~Nuvole Bianche - Ludovico Einaudi🎶
Bana hiçbir zaman doğmayacak güneşmişsin gibi hissettirme,
gün olur çıkar gelirsin hâlâ bıraktığın yerde miyim diye bakarsın.
Yapma!
Beni bir kez bırakırsan bir daha orada bulamazsın.Çünkü ben senin her zaman ruhunun en derinliklerinde saklı olacağım.
Koltuklarda otururken gözümü dikmiş gelen Nisaya bakıyordum.
Demekki Ayazın gönlünü alan kız buymuş.Üstümdeki ıslak elbiseyi değiştirdiğim için az çok rahatlamıştım çünkü onun karşısında zaten gergindim bir de kıyafetle uğraşamazdım.
Dolgun kırmızı dudakları kenara kıvrılırken bir eliyle koyu sarı renkli saçını geriye atarak ela gözlerini Ayaza dikti.
İçimde oluşan bu his gerçekten tuhaftı sanki kalbim paramparça oluyorken sessiz çığlıklarım ardı ardına çıkıyor gibiydi.
Fakat kimse bana kulak vermiyordu...
"Nasılsın Ayaz?"
Ses tonu o kadar naifti ki, gerçekten de sevilmeyi hak edecek bir kıza benziyordu.
Ayaza bakmak için başımı çevirdiğimde siyah gözleriyle buluştum. Göz göze gelir gelmez başını hemen Nisaya çevirerek soğuk ses tonuyla "İyiyim Nisa sen nasılsın?" dedi.
Nisaya baktığımda sanki bu soğuk davranışları Ayazdan beklemiyor gibiydi, geldiğinden beri Ayazın suratı düşmüştü hatta hiç gülümsememişti bile.
Halbuki kaç yıl boyunca beklediği, sevdiği kız gelmişti, sizce sevinmesi gerekmez miydi?
Nisa yüzündeki tebessümü soldurarak "İyiyim" diyebilmişti.
"Neyse hadi biz de kalkalım" Mithatın sesini duyduğumda hemen ona baktım.
Bana bakarken başıyla kapıyı işaret ederek kaşlarını kaldırmıştı.'Tamam' anlamında kafamı salladıktan sonra kalkmıştım, Ayazla Nisaya bakmadan odadan çıktığımda Azrayla Mithat hemen mutfağa girmişti.
"Biz dışarı çıkalım bence"
Azra konuşurken Mithat da "Aynen biraz yalnız bırakalım" diyerek muzipçe sırıtıyordu.
Onları baş başa bırakmak istemiyordum. Hemen
başımı iki yana sallayarak "Siz çıkın ben az sonra çıkacağım alacağım bir kaç eşya var." dediğimde "Emin misin?" diyen Azra bana meraklı gözlerle bakıyordu. Sanki bir şeyler hissetmiş gibiydi."Hı hı"
"İyi o zaman hadi Mitoş çıkalım biz" Azra gülümseyerek bunu söylediğinde Mithat derin bir iç çekerek sözcüklerini bir araya getirdi.
"Mitoş ne ya, abi ben bu hallere düşecek insan mıydım?"
"Evet."
Azranın cevabına ister istemez gülümsedim, gerçekten iyi anlaşıyorlardı iki yıldır onlarla beraber olmama rağmen tartışmalarına hemen hemen hiç şahitlik etmemiştim.
Onlar çıktıktan sonra Mutfaktaki sandalyeye bedenimi atarak gözlerimi tavana diktim.Aslında şuan Holdingte olmam gerekiyordu ancak o kadar halsizdim ki gitmek istemiyordum ve merak ettiğim bir kaç şeyi öğrenmem lazımdı.
Acaba Nisayla Ayaz şuan ne hakkında konuşuyorlardı veya ne yapıyorlardı?
Zaten bu evden çekip gideceğimi Ayaza söylemiştim. Onlara son bir kez daha bakarak gitmek istiyorum. Belki Ayazı ilk ve son kez mutlu görebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM TAAHHÜD'Ü |Wattys2020|
Teen FictionGece'nin sükûnetinde kaybolan ruhum artık ebediyete kavuşmak istiyor. Hâlâ gittiğin vakitte gittiğin yerdeyim. Zamanın hızlı geçtiğini söylüyorlar ama kimse bana sormuyor ve bilmiyor sensizlikte saatlerin durduğunu. ~İ E12.08...