpar... Öykü öğle yemeği için holdingin otoparkında...