Bölüm 13

358 74 31
                                    

~ Evgeny Grinko - Faulkners sleep🎶

Yüzün gözlerimin önüne serildiğinde,
çırpınacak olan kalbime engel olabilir miydim?
Ne biçim bir hasretti bu böyle,
peki sana kavuşunca ben de oluşacak hisleri telâffuz edebilecek miydim?

Sanki uzun süre suyun dışında kalmış bir balığı tekrar denize kavuşturmak gibi,
sanki kafese kapatılan bir kuşu
tekrar gökyüzüne salmak gibi,
hissedebilirdim belki...

Volkan Yılmaz ?

Duyduğum isimle kaşlarım havalanırken,
Mithat hızla yanımdan geçerek Ayazın yanına gitti.

Mithatın gözleri irileşirken Ayaz çocuğun saçlarındaki elini hızla çekerek geriye bıraktı.
Daha sonra Mithatın ağzından şu kelimeler döküldü.

"Ne yapıcaz şimdi ?"

Ayaz öfkeyle etraftaki havayı içine çekerken konuştu.

"Bize tuzak kurdu piç"

Ne olduğunu anlayamadan bir Mithata bir Ayaza bakarken ağzım aralandı fakat ben birşey demeden Ayaz tekrar konuşmaya başladı.

"Aslında bizim burada yaşadığımızdan habersizdi, ancak bir şekilde öğrendi ve emin olmak için böyle birşey yaptı."

"Biz bu adamdan kurtulamayız Ayaz"

Mithat ellerini havaya kaldırarak jest ve mimiklerini kullanarak sert biçimde konuşuyordu.

"Zaten amacımız kurtulmak değil."
Kendinden emin ve kararlı konuşan Ayaza baktığımda gözleri üstüme kaydı.
Yerimde hafifçe haraketlenirken bana işaret ederek "Açelya buradan gitmemiz gerek ve sen de bizimle geliyorsun." dedi.

İtiraz etme gibi bir şansım yoktu.
Ancak olanları kafam almıyordu, Volkan denilen herif tam olarak şuan ne istiyordu? Zaten Ayaza yaptıkları yetmemişmiydi?

Hızla çantamı koyduğum yere ilerleyerek omuzlarıma geçirdim, ardından onlar da odalarına giderek eşyalarını toplayıp orta boylu bir sırt çantasına koydular.

Salondan tam geçip giderken Mithatın sesini duymamla bakışlarım usulca onlara kaydı.

"Bunu ne yapıcaz?" Eliyle işaret ettiği yere baktığımda elleri bağlı olan çocuğu görünce ister istemez içimi hüzün kaplamıştı.

"Siktir et, Volkanın adamları en kısa sürede buraya gelir zaten, bizim hemen çıkmamız gerek."

Kapıdan çıkınca, elimdeki çantayı daha sıkı kavrayarak peşlerinden gitmeye başladım.
Karanlık sokaklarda yürürken çok fazla olaya tanıklık ettiğimi fark ettim.

Evet benim hayatım da sakin değildi ancak yaşadığım olay içerisindeki şiddet her zaman bana yönelik olduğundan alışıktım fakat başkası işin içine girince hislerim alt üst oluyordu..

Düşüncelerimi bölen şey arkamızdan patlayan silah sesi olmuştu, tiz çığlığım etrafa yayılırken Ayaz bir anda elini elime geçirerek peşinden koşmamı sağladı.

Korkudan bacaklarım titriyordu fakat bir yandan da deli gibi koşabileceğime inanıyordum.

Bunun bizim dünyamızdaki adı da sanırım Göt korkusuydu.

"Mithat sen diğer tarafa! Peşlerinden kurtulunca mesaj atacağım yere gel."

Bunu Ayaz o kadar hızlı ve nefes nefese söylemişti ki bir an ben bile anlamakta zorluk çektim.

ÖLÜM TAAHHÜD'Ü |Wattys2020|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin