~Mark Eliyahu -Drops🎶
Acıların yoğutulmuş hali yüreğimde saklı iken, bir köşesinde sen vardın.
Sen de benden kopunca acılar tüm kalbime dağılarak beni içten içe tüketti.
Bu tükenmişliğim karşısında artık kim beni azad edebilirdi ki?E ~ K
Mithat bedenini önümdeki koltuğa atarken bir elini sağ koluna bastırıyordu. Daha ne olduğunu anlamadan hızla ayağa kalkarak "Mithat ne oldu sana?" diyebildim.
Ayaz yanında dururken elini Mithatla beraber kanayan yere bastırıyordu ardından siyah gözleri beni buldu. "Soru sormaya vakit yok, bana şu çekmecedeki bezi getir çabuk!"
İşaret ettiği yere koşar adımlarla gidip çekmeyeceyi açtım, karşıma çıkan ilk yardım çantasını açarak elime gelen kalın bezleri ve sargı bezlerini hızla Ayaza uzattım.Mithatın elini kenara iterek elindeki kalın bezle önce iyice bastırdığında Mithatın ağzından ufak bir bağırma sesi çıktı.
"Yavaş lan!"
Ayaz daha da sert bastırırken konuştu. "Kusura bakma kardeşim ama yaran pek yüzeysel durmuyor."
Neden Hastaneye gitmemişlerdi ki ?
Aklımdaki soruyu dile getirerek Ayaza yönelttim."Hastaneye neden gitmiyorsunuz ?"
"Gidemeyiz."
Ses tonu kendinden emin ve sert çıkmıştı, ancak şuan Mithatın hayatı söz konusuydu ve açıkçası korkuyordum.
"Ya nasıl gidemezsiniz? çocuk kan kaybından ölecek yoksa!"
Bıkkınlıkla aldığı nefesi verdi.
"Merak etme birşey olmaz ona"
Araya Mithat girince bakışlarım istemsiz olarak ona çevrildi.
"Bu Volkan denilen herif dişli çıktı a.... koyayım"
Volkan kimdi ?
Neden bu şekilde yaralamıştı ?
Aklımdan geçen soruları ne kadar sormak istesemde vazgeçip sustum."Tam bir piç, aslında hata bizde önlemimizi almalıydık" Ayazın sesi odada yankılanırken Mithat konuşmaya devam etti.
"Nerden bilebilirdik ki üç adam daha yollayacağını"
Volkan dedikleri kişi tam bir psikopattı sanırım,
Ayaz yavaşça elindeki sargıyı sıkı bir şekilde Mithatın koluna sararken benim bile canım yanmıştı.Mithattan çıkan inleme sesleri yüreğimi paramparça ediyordu resmen, sargı işi tamamlandıktan sonra Ayaz toparlanıp kapıya doğru ilerlerken gözlerimle onu takip ettim.
Salonun hemen dibindeki lavaboya girerek ellerindeki kanı temizliyordu.
Ardından çıkıp yatak odasına yöneldiğini görünce tereddüt dahi etmeden peşine takıldım.İçeri destursuz girerken Ayaza baktım üstündeki kanlı tişörtü çıkarıyordu, gözlerim hızla açılırken başımı yana çevirdim.
Bir an üstümde dolaşan bakışları hissederken "Ayaz" diyebildim.
"Hı" derken sesi çok boğuk çıkmıştı.
Başımı onun olduğu yöne çevirdiğimde üstüne başka bir tişört giymiş olması beni rahatlatmıştı."Sana sormam gereken şeyler var" Aslında bir çok şey vardı ancak bir tanesini sormak istiyordum.
Yorgun gözlerini üstümde gezdirirken "Sor" dedi, bir adım gerileyerek sırtımı duvara yasladıktan sonra ona sorumu yönelttim.
"Volkan kim?"
Sorduğum soru karşısında tek kaşını kaldırırken beni cevapladı.
"Her zaman bu kadar meraklı bir insan mıydın? yoksa sonradan kazanılmış bir şey mi?" dediğinde duraksadım, evet ben aslında çok fazla meraklı bir insan değildim ancak bu evde yaşanan ve gördüğüm şeyler karşısında meraklı davranmamak mümkün değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM TAAHHÜD'Ü |Wattys2020|
Teen FictionGece'nin sükûnetinde kaybolan ruhum artık ebediyete kavuşmak istiyor. Hâlâ gittiğin vakitte gittiğin yerdeyim. Zamanın hızlı geçtiğini söylüyorlar ama kimse bana sormuyor ve bilmiyor sensizlikte saatlerin durduğunu. ~İ E12.08...