HAZAL
Emir geldiğinde birlikte Dilek ablanın evinin yolunu tuttuk. Yol biyunca Emir'e dilek ablayla ilgili bildiğim bütün herşeyi anlattım. Dilek ablanın evine geldiğimizde zile bastım. Kapıyı Dilek abla açtı.
"Buyruuuun!"dedi ve eliyle içeriyi işaret etti. Emir ile içeriye girdik ve koltuklardan birine yan yana oturduk. Emir konuyu anlattı.
"Benim bir Emre'ye sormam lâzım."dedi. Emre eşiydi. Çok iyi bir insan. Mutfaktan bir ses duyuldu:
"Sen nasıl istersen."dedi bu Emre 'nin sesiydi. Emre salona gelince tanıştık. Dilek abla işi kabul etti. Zaten deneyimli olduğu için yarın işe başlayacaktı. Onlarla vedalaşıp arabaya bindik. Emir arabayı çalıştırdı.
"Yeni sekreterini beğendin mi?"diye sordum.
"Yarın anlaşılır."dedi. Eve kadar hiç konuşmadık. Eve geldiğimizde bizi Kaan ve Öykü karşıladı. Yemeğe oturduğumuzda Öykü ve Emir küçük bir tartışma yaşadılar ama sonra tatlıya bağladılar. Yemekten sonra lunaparka gittik. Öykü ve Kaan gondola binerken Emir beni dönme dolaba sürüklüyordu.
"Emir ben yüksekten korkuyorum."dedim. Ama Emir beni dinlemedi ve kolumdan tutarak sürüklemeye devam etti.
"Emir öküz müsün neden anlamıyorsun."dedim ve koluna vurmaya başladım. Emir beni sol omzuna attı ve götürürken yaşlı bir teyze - ne işi varsa burada-:
"Aaaaa! Hiç terbiye kalmamış."dedi Emir'e.
"Teyze size ne kız benim değil mi? İstediğim gibi götürürüm."dedi Emir.
"Emir yaşlı kadınla nasıl konuşuyorsun?"diye fısıldadım. Teyzeye bakarak:
"Özür dileriz teyzecim."dedim ve Emir'in beni dönme dolaba getirmesine izin verdim. Dönme dolaba yalnızca biz bindik. Oturur oturmaz gözlerimi kapattım. Hareket ettiğimizi anladığım an bildiğim bütün duaları okumaya başladım.
"Hazal gözlerini aç."dedi Emir. Açmadım. Korkuyorum dedim ben o öküze.
"Hazal gözlerini aç!"diye bağırdı. Tmm korktum. Önce sol gözümü açtım.
"Hazal ikisini de aç."dedi Emir. Gözlerimi açtığımda dönme dolap biz en tepedeyken durdu.
"Emir burada kaldık. Kesin ölücez."dediğimde Emir:
"Hazal sus ve manzarayı izle."dedi. Başımı çevirdiğimde gördüklerimde resmen büyülendim. Bütün İzmir ayaklarımızın altındaydı.
"Emir çok güzel."dedim.
"Senin yanındayken hayat da bana böyle."dedi Emir. Bu cümleyi ondan beklemezdim. Hayretler içerisinde ona baktım.
"Hazal sonsuza kadar yanımda olmanı istiyorum. Evlen kızım benimle. Diğer kılıbıklar gibi sana çiçek de verebilirdim ama ben sana soyadımı vermeyi istiyorum. Kabul eder misin?"dedi Emir. Ne eğer bu bir rüyaysa biri beni uyandırsın. Hayallere kapılıyorum.
"Şakaysa seni öldürürüm."dedim.
"Hayır herşey gerçek."dedi ve ceketinin cebinden bir kutu çıkardı ve içindeki yüzüğü benim parmağıma taktı.
"Sonsuza kadar yanımda olur musun?"dedi Emir. Deniz gözlerinde korku vardı. Vereceğim cevaptan korkuyor olmalıydı. Bu çok büyük bir karardı. Ama onunla ölüme bile vardım.
"Evet."dediğimde Emir bana sarıldı ve aşağıya işaret edince dönme dolap hareket etmeye başladı. Aşağıya indiğimizde Kaan ve Öykü'nün pamuk şeker yediğini gördüm. Hemen yanına gittiğimde Öykü'yü kolundan tuttum ve Emirlerden biraz uzaklaşınca herşeyi ona anlattım. Öykü çığlık atınca elimle ağzını kapattım. Emirlerin yanına gidince Öykü:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK ÖKÜZÜM
RomansaHazal ve Öykü çocukluk arkadaşı. Üniversiteyi İzmir de okudular. Aynı bölümden mevzunlar -mimarlık-. Aslan Holdingte iki arkadaş çalışmaya başlarlar. Hazal telefonu ile meşgulken birine çarpar... Öykü öğle yemeği için holdingin otoparkında...