45. BÖLÜM

232 10 1
                                    

Aloooo! Hani yorum.

HAZAL

    Sabah erken kalktım. Banyodaki rutin işlerimi hallettikten sonra kot pantolon ve beyaz salaş t-shirtümü giydim. Saçımı ev topuzu yaptıktan sonra odamı toparladım ve aşağıya indim. Öykü kahvaltıyı hazırlamış bardaklarımıza çay dolduruyordu.

"Günaydın."dedim.

"Günaydın kanka. Kahvaltımızı yaptıktan sonra anneler gelene kadar temizliği bitirelim onlar gelince hazırlanırız."dedi Öykü. Öykü ve ben çok yakın arkadaş olduğumuz için onun annesini de çağırdım. Kahvaltımız çok sessiz geçmişti. Masayı ve bulaşıkları hallettikten sonra telefondan şarkı açtık ve temizliğe başladık.

********

"Ayy! Ben bittim."dedim ve kendimi koltuklardan birine attım.

"Ama değdi bak ev parladı."dedi Öykü. Kapı zili çaldığında Öykü ile kısa bir bakışma yaşadık. En sonunda ben kalkıp kapıya baktım. Annemler gelmişti. İçeriye girdiklerinde hoşgeldin faslından sonra abim ve babam salonda otururken, annem, Ebru teyze( Öykü'nün annesi) Öykü ve ben mutfağa geçtik.

"Hazal kızım şimdi hem yemek yapıcaz hem de bu damat adayını bize anlatıyorsun."dedi.

"Anne ismi Emir ASLAN, 24 yaşında, Aslan Holding'in patronu, Hakan ASLAN'ın oğlu, annesi daha o küçükken kanserden vefat etmiş."dedim.

"Yazık ya üzüldüm. Annesiz mi büyümüş?"diye sordu annem.

"Evet anne, bir de kız kardeşi var. 19 yaşında ismi Efsa, İngiltere de okuyor. Muhtemelen bu akşam o da olur."dedim. Annem onaylar anlamda başını salladı.

"Kızım sen?"diye sordu Ebru teyze Öykü'ye.

"Yaşıyorum anne."dediğinde Öykü Ebru teyze göz devirdi. Öykü bu tarz konuları anlatamazdı. Kaan bunu istemeye gelicek annesinin haberi olmayacak. Yemekler de hazır olduktan sonra biz de hazırlanmak için odalarımıza çıktık. Öykü ile aldığımız elbisem, siyah topuklularım ve salık bıraktığım saçlarımla gayet güzel görünüyordum. Hafif bir de makyajın ardından hazırdım. Salona indiğimde annem beni gördü ve yanağından bir damla yaş aktı. Yanına gittim ve yaşını elimle sildim.  Nedense abim ve babam sürekli somurtuyorlardı.

"Kızım çok güzelsin."dedi annem. Sonra hemen kapı zili çaldı. Annem ve ben kapıya baktık. Babam ve abim yerlerinden kımıldamadılar bile. Emir, Kaan ve Hakan Bey takım elbise giymişlerdi. Emir'in elindeki çiçek ve çikolatayı aldım. Salona geçtiğimizde hoşgeldin faslına geçtiler. Herkes koltuktaki yerini aldı. Ebru teyze bana yaklaştı ve sadece benuim duyacağım şekilde:

"Damat hangisi?"diye sordu Emir ve Kaan'a bakarak.

"Renkli gözlü olan."dedim. Ebru teyzem gülümsedi.

"Diğerini de Allah sahibine bağışlasın."dedi. Öykü'ye ihanet etmek istemiyorum ama annesine nasıl anlatamayacağını bildiğim için söylemeye karar verdim.

"Teyze onun sahibi var."dedim.

"Şanslı kız."dedi.

'"Teyze ben söylemedim ama onun sahibi Öykü."dedim.

"Ne?"dedi teyzem.

"Benden duymadın."diyerek tembih ettim ve babamlara odaklandım.

Babam ve Hakan Bey havadan sudan konuşuyorlardı. Abim, Emre abi ve Mete Emir'e yiyecek gibi bakıyorlardı. Emir ise onlara inat gayet rahat davranıyordu. Akşam yemeği için masaya geçtik. Yemek gayet güzel geçti. Salona geçtiğimizde derin bir sessizlik vardı. Sonunda Hakan Bey öksürdü ve:

ORMANTİK ÖKÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin