~No land - Düşünme kaybolursun🎶Yaşanan güzel anıların hemen ardından kötü acılar gelirmiş,
bunu senin gittiğin gün öğrendim...Gözlerim usulca aralanırken vücudumun her bir tarafının acı içinde kavrulduğunu fark ettim.
Bunun sebebi tam olarak neydi bilmiyorum,
başım deli gibi çatlıyordu ve boğazıma gelecek olursam yutkunamıyordum bile.Üstüme giydiğim çeketin kalınlığı beni yeterince sıcak tutamamıştı fakat bir geceyi burada geçirdiğim ayrı bir gerçekti.
Babam beni bu şekilde hiçbir zaman evden kovmamıştı. Kim bilir, belki ben evde kalmaya devam etseydim herşey daha beter olacaktı.
Daha fazla düşünmek istemiyordum, yavaşça demirlerden tutunarak ayağa kalktığımda başımın dönmesiyle tekrar yere kapaklandım.Bacaklarım tutmuyordu, sanırım ağır şekilde hastalanmıştım. Tekrar güçlükle ayağa kalkarak kapıdan gelen aydınlık ışık sayesinde savsak adımlarla aşağı katlara ilerledim.
Kapımızın önüne geldiğimde takâtim kalmamıştı, elimi zar zor şekilde kaldırıp kapıya tıklayarak yaslandım.
Saat kaçtı bilmiyorum ancak kapıyı açmazlarsa buraya düşecektim, gücüm yoktu ayakta durmaya kısa bir süre sonra tam bacaklarımı serbest bırakarak yere çökecektim ki kapı açılınca hafiften irkilerek açan kişiye baktım.
Karşımda sarı saçlı, adının Ceren olduğunu öğrendiğim kadın duruyordu, onu baştan aşağı süzdüğümde üstünde duran yakası açık kırmızı bir gecelik vardı.
Bu görüntüye dayanamayarak dudaklarımı iğrenircesine büzdüm, benim geldiğimi görünce içeri girmemi beklemeden kapıdan ayrıldı.
Beklemesini de istemezdim zaten, üstündeki o iğrenç şeyle karşımda durması midemi bulandırmıştı.
Bedenimi odama atarak kapıyı kilitledim. Kendimi yatağın üstüne bıraktığımda istemsiz olarak deli gibi öksürmeye başladım.
Bir türlü durmuyordu bu, bir şeyler yapmazsam daha kötü olacaktım çünkü babam denilen o herifin bana bakacağı yoktu.
Kenarda duran kumbaramı açarak içindeki paraları yatağıma döktüm.En azından evde yemek yemez ve hastaneye gidebilirdim bu parayla.
Daha önceden çalışırken yaptığım az da olsa birikim vardı, çok değildi ancak bir iki hafta karnımı tok tutmaya yeterdi bu para.Ayağa kalkınca bacaklarımın titremesini umursamadan altıma pantolon ve üstüme kazak geçirerek askıdaki kaşe montumu da aldıktan sonra evden hızla çıktım.
Merdivenlerden aşağı inerken düşmemek için kendimi zor tutuyordum.
Ancak bedenime dayatılan bu acı gerçekten çok ağır gelmişti bana, öncelikle karnımı biraz doyurmam gerekiyordu. Belki başımın dönme sebebi tansiyonumdan kaynaklı olabilirdi.
Apartmandan çıkınca yan tarafında duran simitçiye girerek bir simit ve çay aldım. Masaya oturup mideme indirdiğimde parayı ödeyerek beklemeden çıktım.Karların üstünde ayaklarımdan çıkan sesleri duyarken kendimde bir tuhaflık hissettim. Midem acayip şekilde kasılıyordu bir elimi karnımın üstüne koyarak hafifçe yere çömeldiğimde etrafımdaki insanlar tuhaf bakışlarla beni inceliyordu.
Öğürmeye başlarken çok fazla utandım çünkü biraz sonra midemdekiler dışarı firâr edecek gibiydi ve insanlar bana bakıyordu.
Hayatım boyunca hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyordum, diz kapaklarım yere değerken bir elimle saçlarımı geriden tutmaya çalışarak diğer elimle yerden destek aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM TAAHHÜD'Ü |Wattys2020|
Teen FictionGece'nin sükûnetinde kaybolan ruhum artık ebediyete kavuşmak istiyor. Hâlâ gittiğin vakitte gittiğin yerdeyim. Zamanın hızlı geçtiğini söylüyorlar ama kimse bana sormuyor ve bilmiyor sensizlikte saatlerin durduğunu. ~İ E12.08...